Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi 2017/1381 Esas sayılı doyasında ikame etmiş olduğu davası bulunduğunu, konu ve dayanılan belgeler açısından tamamen aynı bir başka dava bulunup, söz konusu mahkemede de verilen kararların, doğrudan işbu huzurdaki yargılama ile çakışacağından, mantıken de derdestlik itirazlarının kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkili adına tapu tescil işleminin gerçekleşmesi sonrasında müvekkilinin alacağı lehine bulunan ipoteğin kaldırıldığını,Yerel mahkemenin vermiş olduğu karar hukuka aykırı olmakla birlikte, tapu tescilinin iptaline ilişkin karar verildiyse dahi, ipoteğin tekrar tesis olunması gerektiğini, Tapu tescilinin iptali kararı verilmesi halinde yolsuz olarak terkin edilen ipoteğin tekrar tesis edilmesine yönelik karar verilmesini talep ettiklerini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355....

Davacı şirketin gayrimenkulün hissedar malikleri tarafından davacıya intikal ettirilerek el değiştiren ipotek son olarak davacıya intikal etmiş olup davacı taraf ipotek alacaklısı haline gelmiştir. Dava konusu ipoteğin 22 ay süreli ipotek niteliğinde olduğu, 7181 Sayılı Kanun ile TMK 883/2....

Davacıların maliki oldukları 2581 ada 23 sayılı parseldeki 1 numaralı bağımsız bölüm kaydı üzerine tesis olunan ipotek Türk Medeni Kanununun 893. maddesinde yer alan satıştan doğan alacak için satılan taşınmaz üzerine satıcı lehine konulan tescile tabi kanuni ipotektir. İpotek bedeli olan 49.000 TL nin 08.11.2004 tarihinde ipotek lehtarı şirketin müdürü ve temsilcisi olan ...’ya belge karşılığı ödendiği sabittir. İpotek bedeli ödendiğinden rızayla terkini yapılmayan ipotek kaydının mahkeme hükmüyle terkini dava edilebilir. Bu bakımdan ipoteğin terkin edilmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Diğer taraftan; ipotek lehtarı olan davalı şirketin ipotekten kaynaklanan haklarını 14.10.2009 tarihinde birleşen davanın davalısı ...’ye alacağın temliki yoluyla temlik ettiği bu kişinin de ipoteğe dayanarak borçlusu olan asıl ve birleşen davanın davacıları aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle icra takibine geçtiği anlaşılmaktadır....

    nın da ipotek alacaklısı olarak yer aldığını, idari işlemin dayanağı olan 28.10.2004 tarih 5566 sayılı encümen kararının iptali için dava açıldığını ve sonucunun beklendiğini, davalı ... lehine tesis edilen ipotekle ilgili olarak icra takibine geçildiğini, oysa emsal davalarla söz konusu idari işlemin iptal edildiğini bu nedenle ipoteklerin yolsuz konumuna düştüğünü ileri sürerek, gayrimenkul üzerindeki davalı lehine konulan ipoteğin iptaline ve buna bağlı olarak .... İcra Müdürlüğü'nün 2007/13317 takip dosyasında müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, davacı aleyhine ipotek bedelinin arttırılması davası açıldığını ve kesinleşen mahkeme kararı ile saptanan ipotek bedelinin tahsili amacıyla takibe geçildiğini ve taşınmazın satılarak mülkiyetin 3. kişiye devredildiğini eldeki davanın dinlenemeyeceğinden davanın reddini savunmuştur....

      İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince ... siciline tescil edilmesi gerekir.Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden 25.12.2006 tarihli ve 16618 yevmiye no'lu resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak 100.000,00 TL bedelle tesis edildiği görülmektedir. Davalı idare tarafından lehine ipotek tesis edilen davacı şirket vekilinin fek yetkisi bulunmayan vekaletnamesine dayanılarak ipotek terkin edilmiş, ipoteğin yeniden konulması için davacı şirket vekili tarafından 100.000,00 TL dava değeri gösterilip harcı yatırılmak suretiyle eldeki dava açılmıştır....

