Dava konusu, taşınmazda imar uygulaması ile yeni mülkiyet durumunun oluştuğu, imar uygulaması işleminin idari yargı yerinde iptal edilmediği sürece davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; isteğin imar işlemini ortadan kaldırmaya yönelik olmayıp yolsuz tescilin düzeltilmesine yönelik bulunduğuna, buna göre araştırma yapılıp karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak tamamlanan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu taşınmazların bulunduğu alanda davalı belediyece yapılan imar uygulaması ile 498 ada 3 parsel sayılı taşınmazın belediye adına tescil edildiğini, daha sonra da ihale ile diğer davalıya satıldığını, idari yargı yerinde açtığı dava sonucunda daha önceden iptal edilen imar işlemi nedeniyle davalıya satışa ilişkin işlemin de iptal edildiğini, davalı adına oluşan kaydın yolsuz tescil durumuna düştüğünü ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddinin savunmuştur. Mahkemece, taşınmazın belediye adına tesciline ilişkin imar işleminin ve davalıya ihale ile satışa ilişkin işlemin idari yargı yerinde iptal edildiği gerekçesiyle davanın davalı ... yönünden kabulüne, davalı ... yönünden ise husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Böyle bir durumda da dayanıksız kalan kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Somut olayda; dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptali nedeniyle imar parsellerinin yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle tapu iptali ve tescil kararı verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin tamamen yerine getirildiğinden söz edilemez. Zira, dava konusu 7527 ada 3 ve 4 sayılı imar parsellerinin tapu kayıtlarının iptali ile 433 sayılı kadastral parselin ihyası ve davacı adına tesciline hükmedilmesi gerekirken, sicil kayıtları yolsuz tescil durumunda bulunan imar parselleri üzerinden tescile karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Davacı, kadastral parselin ihyası, başka deyişle imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin ... kayıtlarının iptali ile eski hale getirilmesini istemekte olup bu durumda kadastral parselin kısmen ihyası mümkün olamayacağından ihyası istenen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tespiti ile koşulları oluşmuş ise tamamının tapularının iptali yönünde karar vermek gerekir. Diğer taraftan ... iptal ve tescil davalarının kayıt malikleri aleyhine açılacağı da tartışmasızdır. Öte yandan, imar işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası isteğine ilişkin bu davalarda, taraflar arasında mülkiyet ihtilafının bulunmadığı; davacının talebinin kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gözetilerek, hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ile vekalet ücretinin maktu olması ve ayrıca yargılama gideri ve bu giderlerden sayılan vekalet ücretinden iptal edilen idari işlemi yapan davalı ...'...
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kamulaştırma işleminin kesinleşmesi nedeni ile açılan tapu iptali ve tescil davası sonunda verilen hükmün infaz edilmemesi nedeniyle davalılar adına yapılan intikal işleminin yolsuz olması nedeniyle tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı bir kısım davalılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 14....
-KARŞI OY- Dava yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ... idaresi, dava dışı bir çok taşınmazla beraber 501 parsel sayılı taşınmazın ...oğlu ... adına kayıtlı iken, davalı ... oğlu ... tarafından alınan ilmühaberle yaptığı başvuru sonucu, baba adı hanesindeki ...kaydının Mehmet olarak idari yolla düzeltildikten sonra davalı ...'e devredildiğini, ...'in de davalı ...'a devrettiğini, düzeltme işleminin sahte belgeye dayalı olarak yolsuz olduğunun anlaşıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptaliyle önceki malik ...oğlu ... adına tesciline karar verilmesini istemiş, davalı iyi niyetli alıcı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kabulüyle ilk malik ...oğlu ... adına tesciline karar verilmiş, sayın çoğunluk tarafından hüküm onanmıştır....
Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan imar uygulamasının iptal edildiği iddiasıyla kadastral parselin ihyası isteğiyle açıldığı, çekişme konusu imar parsellerinin 12.11.1998 günlü idari karar sonucu yapılan uygulama ile oluştuğu, kadastral parselin ihyası istekli davalarda davacının mutlaka idari yargıda imar işleminin iptali isteğiyle dava açması gerektiği yönünde bir kural olmadığı, tescilin dayanağını oluşturan idari işlemin 3. kişiler tarafından açılan idari davalar sonucunda iptal edilmesi halinde de bu idari işlem kapsamında olan kişilerin dava açabilecekleri; ne var ki eldeki davada iptali istenen imar planlarının dayanağını oluşturan encümen kararının ayakta olduğu anlaşıldığına göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 17.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dairesinin 26.12.2001 gün ve 1999/1382-6147 sayılı kararı ile üniversite lehine yapılan tahsisin iptal edildiği, idari mercilerin yasadan kaynaklanan bir yetkileri bulunmayan konularda aldıkları kararların yok hükmünde olacağı, buna dayanan tescilinde Medeni Yasanın 1024 maddesi (eski 932 m.) gereğince yolsuz tescil niteliğinde olduğu, Anayasanın 169 ve 170. maddeleri uyarınca 2924 Sayılı Yasa ve 3402 Sayılı Yasanın 16/D maddesinde özel olarak düzenlenen hükümlere göre, Devlet Ormanları ve nitelik kaybı nedeni ile orman rejimi dışına çıkarılan yerlerin özel yasalara tabi olduğu H.G.K. nun 24.03.1999 tarih 1999/1-170-167 sayılı ve yine 21.02.1990 gün 1989/1-700-1 sayılı karalarında belirtildiği gibi aslında özel mülkiyete konu olmayan taşınmazlar her nasılsa tapuya tescil edilmiş olsalar bile bu olgu taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceği ve tescil işleminin yok hükmünde olacağı, bu tür taşınmazlar hakkında Medeni Yasanın 1023 (eski 931 m)de belirtilen iyiniyetle iktisap iddiasında bulunulamayacağı...
Ancak tescilin hukuki nedeni bir idari işlem olup, tescilin akıbeti idari işlemin akıbetine bağlıdır. Şöyle ki; idari işlemin hukuka aykırılıklar nedeniyle geçersiz bir işlem olması ve bu nedenle idari yargıda iptali halinde bu işleme dayalı yapılan tescil de yolsuz tescil olacaktır. Eğer tescil dayanağı idare işlem ayaktaysa yani idari yargı yerinde iptali yoluna gidilmemişse bu durumda bir yolsuz tescilden söz edilemeyeceği, yolsuz tescil nedeniyle açılan davanın reddinin gerektiği açıktır. Benzer bir talebe ilişkin İlk derece mahkemesinin aşağıdaki kararı Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 15.04.2013 tarih ve 2013/2459- 2013/5535 esas ve karar sayılı kararı ile onanmıştır. “…davalı Hazine adına taşınmasın tesciline ilişkin 1958 tarihli vaz'iyet ve el koyma kararı idari bir işlemdir ve idari yargı yerinde iptal edilmeden bu işleme dayalı olarak oluşturulan tapu kayıtlarının iptal edilmesi mümkün değildir....
Köyünde 1970 ve takip eden yıllarda yapılan Kadastro'da tapulama harici bırakılan taşınmazın 10.05.2004 tarihinde İlçe Milli Emlak Müdürlüğünce idari yoldan Hazine adına tescili talep edilmiş ve 2615.84 m2 yüzölçümünde olduğu anlaşılan taşınmaza 729 parsel numarası verilmek sureti ile Hazine adına tescil edildiği ve 20.10.2004 tarihinde yapılan satış ile de davalı ... adına intikalinin yapıldığı anlaşılmaktadır....