A.Ş. ile davalı arasında uzun yıllardır devam eden ticari ilişkisinin bulunduğunu, davacıların davalı ile yaptığı ticari faaliyetin teminatı olarak davalı lehine çeşitli taşınmazlar üzerine 2.762.000,00 TL tutarlı ipotek tesis ettiklerini, davalı tarafından tek taraflı olarak ticari ilişkinin sonlandırıldığını ancak taşınmazlar üzerine konulan ipoteklerin terkin edilmediğini, davalı tarafından ipotekleri terkin etmemesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, terkini istenilen dava konusu ipotek miktarı düşüldüğünde dahi geriye davalı lehine 962.000,00 TL tutarında devam eden ipotek bulunduğunu, davacıların dava konusu ipoteğin terkin edilmemesi sebebiyle ticari kayba maruz kaldığını ve ekonomik dar boğaza girdiğini ileri sürerek, öncelikle davacılardan ...'...
Davalıların tapudaki ayni hak kazanımlarının ve ipotek tesisinin yolsuz tescile dayandığı, TMK madde 1024 "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz." hükmü gereğince iyiniyetli olmayan davalıların yolsuz tescile dayalı olarak hak iddia edemeyecekleri kanaatine varıldığından; - Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile; Osmaniye İli Hasanbeyli İlçesi 325 ada 302 parsel sayılı taşınmazda Ağca Kahya oğlu Mehmet Ağca adına kayıtlı 1/20 hisse üzerinde davalı Ziraat Bankası lehine 10/12/2015 tarih ve 923 yevmiye numarası ile tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına, yönelik karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı T.C....
İcra Hukuk Mahkemesi 2017/1381 Esas sayılı doyasında ikame etmiş olduğu davası bulunduğunu, konu ve dayanılan belgeler açısından tamamen aynı bir başka dava bulunup, söz konusu mahkemede de verilen kararların, doğrudan işbu huzurdaki yargılama ile çakışacağından, mantıken de derdestlik itirazlarının kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkili adına tapu tescil işleminin gerçekleşmesi sonrasında müvekkilinin alacağı lehine bulunan ipoteğin kaldırıldığını,Yerel mahkemenin vermiş olduğu karar hukuka aykırı olmakla birlikte, tapu tescilinin iptaline ilişkin karar verildiyse dahi, ipoteğin tekrar tesis olunması gerektiğini, Tapu tescilinin iptali kararı verilmesi halinde yolsuz olarak terkin edilen ipoteğin tekrar tesis edilmesine yönelik karar verilmesini talep ettiklerini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355....
Dava ipoteğin fekki davası olup, dava açıldıktan sonra davalı banka tarafından ipotek fek edildiği için konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına davalının yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 58. maddesine göre ipoteğin fekki için ödenmesi gereken harcın mükellefi ipoteğin fekkinden yarar sağlayacak olan taşınmaz sahibidir. Davacı taşınmaz sahibi davalı bankaya ipoteğin fekki gerektiğini belirterek yazılı olarak fek talebinde bulunmuş davalı banka makul sürede ipoteği fek etmediğinden işbu dava açılmıştır. Davalı banka, davacıya ipotek fek harcını yatırması halinde ipoteğin fek edileceğini bildirdiğini savunmuş ise de bu savunmasını ispatlayamamıştır. Bu durumda davalı banka davanın açılmasına sebebiyet vermiş ve dava devam ederken fek harcı davacı tarafından yatırılmak suretiyle ipotek davalı banka tarafından fek edilmiştir....
Temyiz Sebepleri Davalı vekili; ipoteğin terkin edilmesi için müvekkili tarafından tapu müdürlüğü nezdinde talepte bulunulduktan sonra talep gibi ipotek şerhi terkin edildiği halde, istinaf aşamasında yeniden hüküm kurulmak suretiyle yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, tapu kaydındaki ipotek şerhinin terkini istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1009 uncu maddesi uyarınca; "...şerhedilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer haklar tapu kütüğüne şerhedilebilir....
Davacı şirketin gayrimenkulün hissedar malikleri tarafından davacıya intikal ettirilerek el değiştiren ipotek son olarak davacıya intikal etmiş olup davacı taraf ipotek alacaklısı haline gelmiştir. Dava konusu ipoteğin 22 ay süreli ipotek niteliğinde olduğu, 7181 Sayılı Kanun ile TMK 883/2....
nın da ipotek alacaklısı olarak yer aldığını, idari işlemin dayanağı olan 28.10.2004 tarih 5566 sayılı encümen kararının iptali için dava açıldığını ve sonucunun beklendiğini, davalı ... lehine tesis edilen ipotekle ilgili olarak icra takibine geçildiğini, oysa emsal davalarla söz konusu idari işlemin iptal edildiğini bu nedenle ipoteklerin yolsuz konumuna düştüğünü ileri sürerek, gayrimenkul üzerindeki davalı lehine konulan ipoteğin iptaline ve buna bağlı olarak .... İcra Müdürlüğü'nün 2007/13317 takip dosyasında müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, davacı aleyhine ipotek bedelinin arttırılması davası açıldığını ve kesinleşen mahkeme kararı ile saptanan ipotek bedelinin tahsili amacıyla takibe geçildiğini ve taşınmazın satılarak mülkiyetin 3. kişiye devredildiğini eldeki davanın dinlenemeyeceğinden davanın reddini savunmuştur....
Somut olaya gelince; tapu kaydından anlaşılacağı üzere taşınmazda 1/3 pay sahibi ...’ün payı üzerine davalı banka lehine tesis edilen ipotek işlemi için eş rızasının usulünce alınmadığı, ...’in eşi ... tarafından, taşınmazın aile konutu olup, taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek açılan ipoteğin terkini davasında da ...’in haklı olduğunun belirlendiği ve anılan kararın derecattan geçerek kesinleştiği, ne var ki; yargılama aşamasında taşınmazın ipotek borcu sebebiyle başlatılan icra takibi sonucu yapılan ihale ile alacağına mahsuben davalıya geçtiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; ...’in payı açısından, ipoteğin haksız ve hukuka aykırı şekilde tesis edildiği anlaşıldığına göre bu ipoteğe dayanılarak yapılan icra takibi sonucunda temlik sebebi olan ihaleye bu pay ( ...’e ait pay) açısından geçerlilik tanımak mümkün değildir. 3.3.5....
Somut olaya gelince; tapu kaydından anlaşılacağı üzere taşınmazda 1/3 pay sahibi ...’ün payı üzerine davalı banka lehine tesis edilen ipotek işlemi için eş rızasının usulünce alınmadığı, ...’in eşi ... tarafından, taşınmazın aile konutu olup, taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek açılan ipoteğin terkini davasında da ...’in haklı olduğunun belirlendiği ve anılan kararın derecattan geçerek kesinleştiği, ne var ki; yargılama aşamasında taşınmazın ipotek borcu sebebiyle başlatılan icra takibi sonucu yapılan ihale ile alacağına mahsuben davalıya geçtiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; ...’in payı açısından, ipoteğin haksız ve hukuka aykırı şekilde tesis edildiği anlaşıldığına göre bu ipoteğe dayanılarak yapılan icra takibi sonucunda temlik sebebi olan ihaleye bu pay ( ...’e ait pay) açısından geçerlilik tanımak mümkün değildir. 3.3.5....
Davacıların maliki oldukları 2581 ada 23 sayılı parseldeki 1 numaralı bağımsız bölüm kaydı üzerine tesis olunan ipotek Türk Medeni Kanununun 893. maddesinde yer alan satıştan doğan alacak için satılan taşınmaz üzerine satıcı lehine konulan tescile tabi kanuni ipotektir. İpotek bedeli olan 49.000 TL nin 08.11.2004 tarihinde ipotek lehtarı şirketin müdürü ve temsilcisi olan ...’ya belge karşılığı ödendiği sabittir. İpotek bedeli ödendiğinden rızayla terkini yapılmayan ipotek kaydının mahkeme hükmüyle terkini dava edilebilir. Bu bakımdan ipoteğin terkin edilmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Diğer taraftan; ipotek lehtarı olan davalı şirketin ipotekten kaynaklanan haklarını 14.10.2009 tarihinde birleşen davanın davalısı ...’ye alacağın temliki yoluyla temlik ettiği bu kişinin de ipoteğe dayanarak borçlusu olan asıl ve birleşen davanın davacıları aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle icra takibine geçtiği anlaşılmaktadır....