İlk derece mahkemesi kararı özetle; Davacı vekilinin tedbir talebinin 06/06/2017 tarihinde reddedildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili istinaf başvurusu dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir taleplerinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini, ihyati tedbir taleplerinin FSEK 77.maddesine dayandığını, FSEK 68.maddesinin bir tazminat hesaplamada takdir yöntemi olduğunu, yargılama sona erinceye kadar müvekkilinin emeğinin haksız yararlanmasını önlenmeye yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine gerekçe olamayacağını belirtilerek ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararının bozularak, tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesi talep olunmuştur. GEREKÇE: Davacı vekili projesinin tanıtımlarda kullanılmasının yasaklanmasını önlemek amacıyla ilk derece mahkemesinden ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, mahkemece tedbir talebi reddedilmiştir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir kararının reddedilmesine karşı istinaf yoluna başvurulmasıdır....
İhtiyati tedbire veya ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verirken hakim dava hakkındaki kanaatini yalnız ihtiyati tedbir talebi ile sınırlı olarak -kanunen gerektiği için- açıklamak durumundadır. Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir. 6100 sayılı HMK'nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, "Yaklaşık ispat" kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hakim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, limited şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup talep, 6100 sayılı HMK'nın 389'ncu maddesi hükümleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, somut olayda davalı şirkete kayyım atanması ve şirket malvarlığı üzerine tedbir konulması talepleri bakımından ihtiyati tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır....
İhtiyati tedbire veya ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verirken hakim dava hakkındaki kanaatini yalnız ihtiyati tedbir talebi ile sınırlı olarak -kanunen gerektiği için- açıklamak durumundadır. Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir. 6100 sayılı HMK'nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, "yaklaşık ispat" kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hakim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır....
un yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılarak azline ve kayyım atanmasına yönelik bu kapsamda mevcut delil ve koşul durumu ile davacı yan iddiasının yaklaşık dahi olsa ispatlanmadığı ve HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediği değerlendirilerek ihtiyati tedbir istemine konu taleplerin bu aşamada reddine" karar verilmiştir.Bu karara karşı ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Ayrıca ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmamalıdır. Somut olayda; dava, ödeme emrinin iptali talebi olup, dava konusu ödeme emirlerinin tahsil işlemlerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı istenmiştir. İstinafa konu ihtiyati tedbir talebi davanın esasına ilişkin olup, yargılamayı gerektirdiği, yargılamayı gerektiren konuda ve nihai hüküm etkisini doğuracak mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinin 19. fıkrasında iş mahkemesine başvurulmasının alacakların tahsilini durdurmayacağı düzenlemesi karşısında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği de gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasında davacı vekilinin talebi üzerine verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- İhtiyati tedbir kararına itiraz eden ... (...) vekili, davacı kooperatifin açtığı sorumluluk davası ile yönetici ve denetçilerin kooperatifi zarara uğrattıkları ileri sürülerek tazminat isteminde bulunulduğunu, kooperatif ortağı olmayan müvekkilinin taşınmazları üzerine, kooperatif yöneticisi olan davalılardan ...’in eşi olması nedeniyle ihtiyati tedbir konduğunu, daha önceki itirazlarının reddedildiğini ileri sürerek, müvekkili adına tapuda ... .... Bölge, .... Mahallesi, 36809 Ada ......
Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; şirketin borca batık olması nedeniyle iflası ve şirket müdürünün Covid-19 kapsamında evde bulunması gereken yaş grubunda olması, işleri idaresinin güçlüğü ve kısıtlanması için İzmir 9.SHM'de dava açılış olması sebebiyle tedbiren yönetici kayyumu atanması, ayrıca tedbiren şirketin mallarının defterinin tutulmasını talep etmiştir. MAHKEMESİNCE : Her ne kadar davacı tarafça şirket malları için defter tutulması ve bunların yönetimi için tedbiren yönetici kayyımı atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş ise de; davacı şirketin yetkilisinin 2013 yılından itibaren 20 yıl süre ile ... olarak belirlendiği, şirkette herhangi bir organ boşluğunun söz konusu olmadığı, şirkette organ boşluğu olmadığı için şirkete yönetici kayyımı atanamayacağı, davacı tarafça ayrıca şirket malları için defter tutulmasının da talep edildiği, defter tutulması ile muhafaza tedbirinin İİK 161....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ihtiyati tedbir talebi hakkında ilk derece Mahkemesi tarafından "somut olayda davacı vekili, açmış olduğu yönetici azli davasında davalının yönetim ve temsil yetkilerinin tedbiren kaldırılmasına ilişkin ihtiyati tedbir talep etmiş ise de; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekli olup davalının yönetici olarak şirketi yönetmesinin davacı yönünden hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı konusunda mahkememizde kanaat oluşmadığı, talep sahibi davacının, hakkını tehdit eden yakın bir tehlike nedeniyle ivedi bir koruma ihtiyacı içinde bulunmadığı,ticaret şirketleri...
Davacıların talebi niteliği itibariyle yalnızca şirketin taraf olduğu davalarda temsil etmek üzere avukat görevlendirilmesi için temsilci atanması, başka bir ifadeyle TMK'nın 426. Maddesi gereğince temsil kayyımı atanması talebinden ibarettir. Bu davanın açılmasından daha önce Adana 1. ATM'nin 2010/... esas sırasına kayıtlı dava açılmıştır. Söz konusu davada, şirketin müdürü ...'ın azli ve ayrıca yönetici kayyımı atanması istenilmiştir. Mahkeme kararının, müdürün azline ilişkin kısmı kesinleşmiştir. Bu nedenle şirkete yönetici kayyımı atanması gerekmektedir. Keza şirket, ortaklar arasındaki anlaşmazlıklardan dolayı yönetilemez durumdadır. Ayrıca şirket gayrı faal durumdadır. Adana 1. ATM'nin 2019/... esas 2019/... karar sayılı karar ile, ... ve ... yönetici kayyımı olarak atanmıştır. Bu karar henüz kesinleşmemiştir. Kararın bu şekilde kesinleşmesi halinde şirketi davalarda temsil edecek vekilin, atanan kayyımlar tarafından görevlendirilmesi lazımdır....