Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu dosyada ipoteğin terkinine ilişkin işlemin hukuka uygun olduğuna dair mahkemenin karar verdiği ve buna göre de ipoteğin terkin edildiğine dair Belediye Encümeni'nin karar aldığına ilişkin iddialar mevcut olup bu dosya ve belediye yazılarının getirtilmesi gerekir. İdare Mahkemesindeki karardan sonra taşınmazın kadastral parsele dönüşüp dönüşmediğinin ve üzerinde halen ipotek mevcut olup olmadığının Tapu Müdürlüğü ve Belediyeden sorularak durumun netleştirilmesi gereklidir . Kabule göre ise dava konusu ipotek imar ipoteği olmakla ve kanuni ipotek olmakla yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesi hatalıdır. Mahkeme tarafından son tapu kayıtları getirtilerek, taşınmazın kadastral parsele dönüşüp dönüşmediği, taşınmaz üzerinde halen ipoteğin mevcut olup olmadığı Tapu Müdürlüğü ve Belediyeden sorulmalıdır. Ayrıca ipotek bedeli depo ettirilmeden ipoteğin terkinine karar verilmesi de hatalı niteliktedir....

Her ne kadar tapuya güven ilkesi gereği, ipotek bedelinin tapuda belirtilen miktarla sınırlı kalınacağı kabul edilsede davaya konu ipotek tarafların serbest iradeleriyle değil aksine devlet eliyle kanundan kaynaklanan zorunlu durumlar sebebiyle tesis edilmiş olduğu için Yargıtay kanuni ipotek bedelinin, taşınmazın dava tarihindeki değerine göre hesaplanarak ipoteğin kaldırılması gerektiğini belirtmiştir.(EK-4) Yukarıda açıklamaya çalıştığımız üzere; yerel mahkemenin kararının onanması halinde, müvekkil davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ile vekalet ücretinin dava sonunda davacı tarafa yükletilmesine, İstinaf incelemesinin DURUŞMALI olarak yapılmasına, Dava konusu edilen kanuni ipoteğin değerinin bilirkişi ve keşif incelemesi sonucu yeniden hesaplanmak üzere bozulmasına ya da ipotek bedelinin güncellenmesi davası açmak için tarafımıza süre verilmesine, İzmir 15....

Her ne kadar tapuya güven ilkesi gereği, ipotek bedelinin tapuda belirtilen miktarla sınırlı kalınacağı kabul edilsede davaya konu ipotek tarafların serbest iradeleriyle değil aksine devlet eliyle kanundan kaynaklanan zorunlu durumlar sebebiyle tesis edilmiş olduğu için Yargıtay kanuni ipotek bedelinin, taşınmazın dava tarihindeki değerine göre hesaplanarak ipoteğin kaldırılması gerektiğini belirtmiştir.(EK-4) Yukarıda açıklamaya çalıştığımız üzere; yerel mahkemenin kararının onanması halinde, müvekkil davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ile vekalet ücretinin dava sonunda davacı tarafa yükletilmesine, İstinaf incelemesinin DURUŞMALI olarak yapılmasına, Dava konusu edilen kanuni ipoteğin değerinin bilirkişi ve keşif incelemesi sonucu yeniden hesaplanmak üzere bozulmasına ya da ipotek bedelinin güncellenmesi davası açmak için tarafımıza süre verilmesine, İzmir 15....

Dava, kanuni ipoteğin paraya çevrilmesi talebinden ibarettir. "...Davalı yararına 13.01.1989 tarihinde tesis edilen kanuni ipotek 230.000,00 ETL bedellidir İpoteğin imar uygulaması nedeniyle davalının malik olduğu taşınmazdan bir miktarının davacı taşınmazına ilavesi zaruretinden kaynaklandığı görülmektedir .Bu nedenle imar uygulama cetvellerinden davalı taşınmazından kaç metrekare yer alındığı tespit edilerek ,kanuni ipotek bedelinin alınan bu miktar taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirlenmesi gerekir .Zira kanuni ipotekler tarafların serbest iradeleriyle değil kanundan kaynaklanan zorunlu durumlar sebebiyle tesis edilir..." (Yargıtay Kapatılan 14. Hukuk Dairesi'nin 26.10.2021 tarihli 2021/516 Esas, 2021/2339 Karar sayılı içtihadından alınmıştır.)....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya içersinde yer alan ipotek akit tablosundan görüleceği üzere dava konusu fekki talep edilen ipoteğin; borçtan şahsen sorumlu olmayan, lehine ipotek verilen şirket (... İnşaat) ile ipotek alacaklısı şirket (davalı ......

