WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 4-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....

    baba yanında kalan çocuk yönünden ödenen iştirak nafakasının yoksulluk nafakasından mahsubu talebine ilişkindir ....

      Bu haliyle davacı kadının müşterek çocuk Gizem Arife yönünden iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 5 nolu bendinin Gizem Arife yönünden takdir edilen iştirak nafakasına ilişkin kısmının kaldırılmasına, velayeti anneye verilen müşterek çocuk Gizem Arife için kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 500,00 TL iştirak nafakasının davalı erkekten alınarak küçüğe harcanmak üzere davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Müşterek çocuk Gamzenur 06.09.2018 tarihinde reşit olduğundan "velayet ve kişisel ilişki kurulması hususlarında karar verilmesine yer olmadığına, iştirak nafakası talebinin reddine" karar verilmesi gerekirken iştirak nafakasına hükmedilmiş, ancak davalı erkek tarafından karar istinaf edilmemiştir. Bu husus da dikkate alınarak davacı kadının Gamzenur yönünden iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      O halde, kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekmekte iken ilk derece mahkemesince kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu nedenle davacı - davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile; yoksulluk nafakası konusunda yeniden karar verilerek davacı - davalı kadın yararına TMK 175. maddesi kapsamında takdiren aylık 1.000 TL yoksulluk nafakasına hükmetmek gerekmiştir. Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür....

      DAİREMİZ KARARI: Dairemizin 25/05/2022 tarihli kararında, davalı-karşı davacı kadının müşterek çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakaları ile maddi-manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile, müşterek çocuk İkbal Nisa yararına aylık 1.250 TL, Muhammed Eray yararına aylık 1.000 TL iştirak nafakası ile davalı-karşı davacı kadın lehine 50.000 TL maddi, 40.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verildiği, Kararın, davacı-karşı davalı erkek tarafından tazminatlar ve iştirak nafakaları miktarı yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise yoksulluk nafakası miktarı yönünden temyiz edildiği anlaşılmıştır. YARGITAY KARARI: Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 28/12/2022 tarih 2022/8677 E - 2022/10994 sayılı ilamında, "davalı-karşı davacı kadının temyiz itirazları incelendiğinde; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası azdır....

      Temyiz Sebepleri Davacı kadın vekili; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 43 üncü maddesi gereği müvekkilinin büro açmak zorunda kaldığını, müvekkilinin büro giderlerinin ailesi tarafından karşılandığını, müvekkilinin mesleğinin avukat olmasının lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesine hukuken engel teşkil etmediğini, müvekkilinin büro açılış tarihinden itibaren ferah düzeyde, yoksulluk seviyesini aşan, geçimini sağlayabilecek gelir elde edemediğini, erkeğin SGK kaydının bulunduğunu ve aktif çalıştığını, asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığını, müvekkili yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek; kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

        Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre; kadın lehine hükmedilen, yoksulluk ve iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

        Bu nedenle davacı-karşı davalı kadının bu yöndeki istinaf itirazlarının kabulü ile yoksulluk ve müşterek çocuk Ömer Buğra lehine takdir edilen iştirak nafakasına ilişkin hükümlerin kaldırılmasına, yeniden verilen karar uyarınca kadın lehine kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk Ömer Buğra lehine kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi, hükmedilen nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesi gerektiği, yine davacı-karşı davalının müşterek çocuk Erva için iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin istinaf itirazının taleple bağlılık ilkesi gereğince reddine, her iki tarafında kadın ve çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakalarının günün ekonomik koşullarına göre makul olması nedeni ile istinaf itirazlarının reddine, davalı-karşı davacı erkeğin iştirak-yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf istemlerinin boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu...

        Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuk Burak Bozok için hükmedilen aylık 425.00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 850.00 TL ye yükseltilmesine , fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı kadın için hükmedilen aylık 500.00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 955.00 TL ye yükseltilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yapılan artış miktarlarının fahiş olduğunu, davanın öncelikle reddine, aksi kanaatte ise hakkaniyet ilkesi gözetilerek uygun bir nafaka miktarına hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE : Dava; iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması isteğine ilişkindir. Yoksulluk ve iştirak nafakaları aidiyetleri, nitelikleri itibariyle ayrı nafakalar olup, bu nedenle davacı eş ve çocuklar ihtiyari dava ortağıdır. Her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. (Yargıtay 3....

        Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, 100 TL olan yoksulluk nafakasının 175 TL’ye, 50 TL olan iştirak nafakasının ise 400 TL’ye karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Mahkemece, aylık 175 TL yoksulluk ve 100 TL iştirak nafakasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katkıda bulunması gerekir. Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin ana-baba tarafından müşterek karşılanması da ilke olarak kabul edilmiştir (TMK. 327 md.)....

          UYAP Entegrasyonu