Hukuk Dairesince bozmaya uyularak itirazın iptali ve takibin devamına, icra inkar tazminatı isteminin reddine dair verilen kararın, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, temyiz edenin sıfatıyla, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-İnceleme konusu davada; davalı hakkında sahte sigortalılık nedeniyle iptal edilen sigortalılık süresince yapılan sağlık giderinin tahsili istemli başlatılan icra takibine yapılan itiraz sonucunda eldeki davanın açıldığı, itirazın iptaline karar verilmesine rağmen alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar...
KARAR Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağı istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itirazı üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması isteminde bulunmuş mahkemece davanın kabulü ile itirazın kaldırılmasına, asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir. 1- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalı borçlunun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davalı borçlunun tahliyeye yönelik temyiz itirazlarına gelince; 6100 sayılı HMK'nın ''Taleple Bağlılık İlkesi'' başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; ''Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez....
Bu yasal düzenlemeler çerçevesinde; davanın açıldığı tarihte alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirleyemeyen davacı tarafından, dilerse belirsiz alacak davası, dilerse kısmi dava ile birlikte alacağın geri kalan kısmının tespiti, ve yine dilerse alacağın tümünün belirlenebilmesi için bir tespit davasının açılması mümkündür. Bir alacağın davanın açıldığı anda belirli mi belirsiz mi, tartışmalı mı tartışmasız mı olduğunun nasıl belirleneceği hususuna gelince; Bu konudaki en önemli kriter alacağın likit olup olmadığıdır. Doktrinde; talep konusunun miktarının, tarafların anlaşmasına gerek kalmaksızın objektif olarak belirlenebilmesinde, İİK 67. madde hükmünde öngörülen icra inkâr tazminatına ilişkin “likit alacak” kavramının yol gösterici olabileceği ileri sürülmüştür.(Kuru/Budak, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Getirdiği Başlıca Yenilikler, İstanbul Barosu Dergisi, Cilt 85, Sayı, 2011/5, s. 11; Yılmaz Ejder, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2012 s.737 vd.)....
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Değerlendirme dava tarihine göre yapıldığından, hükmedilen bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, ek dava olarak açılıp asıl dosya ile birleşen bölümüne ek (birleşen) dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. paragrafından (Taleple bağlı kalınarak, 723.490,08-TL alacağın, 1.000,00-TL'si için 16/05/2012 tarihinden, geriye kalan 722.490,08-TL'si için 23/03/2016 tarihinden itibaren) kelimelerinin çıkartılmasına, yerine (723.490,00-TL alacağın ilk dava tarihi 16.05.2012 tarihinden itibaren) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalı idare aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına ve peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, temyiz eden davacılar yararına yürürlükte bulunan...
Gerek sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte olan BK hükümleri gerekse dava tarihi itibariyle yürürlükte olan TBK hükümleri uyarınca eser sözleşmesinde iş sahibi aleyhine açılacak iş bedelinin tahsili istemli davada zamanşamı süresi 5 yıldır ve alacağın muaccel olacağı tarihten itibaren işlemeye başlar. Bu açıklamalardan sonra somut olayın incelenmesinde; davacı vekilince iş bedelinin tahsili amacıyla dava açılmış olup, davanın dayanağı 23/12/2004 tarihli eser sözleşmesi ve 30/09/2005 tarihli hakediştir. Davacı işi sözleşme gereği teslim ettiğini ve hakedişin düzenlendiğini ileri sürdüğüne göre alacağın muaccel olduğu tarihin hakedişin düzenlediği tarih olduğu ve zamanaşımı süresinin bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, davanın 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 30/03/2018 tarihinde açıldığı değerlendirilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir....
