Şti. arasındaki ticari ilişki sebebiyle davalıya ticari mal satıldığını ve ticari hizmet verildiğini, davalı borçlunun 5,349.83-TL vadesi gelmiş borcunu ödemediğini, bunun üzerine ... tarihinde .... İcra Müdürlüğünde ...sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, yetki itirazı üzerine Antalya İcra Müdürlüğüne yetkisizlik kararı verildiğini, bunun üzerine takibin Antalya İcra Müdürlüğünün ... sayılı takip dosyası üzerinden devam ettiğini, davalının burada da borca, faize ve faiz oranına itiraz ettiğini, Arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, takibe itirazın iptali ile borçlunun itirazının kötü niyetli olduğu açık olduğundan davalı borçlunun alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet/icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava; ticari mal satım ilişkisine dayalı cari hesap borcunun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir....
A.Ş ve ... ... A.Ş aleyhine 22.425,00-TL asıl alacak, 1.633,34-TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 24.058,34-TL üzerinden ödeme emri düzenlendiği, ... sigortanın borca, işlemiş ve işleyecek faize ve tüm ferilerine itiraz etmiş olduğu, ... Tic AŞ'nin 31.01.2020 tarihinde (İcra Dairesi'nin 04.02.2020 tarihli Karar Tensip Tutanağı) borca, işlemiş ve işleyecek faize ve yetkiye itiraz etmiş olduğu yetkili icra dairelerinin ... İcra Daireleri olduğunu beyan etmiş olduğu anlaşılmıştır. GEREKÇE : Taraflar arasındaki ihtilaf; İcra takibinden dolayı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının icra takibine konu borçtan dolayı sorumlu olup olmadığı, alacaklı ise bunun miktarı, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığı, icra dairesinin yetkili olup olmadığı, alacağın likit olup olmadığı hususlarındadır....
olunur.’’ denildiğini, bu nedenle adı geçen kanundaki genel ve özel yetki kuralları icra hukukunda da kıyasen uygulanacağını, genel yetki kuralları gereğince; yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesidir....
üzerine davacının parası olmaması nedeniyle masraflar için senet imzaladığını, davalının alacağını ispat etmesi gerektiğini, borca-faize ve komisyon bedeline itiraz ettiklerini beyanla icra takibinin iptaline ve alacaklının %20 kötüniyet tazminatı ile %10 para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Alacaklı T3 tarafından borçlu T1 hakkında keşidecisi T1 lehtarı T3 olan 10.05.2017 keşide 10.05.218 vade tarihli 1000.000,00 USD bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü icra takibine başlanıldığı, borçlu tarafından senetteki imzaya itiraz edilmeksizin senet üzerindeki yazıların sonradan doldurulduğu, fazla faiz talep edildiği iddiası ile borca, yetkili icra dairesinin İzmir icra müdürlükleri olduğu iddiası ile yetkiye itiraz edildiği, vekalet ücret ve yargılama giderleri için yasal faiz talep edilmesi gerekirken bu alacakları da kapsayacak şekilde %10 faiz istenildiği iddiası ile faize yönelik şikayetlerin ileri sürüldüğü, mahkemece yapılan yargılama ile borca itirazın reddedildiği, faize ilişkin şikayetlerle ilgili bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve bilirkişi raporu doğrultusunda fazla talep edilen faiz yönünden takibin iptaline karar verildiği, borçlu tarafından yetki itirazının değerlendirilmemiş olması ve vekalet ücreti ile masraflar...
(Re'sen hesaplama ile 32.928,69TL x yıllık %9 faiz x 29 gün = 238,72TL) İtiraza konu takipte, gerek komisyon alacağı gerekse işlemiş faiz yönünden ve talep edilen faizin türü yönünden bir fazlalık bulunmamaktadır. Takip taraflarının tacir olması ve tacirler arasında yapılan yetki sözleşmesinin geçerli oluşu nedeniyle yetki itirazının da yerinde olmadığı, 1.000.000 TL'lik senetten 32.000 TL'lik takip açılmasının da alacaklının alacak miktarı ve talebine bağlı olduğu nedenle iptalinin gerekmediği görülmüştür. Toplanılan deliller, tarafların beyanları, icra dosyası kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacıların yetkiye, borca, faize ve ferilerine ilişkin itirazlarının reddine dair kararın doğru olduğu anlaşılmıştır. O halde, istinafa konu kararın usul ve yasaya uygun olduğu, aksi yöndeki istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı görülmekle, istinaf başvurusunun HMK.' nın 353/1- b-1 md gereğince esastan reddine, karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur....
Esas sayılı dosyasında takibe , davalı borçlu tarafından dosyaya sunulan itiraz dilekçesi (EK-1) ile asıl alacağa , asıl alacağın sebebine, takibe dayanak belgelere, işlemiş faize, işleyecek faize, faiz oranına, masraflara, yetkiye ve tüm feriler ile takibin tamamına itiraz edilmiş olup düzenlenen tensip tutanağı(EK-2) ile takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Ancak işbu haksız ve dayanaksız itirazın iptali ile takibin devamına, ilaveten alacağın likit olmasından mütevellit karşı taraf aleyhine alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Müvekkil banka ile davalı borçlu arasında imzalanan sözleşme ile davalı borçlu adına ... no'lu kredi kartı hesabı açılmış ve kendisine kredi kartı ile hesaba bağlı ek kart gönderilmiştir....
Somut olayda; istinafa konu kararın örnek 13 takip sonrası süresinde yapılan itiraz üzerine itirazın kaldırılması ve tahliyeye ilişkin olduğu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren borçlu tarafından yapılan itirazın Gaziantep İcra Müdürlüğünün yetkili olmadığı ve borca faize ve fer'ilerine itiraza dair olduğu, kira sözleşmesi ve itiraz olmadığı nedenle sözleşme ilişkisinin kabul edildiği gibi kira miktarına itiraz olmadığı süresinde açılan dava üzerine HMK'nun 25....
sonra, davalı borçlu herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine, ödeme emrine borca, faiz oranına, faize ve yetkiye itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, müvekkilinin icra takibine devam edebilmek için 6102 sayılı Türk Ticaret kanunu 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu gereği arabulucuya müracaat ettiğini, davalı taraf usulüne uygun davet edilmiş ve yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanamadığını, davalı borçlu icra takibine haksız ve kötüniyetle itiraz ederek takibi sürüncemede bırakma amacı taşıdığını, davalı icra dosyasına sunduğu itiraz sebepleri ile bağlı olup itirazın genişletilmesine ve değiştirilmesine muvafakatı olmadığını, davalı tarafın icra dosyasındaki yetki itirazı geçersiz olmakla birlikte takip yetkili icra dairesinde açıldığını, keza 24.2.2020 tarihi sanal santral kurulumu ile ilgili taraflar arasında yapılan sözleşme Söke’de yapılmış, işin yapılacağı ve tamamlanacağı yer de Söke’dir....
Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. HMK.'nun 17. maddesi gereğince yer alan yetki şartı da munhasır yetki şartı olup kesin yetki şartı değildir. HMK.'nun 19. maddesi gereğince, munhasır yetki şartı davalı tarafça usulüne uygun şekilde ileri sürülmediği takdirde, sanki bir kesin yetki şartıymış gibi mahkemece re'sen dikkate alınamaz. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır....