Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 155.maddesinde "Borçlu iflas yoluyla takibe tabi şahıslardan olup da, alacaklı isterse ödeme emrine yedi gün içinde borç ödenmediği taktirde alacaklının mahkemeye müracaatla iflas talebinde bulunabileceği ve borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerek kendisinin iflasa tabi kimselerden bulunmadığına dair itirazı varsı bu müddet içinde dilekçe ile icra dairesine bildirmesi lüzumu ve konkordato teklif edebileceği ilave olunur" İİK'nun 156. Maddesinde, Ödeme emrindeki müddet içinde borçlu tarafından itiraz olunmamışsa alacaklının bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden iflas kararı isteyebileceği, bu dilekçeye borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini mübeyyin ödeme emri nüshasının raptedilmesi lazım olduğu, borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takibin duracağı ve alacaklının bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebileceği düzenlenmiştir. İstanbul BAM .... Hukuk Dairesi'nin 04/11/2021 tarih ve ......

    Davalı borçlu iflas yoluyla takipte icra dairesinin yetkisine itiraz etmediğinden takip başlatılan icra dairesi yetkili hale gelmiştir. Takipli iflasta iflas sebebi şekli olduğundan iflası istenen kişinin mal varlığının ve ödeme gücünün bir önemi bulunmamaktadır. Borçlunun İİK.nun 158.maddesi uyarınca tefhim veya tebliğ edilen depo emrinde öngörülen sürede ödeme yapmaması halinde mahkemece ilk oturumda iflasa karar verilir. Davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmemiştir. 2-İflas davası Antalya Ticaret Mahkemesinde açılmış olup, mahkemece depo emri tebliğ edildikten sonra yetkisizlik kararı verilerek dosya Serik Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, yetkili mahkemece yeniden depo emri tebliğ edilmeden yetkisiz mahkemece tebliğ edilen depo emrine dayanarak davalının iflasına karar verilmiştir. ... depo emrinin yetkili mahkemece çıkarılması gerekir. Zira depo emri borçlunun iflasını önleyebilecek son imkandır....

      E. sayılı takibin iptaline, davacı/ karşı davalı tarafından açılan asıl davanın reddine, haksız ve kötü niyetli başlatılan icra takibi dolayısıyla %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, karşı davanın kabulü ile 90.166,00 TL maddi zararın davacı/ karşı davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı/ karşı davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir. Dava Bursa 10.İcra Müdürlüğünün 2020/... sayılı dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptali davasıdır. Davalı taraf taraflar arasında yapılan sözleşmenin yetki şartını düzenleyen ilgili maddesinde münhasır olarak yetkili mahkemenin kararlaştırıldığını ileri sürerek mahkememizin yetkisine de itiraz etmiştir. Davalı mahkememizin yetkisine yönelik ilk itiraz ileri sürmüştür. Yetki itirazı öncelikli olarak esasa girilmeden evvel değerlendirilmelidir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece cevap haklarının kısıtlandığını, davacı yönünden İstanbul Anadolu İcra dairelerinde takip yapılmasında yasaya uymayan bir yön olmadığını, Yapsar Şirketine ödeme emri tebliğ edilemediğinden yetkinin kesinleşmediği gerekçe gösterilerek, İstanbul Anadolu İcra dairelerinin takibe yetkili olmadığı hususundaki kararın yerinde olmadığını, başlatılan takip gereğince ödeme emirlerinin borçlulara tebliğe çıktığını, borçlu Bülent Yılmaz'a ödeme emrinin 04.01.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak Yapsar şirketi ve T1 yapılan tebliğin bila döndüğünü, Bülent Yılmaz'ın kendisine tebliğ edilen ödeme emrine süresi içerisinde hiç bir itirazda bulunmamış olduğunu, ve takibin kesinleştiğini, takibin kesinleşmesi ile birlikte İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinin de yetkisi kesinleşmiş olup, davacının bu kesinleşmeden sonra yaptığı yetki itirazının yerinde olmadığını,...

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2021 NUMARASI : 2018/322 ESAS, 2021/107 KARAR DAVA KONUSU : EMRİNE İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Kurum tarafından gönderilen 2018/10063 sayılı ödeme emrine konu borçtan sorumlu olmadığını ve 5510 sayılı Kanun'a göre ödeme emrine konu alacakların zamanaşımına uğradığını belirtilerek dava konusu ödeme emrinin iptalini etmiştir. Davalı T4 Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hak düşürücü süre içinde davayı açmadığını ve dava konusu ödeme emrinden sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesince ödeme emrine konu borcun idari para cezasından kaynaklanması ve cezaların şahsiliği ilkesi nedeniyle davacının sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

        İcra Müdürlüğü'nün 2014/33433 Esas sayılı dosyasında yapılan takip üzerine, borçlunun yetkiye ve borca kısmen itirazı sonucunda takip durmuştur. Alacaklı tarafından yetki itirazının kabul edilmesi üzerine, dosya yetkili icra müdürlüğüne gönderilmiş, yetkili icra müdürlüğü tarafından örnek 7 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu, yetkili icra dairesinde de ödeme emrine itiraz etmiş ve takip durmuştur. Bu durumda, yetkisiz icra dairesinde borcun kısmen kabul edildiği gerekçesiyle yetkili icra dairesince borçluya bakiye borç muhtırası çıkartılması mümkün değildir. Ancak itirazın kaldırılması ve takibin devamına karar verilmesi halinde, bu karar kapsamına göre takibin sürdürülmesi mümkündür. O halde mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Hükmün, taraflar vekillerii tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi, vadesinde ödenmeyen kamu alacaklarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi olanağını öngörmüş olup; ödeme emrine konu edilen alacağın kesinleşmiş ve tahsil edilebilir aşamaya gelmiş olması zorunluluğu bulunmaktadır. İtiraz prosedürü tamamlanmadığı halde takibe konu edilen idari para cezası mevcut ise, 5510 sayılı Yasanın 102. (506 sayılı Yasanın 140) maddesi uyarınca başlamış olan prosedür bulunup bulunmadığı araştırılarak, mevcut ise sonuçlanması beklenip; kesinleşen idari para cezası miktarının tespitiyle, bu miktara ilişkin ödeme emri yönünden, 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde sınırlı olarak sayılmış nedenlere dayalı incelemeyle sonuca varılmalıdır....

            Aksinin kabulü borçlu kiracının (kira borcu bakımından) ödeme emrine itiraz etmemiş olması ile itiraz etmiş olması arasında hiçbir fark bulunmadığına müncer olmaktadır ki, bu husus iki ihtimali ayrı ayrı düzenlemiş olan kanunun sistemine (İİK m. 269/a ve 269/c) aykırı düşer (Kuru, s. 835)." Davalı kiracının ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde takibe itiraz etmemesi ve dahi davalı kiracı tarafından gecikmiş itiraz yoluna da gidilmemesi nedeni ile takip konusu borç kesinleşmiş olduğundan, artık 30 günlük yasal süre içeresinde ödeme yapılması zorunludur. Dosya kapsamından davalı kiracı tarafından ödeme yapıldığına dair herhangi bir delil ibraz edilmediği anlaşıldığından mahkemece davanın kabulü ve tahliye yönünde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

            Bu halde işbu mahal mahkemesi o davaya bakmaktan imtina edemez.”) yetki sözleşmesinin geçerli olduğu ve sonradan yürürlüğe giren usul hükümleri ile de bu durumun ortadan kaldırılmadığı ve itirazın iptali davalarında icra dairesinin yetkisinin dava şartı olup, davalı tarafından da süresinde ödeme emrine itiraz dilekçesi ile yetki itirazında bulunduğu görüldüğünden, geçerli bir icra takibinin bulunmadığı gerekçeleriyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir....

            Bu halde işbu mahal mahkemesi o davaya bakmaktan imtina edemez.”) yetki sözleşmesinin geçerli olduğu ve sonradan yürürlüğe giren usul hükümleri ile de bu durumun ortadan kaldırılmadığı ve itirazın iptali davalarında icra dairesinin yetkisinin dava şartı olup, davalı tarafından da süresinde ödeme emrine itiraz dilekçesi ile yetki itirazında bulunduğu görüldüğünden, geçerli bir icra takibinin bulunmadığı gerekçeleriyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu