Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; davanın birikmiş nafaka alacağı talebi yönünden hukuki yarar yokluğundan reddine, davanın iştirak nafakası yönünden husumetten reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ ; Davacı reddolunan davasının kabulü gerektiği gerekçesi ile istinafa başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, ilama dayalı birikmiş yoksulluk ve iştirak nafakasının tahsili ile iştirak nafakasının artırılmasına ilişkindir. Davacının istinaf talebi incelendiğinde tarafların Urla Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/109E-109K ilamı ile boşandıkları kadın için ve 1996 doğumlu müşterek çocuk için yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedildiği, kararın 17.05.1999 tarihide kesinleştiği görülmüştür. Davacının 18.03.2019 tarihli dava dilekçesi ile ve yargılama aşamasındaki beyanlarında ilama dayalı birikmiş nafaka alacağını tahsili ile iştirak nafakasının artırılmasını talep ettiği görülmüştür....

Dava dilekçesinde, davacı kadının müşterek çocuklar için 300'er TL tedbir ve iştirak nafakası talebinde bulunmasına rağmen mahkemece talep aşılarak çocuklar lehine 400'er TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi hatalı olup, erkeğin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş, taleple bağlı kanılarak çocuklar için 300'erTL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Dava dilekçesinde, kadının nafakalara, her yıl TEFE TÜFE oranında arttırım uygulanmasını talep etmesine rağmen, mahkemece bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş ise de, bu konuda kadının istinafı olmadığı anlaşıldığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir....

Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3- Mahkemece bozma öncesi verilen 13.04.2016 tarihli ilk kararda ortak çocuk için aylık 300 TL iştirak nafakası ve davacı kadın yararına 15.000 TL maddi tazminata hükmedilmiş, bu hüküm davalı erkek tarafından tamamı yönünden temyiz edilmiş, bozma sonrası verilen 05.02.2020 tarihli ikinci kararda ise; ortak çocuk için aylık 400 TL iştirak nafakası ve davacı kadın yararına 20.000 TL maddi tazminata hükmedilmiştir. İlk kararda ortak çocuk için hükmedilen aylık 300 TL iştirak nafakası ve davacı kadın yararına hükmedilen 15.000 TL maddi tazminat davacı kadın tarafından temyiz edilmeyerek, bu miktarlar yönünden davalı erkek lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu sebeple bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usuli kazanılmış hakka aykırı olacak şekilde davalı erkek aleyhine aylık 400 TL iştirak nafakası ve 20.000 TL maddi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

    O halde; Türk Medeni Kanununun 169, 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek kadın ve müşterek çocuklar lehine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesince kadın ve müşterek çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen tedbir nafakalarının miktarlarının isabetli olduğu anlaşılmıştır. Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım, eğitim ve korunmasına dair giderlere katılmakla yükümlüdür (TMK 182. ve 327. maddeleri) . Buna göre tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları nazara alındığında ortak çocuklar lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi, ortak çocuk Melisa lehine takdir edilen ve reşit olduğu tarihe kadar geçerli olan iştirak nafakasının miktarı uygundur....

    iştirak nafakasına hükmedilmiştir....

      HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle ; 1- Davalının tedbir/yoksulluk nafakası dışındaki istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalının tedbir/yoksulluk nafakasına yönelik istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KABULÜNE, Malatya 2....

      SONUÇ: Davalı erkeğin karar düzeltme isteğinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440-442. maddeleri gereğince kısmen KABULÜNE, yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple Dairemizin 24.10.2017 tarih 2016/6216 esas, 2017/11553 karar sayılı onama ilamının, velayet ve bağlantılı bulunan iştirak nafakası ve kişisel ilişki yönlerinden KALDIRILMASINA, hükmün açıklanan sebeple velayet yönünden BOZULMASINA, bu bozma sebebine göre kişisel ilişki ve iştirak nafakasının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, yukarıda 3. bentte gösterilen sebeple Dairemizin 24.10.2017 tarih 2016/6216 esas, 2017/11553 karar sayılı onama ilamının, davacı anne lehine çocuklar için dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi yönünden de KALDIRILMASINA, hükmün açıklanan sebeple anne lehine çocuklar için hükmedilen tedbir nafakaları yönünden BOZULMASINA, yukarıda 4. bentte gösterilen sebeple Dairemizin 24.10.2017 tarih 2016/6216 esas, 2017/11553 karar sayılı onama ilamının, yoksulluk nafakası yönünden de KALDIRILMASINA...

        Şu halde, ilk kararla kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı davalı kadın tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle, yoksulluk nafakası miktarı yönünden davacı erkek yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bu sebeple ilk derece mahkemesince usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde davalı kadın yararına aylık 300 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.02.2020 (Çrş.)...

          Davacı-davalı kadın, dava dilekçesinde her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 1.000 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir. Usulüne uygun yapılmış bir ıslah talebi de bulunmamaktadır. Mahkemece talep aşılarak her çocuk için ayrı ayrı aylık 2.000 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

            Davacı - karşı davalı vekili 06/03/2018 tarihli ön inceleme celsesinde nafaka taleplerini müşterek çocuk yararına aylık 500 TL tedbir ve iştirak, davacı - karşı davalı erkek yararına aylık 300 TL tedbir ve yoksulluk nafakası olarak açıklamıştır....

            UYAP Entegrasyonu