        Somut olayda, 3055 parsel kaydı üzerinde davalı yararına ipotek “250.000.000 bedelle birinci derecede faizsiz olarak 2.10.1998 tarihinde ödenmek üzere” tesis edilmiştir. Görülüyor ki, tarafların birlikte kararlaştırdıkları vade 2.10.1998’dir. Bu tarihten sonra ise asıl alacağı 3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüd faizine ilişkin 3095 sayılı Yasa uyarınca faiz yürütülmesi gerekir. Mahkemece açıklanan bu durum göz ardı edilerek sadece asıl alacağın depo edilmesi koşuluyla ipoteğin terkin edilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 25.12.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          TMK’nin 883.maddesine göre alacak sona erince, ipotekli taşınmaz maliki alacaklıdan ipoteğin terkin edilmesini isteyebilir. Hatta, borçlu (malik), İİK’nun 153.maddesine göre kendi hakkında takip yaparak rehin konusu borcu itfa etmek suretiyle rehnin tapuya yazılacak bir fek müzekkeresiyle terkinini sağlama imkan ve yetkisine sahiptir. Diğer taraftan, taşınmaz rehninin terkinini gerektiren bir neden de borçlunun (malikin) ipotek konusu borcu ödemek suretiyle ipoteği terkin ettirmesidir. Somut olayda; davacının tapu iptali ve tescili ile ipoteğin kaldırılması taleplerinin tefrik edilmesinden önce mahkemece, davacı tarafa tüm ipotek akit tablosu esas alınarak 16.07.2014 tarihinde eksik nispi harcı tamamlaması için süre verilmiş, eldeki ... 1....

            Somut olaya gelince; tapu kaydından anlaşılacağı üzere taşınmazda 1/3 pay sahibi ...’ün payı üzerine davalı banka lehine tesis edilen ipotek işlemi için eş rızasının usulünce alınmadığı, ...’in eşi ... tarafından, taşınmazın aile konutu olup, taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek açılan ipoteğin terkini davasında da ...’in haklı olduğunun belirlendiği ve anılan kararın derecattan geçerek kesinleştiği, ne var ki; yargılama aşamasında taşınmazın ipotek borcu sebebiyle başlatılan icra takibi sonucu yapılan ihale ile alacağına mahsuben davalıya geçtiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; ...’in payı açısından, ipoteğin haksız ve hukuka aykırı şekilde tesis edildiği anlaşıldığına göre bu ipoteğe dayanılarak yapılan icra takibi sonucunda temlik sebebi olan ihaleye bu pay ( ...’e ait pay) açısından geçerlilik tanımak mümkün değildir. 3.3.5....

              Somut olaya gelince; tapu kaydından anlaşılacağı üzere taşınmazda 1/3 pay sahibi ...’ün payı üzerine davalı banka lehine tesis edilen ipotek işlemi için eş rızasının usulünce alınmadığı, ...’in eşi ... tarafından, taşınmazın aile konutu olup, taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek açılan ipoteğin terkini davasında da ...’in haklı olduğunun belirlendiği ve anılan kararın derecattan geçerek kesinleştiği, ne var ki; yargılama aşamasında taşınmazın ipotek borcu sebebiyle başlatılan icra takibi sonucu yapılan ihale ile alacağına mahsuben davalıya geçtiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; ...’in payı açısından, ipoteğin haksız ve hukuka aykırı şekilde tesis edildiği anlaşıldığına göre bu ipoteğe dayanılarak yapılan icra takibi sonucunda temlik sebebi olan ihaleye bu pay ( ...’e ait pay) açısından geçerlilik tanımak mümkün değildir. 3.3.5....

                Davalı T12 vekili cevap dilekçesinde;davacılar ipoteğin süreli değil, kesin bir borç ipoteği olduğunu ileri sürdüğünü, ipoteğin süreli olarak tesis edilmesinin farklı bir husus olduğunu ve bir ipoteğin hem kesin borç hem de süreli ipotek olmasının mümkün olmadığını,tapu kütüklerinde de 12 aylık sürenin tapu kütüğünde gayrimenkul rehin hakları sütununda açıkça yer aldığını, dava konusu ipoteğin sona erme süresinin sona ermesi değil TMK.883.e 04/07/2019 tarihinde eklenen fıkra uyarınca terkin işlemi neticesinde gerçekleştirilebileceğini bildirerek terkin işleminin kaldırılarak ipoteğin yeniden tesisi yönündeki hukuki dayanaktan yoksun olan taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu