Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı-davacının istinaf başvurusunun incelenmesinde; Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat, yoksulluk nafakası ile tedbir/iştirak nafakasının niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-davacı yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası ve müşterek çocuk için takdir edilen tedbir/iştirak nafakasının miktarı azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat ile yoksulluk nafakası ve tedbir/iştirak nafakası takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....

Müşterek çocuk yararına daha uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekmiştir. 4- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. HMK 353/1- b-2 maddesine göre ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir....

İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hem iştirak hem de yoksulluk nafakası yönünden dava açıldığını, iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, HMK 305/A maddesi gereğince ek karar verilmesi gerekirken yanlış yorum ile ret kararı verilmesini doğru olmadığını, bu nedenle ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, iştirak nafakasının arttırılması ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir....

Davalı-karşı davacı kadın, iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuş ise de; kadının iştirak nafakasına yönelik 19.07.2022 tarihli dilekçesi ile yasal süre dolduktan sonra istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmakla, kadının iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurusunun süre yönünden reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden hükmün bozulması talebiyle temyiz kanun yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakaları ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan manevi tazminat ve yoksulluk nafakası ile iştirak nafakası talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....

        Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre müşterek çocuk yararına daha önce taktir edilen 200- TL iştirak nafakası geçen zaman içinde yetersiz kalmıştır. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları gözetilerek müşterek çocuk Salih Eren yararına aylık 800,00- TL iştirak nafakasına hükmedilmesi hakkaniyetli olur. Bu nedenle davacı kadının iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir....

        Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk lehine takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

          Mahkemece davalının, davacı için aylık 300,00 TL yoksulluk, velayeti davacıya verilen müşterek çocuk içinde aylık 300,00 TL iştirak olmak üzere toplam aylık 600,00 TL sı nafaka ödemesine hükmedilmiştir. Davalının ekonomik ve sosyal durumuna ilişkin tespitin gerçeğe aykırı olduğu da davacı tarafından usulüne uygun olarak ileri sürülüp ispat edilememiştir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı için takdir edilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu sebeple hükmün yoksulluk nafakası yönünden bozulması gerektiğini düşündüğümüz için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz....

            İstek aşılarak kadın yararına 250 TL.tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, yoksulluk ve iştirak nafakasının gelecek yıllarda artışına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır (HUMK.md.74). Ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümlerinin düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.bentte gösterilen sebeplerle, hüküm fıkrasının 4.bendinde “250 TL.” rakamının “200 TL.” olarak düzeltilmesine, hükmün 4 ve 5.bendinde yeralan “her yıl ÜFE oranında artırılmak suretiyle ” sözcüklerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, hükmün 4 ve 5 nolu bentlerinin düzeltilmiş şekli ile, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.22.02.2011 (Salı)...

              UYAP Entegrasyonu