    Bu dosyada ipoteğin terkinine ilişkin işlemin hukuka uygun olduğuna dair mahkemenin karar verdiği ve buna göre de ipoteğin terkin edildiğine dair Belediye Encümeni'nin karar aldığına ilişkin iddialar mevcut olup bu dosya ve belediye yazılarının getirtilmesi gerekir. İdare Mahkemesindeki karardan sonra taşınmazın kadastral parsele dönüşüp dönüşmediğinin ve üzerinde halen ipotek mevcut olup olmadığının Tapu Müdürlüğü ve Belediyeden sorularak durumun netleştirilmesi gereklidir. Kabule göre ise dava konusu ipotek imar ipoteği olmakla ve kanuni ipotek olmakla yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesi hatalıdır. Mahkeme tarafından son tapu kayıtları getirtilerek, taşınmazın kadastral parsele dönüşüp dönüşmediği, taşınmaz üzerinde halen ipoteğin mevcut olup olmadığı Tapu Müdürlüğü ve Belediyeden sorulmalıdır. Ayrıca ipotek bedeli depo ettirilmeden ipoteğin terkinine karar verilmesi de hatalı niteliktedir....

    T.A.Ş lehine ipotek verildiğini, davalı adına yapılan tescil yolsuz tescil olduğu için buna bağlı olarak davalı ... tarafından diğer davalı ... lehine verilen ipoteğin de kaldırılmasına (fekkine) karar verilmesini, yargılama harç ve giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP : Davalı ......

      Daha önce belirlenmiş olan faiz oranı, sonradan gelen alacaklıların zararına olarak artırılamaz. " şeklinde hüküm altına alınmıştır. 4721 s.TMK' nun 883. maddesinde ise; "Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir. (Ek fıkra:4/7/2019- 7181/19 md.) İpotek süreli olarak kurulmuşsa, sürenin bitiminden itibaren otuz gün içinde ipotekli taşınmaz üzerinde 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 150/c maddesinde belirtilen şerhin konulmaması hâlinde ipotek, malikin talebiyle tapu müdürlüğünce terkin edilir. " şeklinde hüküm altına alınmıştır. Taşınmaz rehninin sona erme sebepleri (4721 s. TMK m. 858) ipoteğin sona ermesi bakımından da geçerlidir. Dolayısıyla, ipotek, her şeyden önce bahse konu hakkın terkin edilmesi halinde sona erer. Terkin, kural olarak ipotek hakkına sahip olan (rehinli) alacaklının yazılı terkin talebi (terkine muvafakat beyanı) üzerine tapu memuru tarafından gerçekleştirilir. (4721 s....

      İmar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve Türk Medeni Kanununun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği, bu durumda açılacak kadastral parselin ihyası davası sonucunda, dayanaksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. İmar uygulamasıyla tesis edilen kanuni ipoteğin dayanağı da idari işlem olup, bu idari işlemin iptaliyle ipotek tesisinin de illetten mücerret, yani "yolsuz" hale geleceği ve iptal edilmesi gerektiği açıktır. Ne var ki; lehine ipotek tesis edilen davalıların hakkı, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalıdır ve imar uygulamasıyla oluşturulan imar parselinin, dayanak idari işlemin iptaliyle sicil kaydının yolsuz hale gelmesi nedeniyle, davalıların, kadastral parselin ihyası suretiyle mülkiyet hakkına kavuşacağı tartışmasızdır....

      Bölge adliye mahkemesince, ipoteğin 20/11/2017 tarihi itibarıyla terkin edildiği, ......

        UYAP Entegrasyonu