kaçak elektrik kullanımından kaynaklı alacağın tahsili için------ tesisat üzerinden kaçak elektrik kullanımından kaynaklı alacağın tahsili için ----- üzerinden kaçak elektrik kullanımından kaynaklı alacağın tahsili için ---- sayılı dosyasında ---- üzerinden kaçak elektrik kullanımından kaynaklı alacağın tahsili için------ sayılı dosyasında,----numaralı tesisat üzerinden kaçak elektrik kullanımından kaynaklı alacağın tahsili için ----- numaralı tesisat üzerinden kaçak elektrik kullanımından kaynaklı alacağın tahsili için --- tesisat üzerinden kaçak elektrik kullanımından kaynaklı alacağın tahsili için ----- dosyasında ,---- numaralı tesisat üzerinden kaçak elektrik kullanımından kaynaklı alacağın tahsili için ---- tesisat üzerinden kaçak elektrik kullanımından kaynaklı alacağın tahsili için ---- tesisat üzerinden kaçak elektrik kullanımından kaynaklı alacağın tahsili için ----- üzerinden kaçak elektrik kullanımından kaynaklı alacağın tahsili için ----- dosyasında takip başlatıldığını...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, eski yöneticinin zimmetinde kalan 20.900 TL nin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali, birleştirilen davada ise 200,00 TL alacağın faiziyle birlikte tahsili istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı (birleştirilen davanın davacısı) ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....
K A R A R Davacı,davalının avukatı olarak 2.4.2007 tarihinde vekaletname aldığını,davalının altı çekinin tahsili için anlaştıklarını,çek bedellerinin davalıya ödenmesi,kalan bedellerin vekalet ücreti olarak ödenmesini yazılı olarak kararlaştırdıklarını,beş çek bedelinin tahsil edildiği ve ücret alacağını aldığını,sonuncu çek için icra takibi yaptığını,davalının 13.7.2007 tarihli azilname ile kendisini haksız olarak azlettiğini ve çek bedelini tahsil ettiğini bildirerek 9.635 Tl alacağının tahsili için başlattığı icra takibine itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Faturaya dayalı alacaklarda alacağın likid kabul edilebilmesi için faturanın borçlu davalıya tebliğ edilmesi, yasal sürede itiraz edilmeyerek içeriğinin kesinleşmesi veya faturanın davalının ticari defterlerine kayıt edilerek benimsenmesi gerekir. Somut olayda takip dayanağı faturaların borçlu davalıya tebliğ edildiği, itiraz edilmeksizin içeriğinin kesinleştiği ya da ticari defterlerine işlenmek suretiyle davalı yanca benimsendiği davacı alacaklı tarafından kanıtlanamamıştır. Taraflar arasındaki alacak borç durumu ve ödemeler düşüldükten sonra kalan alacağın miktarı yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile saptanmış ve hüküm altına alınmıştır. Bu durumda alacağın likid olduğundan ve davalı borçlunun takibe itirazında haksız bulunduğundan sözedilemez. Ulaşılan bu sonuca göre davacının icra inkâr tazminatı isteminin reddi gerekirken alacağın likid kabul edilerek icra inkâr tazminatına hükmedilmesi doğru bulunmamıştır....
O halde belirsiz alacak davasında bir miktarın tahsili yanında, kalan tutarın tespiti istenebilecek ve yargılama sırasında belirlendiğinde kalan miktar da talep edilebilecektir. Bunun tam eda davasından farkı, belirlenebilen miktarın talebi yerine, kısmi bir miktarın istenebilmesidir. Örneğin belirsiz bir alacak içinalacaklı tarafından belirsiz alacak davası açıldığında ve 100,00TL için tahsil, kalan miktarı için ise alacağın tespiti istendiğinde kısmi eda külli tespit davasından söz edilir. Zira alacaklı işveren veya resmi kurum kayıtlarında geçen belirleyebildiği miktarı davaya konu etmek yerine, farazi bir miktar için talepte bulunmuştur. Sözü edilen davanın kısmi davadan farkı ise, alacaklının kısmi dava açtığını belirtmeksizin belirsiz alacak davasından söz ederek taleplerde bulunmasına dayanır....