O halde davacı kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 4-Mahkemece verilen ilk hükümde ortak çocuklar yararına aylık 150’şer TL. iştirak nafakasına ve davacı kadın yararına aylık 250-TL yoksulluk nafakasına hükmolunmuş bu hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Bozma sonrası verilen ikinci kararda ise; ortak çocuklar yararına aylık 200’er TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 350 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. İlk hükümde ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası miktarı ve davacı kadın yararına yoksulluk nafakası miktarı davacı kadın tarafından temyiz edilmemiş, bu miktarlar yönünden davalı erkek yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur....
aleyhine 20/01/2015 gününde verilen dilekçe ile evlenme vaadi nedeniyle manevi tazminat, ziynet eşyalarının iadesi, yoksulluk ve iştirak nafakası istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; manevi tazminat davasının kabulüne, ziynet eşyası alacağı talebinin reddine, yoksulluk ve iştirak nafakası talepleri yönünden dosyanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine dair verilen 09/03/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat, ziynet eşyalarının iadesi, yoksulluk ve iştirak nafakası istemlerine ilişkindir....
II) Ancak zaten davacı-karşı davalı kadın lehine ilk derece mahkemesi tarafından yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olup, kendisi yoksul olanın iştirak nafakası ödemekle yükümlü tutulamayacağı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi tarafından çocuk lehine kadın aleyhine iştirak nafakasına hükmedilmesi hatalıdır....
Sonuç olarak, davacı-davalı kadının kusur tespiti, iştirak nafakası miktarı ile erkek lehine takdir edilen manevi tazminat ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden istinaf taleplerinin kabulüne, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
in velâyetinin annesine verildiği, babası ile kişisel kurulduğu, ortak çocuğun eğitim, sağlık, barınma ve diğer ihtiyaçları ile babanın ödeme gücü göz önüne alınarak kararın kesinleşmesi ile birlikte velâyeti annesine verilen ortak çocuk için aylık 500,00 TL iştirak nafakası takdir edildiği, kadının çalışıyor oluşu nazara alınarak yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği ve tarafların eşit kusurlu olmaları nedeni ile tazminat taleplerinin reddine karar verildiği gerekçesi ile her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/248 Esas, 2013/149 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müvekkili lehine aylık 200 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk Sudenaz Yiğitler için aylık 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen 10 yıllık süre zarfında nafaka miktarlarında artış yapılmadığını, müvekkilinin çalışmadığını belirterek, ekonomik koşullar ve enflasyon durumu gözetilerek iştirak nafakasının 2.000 TL'ye, yoksulluk nafakasının 1.000 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına karşın herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, Gölbaşı 2....
İstinaf Sebepleri 1-Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 2-Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının,müvekkiline hakaret ettiğini,kadının tam kusurlu olduğunu belirterek kusur, maddî-manevî tazminatlar ve tedbir-yoksulluk-iştirak nafakaları, velâyet yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. C....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince özetle; davacının davasının kısmen kabulü ile davacı kadın yararına daha önce hükmedilen aylık 300 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 600 TL'ye çıkarılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, müşterek çocuklar yararına daha önce hükmedilen aylık 300'er TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 600'er TL'ye çıkarılmasına, nafakalara yasal faiz uygulanmasına, ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı; süresinde istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen nafaka miktarları yönünden, Davalı; faiz ve ÜFE'ye hükmedilemeyeceğini, reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek süresinde istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. GEREKÇE : Dava; iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılması istemine ilişkindir....
Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 4-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre 2012 doğumlu ortak çocuklar ... ve ... ...’nin ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece; yapılan yargılama ve toplanan deliller uyarınca, davacının aylık ortalama gelirinin 1200 TL olduğu, davalı Şaduman’ın ise babasından ölüm aylığı olarak 442 TL maaş aldığı, ev işlerine gittiği, davalının aylık ortlama gelirinin asgari ücretin altında kaldığı kanaatine varılarak, sonuç olarak yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin TMK 176’ncı maddesinde belirtilen yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına dair talebin reddine; müşterek çocuk Hülya’nın ise, dava tarihi itibariyle reşit olduğu bu sebeple reşit olduğu tarih itibariyle aslında iştirak nafakasının kendiliğinden kalktığının tespitine karar verilmiş, hüküm; davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir....