"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Tekirdağ İcra MahkemesiTARİHİ : 07/03/2006NUMARASI : 2006/72-69 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK'nun 264/son maddesine göre, "borçlu müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı icra mahkemesince kesin olarak kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden, icrai hacze inkılab eder"Somut olayda, 04.01.2006 tarihinde ihtiyati haciz kararı alınarak, 06.01.2006 tarihinde asıl takibe geçilmiş, borçlulara 16.01.2006 tarihinde ödeme emri teblğ olunmuştur. Borçluların müddeti içinde ödeme emrine itiraz ettiği iddia ve ispat edilmiş değildir.Takip dosyasında haciz işlemlerine geçildiği, 08.02.2006 tarihinde yapılan tahsilatın, 14.02.2006 tarihinde reddiyatının yapıldığı görülmektedir....
İİK nun 154. maddesi gereğince iflas yolu ile başlatılan takibe karşı borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi halinde, takibin duracağı, alacaklının bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini isteyebileceği İİK ‘nun 156/3. fıkrasında düzenlenmiştir. İflas davası basit yargılama usulüne göre incelenir. Borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi halinde, mahkemece ilk önce davacı alacaklının İtirazın kaldırılması hakkındaki talebini inceler. Bu İtirazın kaldırılması talebinin incelenmesi, genel haciz yolundaki İtirazın kaldırılması talebinin incelenmesinden ( m.68-70) tamamen farklıdır. Genel haciz yolunda tetkik merciinin incelemesi yalnız belgelere göre ve ilamsız icra kuralları çerçevesinde yapıldığı halde, buradaki ticaret mahkemesinin incelemesi genel hükümlere ( yani HMK ‘daki hükümlere) göre olur. Bu nedenle borçlu, ticaret mahkemesindeki savunması sırasında ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı değildir....
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan, 5510 sayılı Kanunun 102’nci(506 sayılı Kanunun 140) maddesinde davalı Kurum tarafından verilen idari para cezaları ile ilgili usul ve esaslar özel bir şekilde düzenlenmiştir....
a ödeme emrinin tebliğine ve adı geçen davalıların ödeme emrine itiraz ettiklerine dair dilekçelere rastlanılmadığından, merciinden ödeme emrinin tebliğ edildiğine dair tebligat evrakları ile borçluların itiraz dilekçelerinin ve varsa itiraz dilekçelerinin davacı (alacaklı) ...ne tebliğ belgesinin getirtilerek evrakına eklenmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 15.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sayılı dosyasıyla takip yaptığını, müvekkillerinin ödeme emrine karşı 21.11.2018 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiklerini, davacının yetki itirazını bertaraf etmeden 10.10.2019 tarihinde Bakırköy ...Asliye Ticaret Mahkemesinde ......
Davacı icra müdürlüğünce yapılan işleme (ödeme emrine) itiraz/şiyaket etmektedir. Bu amaçlada İcra Hukuk Hakimliğine başvurmuştur. Mahkeme yaptığı inceleme neticesinde; 12.12.2017T., 2017/415E., 2017/260K. sayılı ilam ile görevsizlik kararı vermiş ve dosyayı mahkememize göndermiştir. Dosyanın davalısı/alacaklı ... Şti., dosyanın davacısı/borçlu ... A.Ş. aleyhinde Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yolu ile Takip başlatmış, borçluya iflas ödeme emri tebliğe çıkarılmıştır. Davacı (icra dosyasının borçlusu) Kambiyo Senetlerine Özgü İflas yoluyla takibe ilişkin olarak kendisine tebliğ edilen ödeme emrine itiraz/şikayet etmektedir. Bu halde nasıl işlem yapılacağı İİK'un 172. maddesinde açıklanmıştır. Yasada iflas yoluyla yapılan takipte çıkartılan ödeme emrine itiraz veya şikayet yoluyla itiraz etmek istenildiğinde icra dairesine başvurulacağı açıklanmıştır.(Y.12. HD., 2008/18738E., 2008/21512K.) Başka bir deyişle, itiraz veya şikayet mercinin İcra Dairesi olduğu bildirilmiştir....
ın takipte İzmir İcra Müdürlüğü'nün yetkisine itiraz etmeden sadece borca itiraz ettiğini, diğer (kefil) borçlu ....'nin ise takibe borç ve yetki yönünden itiraz ettiğini, tarafların imzaladığı 10.09.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 42. maddesinde, 16.03.2011 tarihli ve 02.06.2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 54-1 maddesinde "Bu sözleşme Türk Hukukuna tabidir. Müşteri ve kefiller sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıklarda İstanbul mahkeme ve icra dairelerinin yetkisini kabul ederler. Ancak bu mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılınması, Bankaca, Müşterinin ve/veya kefillerinin ikametgahının veya mal ve değerlerinin bulunduğu veya kredinin kullandırıldığı ve/veya nakledildiği şube yerinin adli mercilerine başvurulmasına ve takip yapılmasına engel olmaz....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Uyuşmazlık eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup davada ödenmeyen iş bedeli ve ilave işler bedeli alacağının tahsili istemiyle başlatılan ilâmsız icra takibine davalı borçlu Bakanlık tarafından yapılan itirazın iptâli ile takibin devamı ve %40 oranından az olmamak üzere icra inkâr tazminatının tahsili istenmiş, mahkemece ödeme emrine usulünce bir itiraz bulunmadığından bahisle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
İstirdat davasının amacı, davacının ödeme emrine itiraz etmemesi ya da edip de itirazın kaldırılmış olması sebebiyle aleyhine kesinleşen icra kovuşturması dolayısıyla, cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı ve fakat gerçekte borçlu olmadığı bir paranın geri alınmasını sağlamaktır. Çünkü, ödeme emrine zamanında itiraz edilmemesi ya da edilip de itirazın kaldırılması üzerine ödeme emrinde yazılı miktarın ödenmesiyle taraflar arasındaki uyuşmazlık, sadece icra hukuku yönünden sonuçlanır. Maddi hukuk yönünden ise uyuşmazlık kesin olarak sona ermiş olmaz. Somut olayda, davacı işveren borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığını iddia etmiş, davalı işçi davalı işverenin tacir olduğunu ve ilamsız icra takibinde açıkça yazılı işçilik alacaklarına itiraz etmemesinin bu alacakları kabul ettiğini gösterdiğinden davanın reddini savunmuştur....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıya sattığı ürünlere ilişkin faturalarının bedellerinin tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının yetkiye ve borca yönelik haksız itirazı ile durduğunu belirterek, davalının itirazlarının iptali ile icra takibinin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda; dava konusu icra takip dosyasında, davalı tarafın ödeme emrine yönelik süresinde yaptığı itirazında, ikametgahının Bursa olması nedeniyle yetkili icra müdürlüğünün ... icra müdürlüğü olduğunu beyan ederek, yetki itirazında bulunduğu ve yetkili icra müdürlüğünde yapılan geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, icra takibinde faturadan kaynaklanan alacağın tahsilini istemiştir....