maddesi uyarınca da ihtiyati tedbir kararı dava açılmasından önce verilmişse tedbir talep eden, bu kararın uygulanmasını talep ettiği tarihten itibaren 2 haftalık süre içinde esas hakkında dava açmak ve buna ilişkin evrakı kararı uygulayan memura ibrazla dosyaya koydurmak ve karşılığında belge almak zorundadır. Aksi halde tedbir kararı kendiliğinden kalkar. Temyize konu olayda, mahkemece, ihtiyati tedbir talep eden tarafın bu talebi kabul edilmiş, daha sonra karşı tarafın bu karara itirazı duruşmalı olarak incelenmek suretiyle ihtiyati tedbir kararının aynen devamına, ihtiyati tedbir kararının verildiği değişik iş dosyası üzerinden incelenip karar verilmiştir. Dava dosyası içeriğinde ise, lehine ihtiyati tedbir kararı verilen tarafın esas davayı açtığına ilişkin belgeye rastlanmadığı gibi, aksine; aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen tarafın, ihtiyati tedbir talebi lehine sonuçlanan taraf aleyhine hükümsüzlük davası açtığı anlaşılmıştır....
haklarının saklı kalması kaydıyla ihtiyati tedbir taleplerinin reddine, yasal dayanaktan yoksun ve ispattan yoksun haksız davaların usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Esası alındığını, mahkemece davalı şirket ile davalı ortakların aynı vekil ile temsil edilemeyeceğinden 2 haftalık süre verildiğini, aksi halde davadaki temsil eksikliğinin giderilmesi için karar verileceği 30.11.2022 tarihli duruşmada 4 nolu ara karar olarak yer aldığını, dolayısıyla taraf teşkili sağlanmadan, ön inceleme yapılmadan tefrik kararı verilmesinin de yanlış olduğunu, mahkemece verilen tefrik kararının hatalı olduğunu, ileri sürülen talebin tedbir niteliğinde olduğunu, taleplerinin ayrı dava olarak addedilmesi ve bu taleple ilgili tefrik kararı verilmiş olmasının yanlış olduğunu, çünkü her davada hak kaybı ve haklara zarar verilmesi tehlikesi varsa, davanın her aşamasında ihtiyati tedbir talebinin ileri sürülebileceğini, tedbir türünü de kanunun sınırlamadığını, hak kaybının önlenmesi hangi tedbirin alınmasını gerektiriyorsa o tedbir kararının verilebileceğini beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak şirkete yönetici kayyum atanmasını talep etmiştir....
HMK'nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK'nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Somut olayda, davacı müdürün azline de karar verilen genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemiyle açılan davada davacının müdür olarak veya üçüncü bir kişinin kayyım olarak atanmasına dair ihtiyati tedbir isteminde bulunulmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 25/11/2022 (Ara Karar) - 30/12/2022 (Ara Karar) NUMARASI : 2021/783 Esas LEHİNE İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLEN DAVACI VEKİLİ KARŞI TARAF DAVALI : VEKİLİ TALEP : İhtiyati Haciz - İhtiyati Tedbir - İhtiyati Tedbire İtiraz TALEP TARİHİ : 24/11/2021 - 27/12/2022 KARAR TARİHİ : 09/03/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2023 Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada ihtiyati tedbir ve ihtiyati tedbire itiraz, birleşen davada ihtiyati hacze ilişkin talebin dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davada ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, 6 adet taşınmaza ihtiyati tedbir konulmasına, birleşen davada ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne, 6 adet taşınmaza ihtiyati tedbir konulmasına, birleşen davada ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı asıl ve birleşen dosyada davacılar vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup...
Anılan yasal düzenlemelere göre, dava dilekçesi ve ekleri ve mevcut delil durumu birlikte değerlendirildiğinde dava sebepleri yönünden yaklaşık ispat şartları birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati tedbir talebi verilmesi yönünde yaklaşık ispat şartlarının oluşmadığı, deliller toplandıkça bu konunun talep üzerine tekrar ihtiyati tedbir şartlarının değerlendirildiğini, talep tarihi itibariyle mevcut deliller ile ihtiyati tedbir talebi verilebilmesi için yaklaşık ispat şartları oluşmadığı belirlenmekle ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....
Kişiye satarak zarara neden olduğunu, bu sebeple davalının münferit imza ve temsil hak ve yetkilerinin tedbiren kaldırılarak, müşterek temsil ve imza yetkisi verilmesini mümkün olmazsa mali müşavir ile birlikte temsil ve imza yetkisi verilmesini ayrıca şirket taşınmazına tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Geçici hukuki koruma türlerinden olan İhtiyati Tedbir 6100 sayılı HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 390. maddesinde ihtiyati tedbir talebi, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir....
tedbir konulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin teminatsız olarak kabulüne, davalı şirket adına kayıtlı araçlara ve gayrımenkullere ihtiyati tedbir konulmasına, karar verilmiştir.Bu ara karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
tedbir konulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin teminatsız olarak kabulüne, davalı şirket adına kayıtlı araçlara ve gayrımenkullere ihtiyati tedbir konulmasına, karar verilmiştir....
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 394/1. maddesinde, karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebileceği, 5. fıkrasında da, itiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Mahkemece, davacının asıl davanın yargılaması sırasında kayyum tayinine ilişkin ihtiyati tedbir talebi karşı taraf dinlenmeksizin celse arasında kabul edilerek, kayyım tayini kararı verildiğine göre, davalının bu karara karşı itiraz yoluna başvurabileceği açık olup kararın temyizi mümkün bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 03,15 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 13.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....