İdare Mahkemesinin 2005/1733 Esas sayılı dosyasıyla açılan davanın reddedildiğini, taşınmazın oluşmasına dayanak teşkil eden idari kararların idari yargı yerinde iptal edilmediği sürece yolsuz teşkil iddiası ile açılan tapu iptali ve tescil davasının dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; işlemin idari yargı yerinde iptal edilmediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece "... mahkemece idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilmediğinden yolsuz tescilin söz konusu olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş ise de; dava konusu taşınmaza dayanak idari işlemin iptali için İdare Mahkemesinde açılan davanın henüz sonuçlanmadığı ve mahkemece bu hususun üzerinde durulmadan sonuca gildildiği anlaşılmaktadır....
Gerçekten de; ihyası talep edilen taşınmazın tescil bildirim beyannamesinde Hazine adına sicilinin oluşturulması öngörüldüğü halde, tescil sırasında hataya düşülerek ... Belediyesi adına tescil edildiği, davacı Hazinenin mülkiyet hakkı sahibi olup, ... Belediyesi adına oluşan sicil kaydının TMK'nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve iptali gerektiği açıktır. Öte yandan; sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemlerin idari yargı yerinde iptal edilip, kararların kesinleşmesi ile imar parsellerinin sicillerinin dayanaksız hale geldiği ve yolsuz tescil durumuna düştükleri tartışmasızdır. Diğer taraftan bilindiği gibi; 3194 sayılı İmar Kanunu düzenlemeleri kamu düzenine ilişkin bulunduğundan kazanılmış hak olgusundan söz edilemez. Yargıtay 1....
Belediyesi adına oluşan sicil kaydının TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve iptali gerektiği açıktır. Öte yandan; sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemlerin idari yargı yerinde iptal edilip, kararların kesinleşmesiyle imar parsellerinin sicil kayıtlarının dayanıksız hale geldiği ve yolsuz tescil durumuna düştükleri tartışmasızdır. O halde, bilirkişi rapor ve krokisinde gösterildiği üzere eski hale ihya ile ... adına tescil isteğinin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 17.08.21999 ve 12.11.1999 tarihleri arasında meydana gelen deprem nedeniyle, 7269 sayılı Yasa uyarınca, 335 ada 1 parselde bulunan 5 nolu bağımsız bölümün davalı adına tescil edildiğini, yapılan inceleme sonucu davalının hasarsız ikinci konutunun olduğunun tespit edildiğini, haksız olarak elde edilen konutun geri alınması için 26.11.2007 tarihinde 7269 sayılı Kanunun 29. Maddesi gereğince hak sahipliğinin iptaline karar verildiğini, davalının kararın iptali için açtığı davanın reddedilerek kesinleştiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, dayanak idari işlemin iptali ile tescil işleminin yolsuz hale geldiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
IV.TEMYİZ 1.Temyiz yoluna başvuran Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur. 2.Temyiz nedenleri Davacı vekili özetle; 11784 parselin de tapusunun iptalini talep ettiklerini dilekçede bahsedildiği halde sehven sonuç bölümünde belirtilmediğini, taşınmazların devir amacına aykırı olarak satılamayacağını belirterek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir. 3.Gerekçe 3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. 3.2.İlgili Hukuk 4721 sayılıTürk Medeni Kanununun 1025. maddesi 3.4 Değerlendirme Bilindiği üzere, tescilin dayanağını oluşturan idari karar hukuki varlığını koruduğu sürece açılan tapu iptali tescil davasının dinlenebilme olanağı yoktur. Diğer bir deyişle, tapu kütüğündeki tescilin idari karara dayanması halinde kararın idari yargı yerinde iptal edilmesi durumunda tescil hukuki dayanağını yitirir ve yolsuz tescil halini alır....
Davacı, dava konusu----- tescil işlemini yaptıramadığını, tescil işlemi için başvuru yaptığında dava konusu plakanın dava dışı üçüncü kişiye satışının ve tescil edildiğini öğrendiğini, yapılan tescil işleminin yolsuz olması sebebiyle tescil işleminin iptali için dava açtığını ve----- Karar sayılı dosyası ile dava konusu hattın davacıya ait olduğunun tespitine, tescil işleminin mahkemenin yetkisinde olmaması sebebiyle tescil talebinin reddine karar verildiğini, anılan kararın---- geçerek kesinleştiğini, --- sayılı ilamı gereğince----başvurulmuş ise de, ---tarafından tescil talebinin kabul edilmediğini, davalı -----kusurlu olduğunu, dava konusu ----- davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Ancak, idarenin bu görevlerini yerine getirirken taşınmazların geometrik durumlarının hatalı tespiti, hak sahiplerinin hatalı belirlenmesi ya da kayıtların yolsuz veya usulsüz oluştuğu iddiasının bulunması halinde, gerçek durumun tespiti ve düzeltilmesine ilişkin davalar adli yargıda görülerek çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklardır. Somut olayda dava, taşınmazın yolsuz tescil nedeniyle tapu kaydının iptali ile tescili istemine ilişkindir. Davacı, idare tarafından yapılan imar işleminin iptalini istememekte, imar sonucu oluşan parselin adına tescil edilmesi gerekirken Belediye adına tescil edilmesine karşı çıkmaktadır. Türk Medeni Kanununun 1024. maddesi gereğince davanın görülme yeri adli yargıdır. Bu nedenle davanın reddi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 336 ada 19 parsel sayılı kat mülkiyeti tesisli işhanı nitelikli taşınmazın ... Belediyeye ait iken, Belediye ... ve Encümen kararları doğrultusunda yapılan ihale işleminin idari yargı yerinde iptal edildiğini, ancak ihaleyle edinen dava dışı kişilerin, anılan Belediye işhanının 8 adet bağımsız bölümünü 13.07.2007 tarihinde ve satış suretiyle davalılara devrettiklerini, oysa ilk el maliklerin adlarına tescilin dayanağı olan idari işlemin idari yargı kararıyla ortadan kaldırılması sonucu tescilin yolsuz hale geldiğini ve ilk elden edinen davalıların da değinilen hukuki süreçten haberdar olup, iyiniyetli olmadıklarını ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur....
Davacı, maliki olduğu 1561 ada 44 sayılı kadastral parselinin de içerisinde yer aldığı alanda yapılan imar uygulaması ile oluşan 4438 ada 31 sayılı imar parselinin davalı adına tescil edildiğini, ancak anılan şuyulandırma işleminin idari yargı yerinde iptal edilerek kesinleştiğini ve böylece davalı adına tescilin yolsuz hale geldiğini ileri sürüp, tapu iptali ile kadastral duruma dönülerek 1561 ada 44 sayılı parselin adına tescilini istemiştir....
İdare Mahkemesinde açılan dava sonucu mahkeminin 20.04.2000 tarih ve 1999/1104 Esas, 2000/367 Karar sayılı ilamı ile imar işleminin iptal edilerek kesinleştiği, ancak işlemin iptalinden sonra Eyüp Belediye Encümeninin 21.10.2003 tarih ve 837 sayılı kararı ile yeni bir imar uygulaması ile ilk uygulamanın geometrik ve hukuki durumuna bağlı kalınarak idari işlem tesis edildiği, ne var ki bu işleminin de ... 7.İdare Mahkemesinin 2008/1564 Esas 2009/1302 Karar sayılı ilamı ile iptal edilerek kararın 22.03.2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. İmar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edilmesi halinde, sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin ortadan kalkması ile sicildeki kaydın yolsuz tescil durumuna düşeceği tartışmasızdır. Hal böyle olunca; kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası yönünde karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir....