İcra Müdürlüğü’nün 2015/8098 esas sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe davalı borçlunun borca ve yetkiye itiraz edildiğini ve takibin durduğunu,yetki itirazının reddine, borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilere yönelik yapılan itirazın iptaline, başlatılan icra takibinin devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, yetki ve görev itirazında bulunmuş ve davanın reddini dilemiştir Mahkemece, dava dilekçesinin yetki yönünden usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. HMK'nin 6.maddesi hükmü uyarınca kural olarak yasada aksine hüküm bulunmadıkça davanın açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesi yetkili ise de, icra takibine konu ödemeler, davalı tarafından inkar edilmemiş ve bu kapsamda icra takibi yapılmış olup, davacının istemi para alacağı olduğuna göre Türk Borçlar Kanunu 89....
Eğitim Hizmetlerinin müvekkili kuruma olan borcunu taksitlendirme talebinde bulunduğunu ve taksit anlaşmasını borçlu olarak imzaladığını, taksitlerin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş, ayrıca asıl borçlunun ... Eğitim Dershanesi olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....
A Ş. ve müteselsil kefil borçlu... aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğü ... Esas Sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, borçlulardan yalnızca ...'ın borca, faize, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğini, İstanbul ... İcra Müdürlüğü ...Esas Sayılı dosyasına konu borçların; ... nolu kredi... nolu kredi, ..., ... nolu kredi, ... nolu kredi ve ... nolu kredi kartı borcundan kaynaklandığını; itiraz eden müteselsil kefil borçlu...'ın sorumluluğunun faiz ve masraflar hariç yalnızca ... nolu kredi için 53.981,25-TL asıl alacak 316,14-TL İhtar gideri 6.819,6-TL işlemiş temerrüt faizinden ibaret olduğunu borçlunun itiraz dilekçesinde borcun tamamına, faize ve diğer tüm ferilerine itiraz etmişse de; takibe ilişkin Genel Kredi Sözleşmesi'nde itiraz eden borçlunun sözleşmede imzasının bulunduğunu, borcun ödenmesi için Beşiktaş ......
A Ş. ve müteselsil kefil borçlu... aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğü ... Esas Sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, borçlulardan yalnızca ...'ın borca, faize, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğini, İstanbul ... İcra Müdürlüğü ...Esas Sayılı dosyasına konu borçların; ... nolu kredi... nolu kredi, ..., ... nolu kredi, ... nolu kredi ve ... nolu kredi kartı borcundan kaynaklandığını; itiraz eden müteselsil kefil borçlu...'ın sorumluluğunun faiz ve masraflar hariç yalnızca ... nolu kredi için 53.981,25-TL asıl alacak 316,14-TL İhtar gideri 6.819,6-TL işlemiş temerrüt faizinden ibaret olduğunu borçlunun itiraz dilekçesinde borcun tamamına, faize ve diğer tüm ferilerine itiraz etmişse de; takibe ilişkin Genel Kredi Sözleşmesi'nde itiraz eden borçlunun sözleşmede imzasının bulunduğunu, borcun ödenmesi için Beşiktaş ......
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle davacılar adına konkordato başvurusunda bulunduklarını ön mehil süresi verildiğini bu nedenle takibin tedbiren durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istediklerini, ayrıca borca ve faize itiraz ettiklerini asıl borçlu hakkında konkordato kararı bulunduğundan kefillere karşı icra takibi yapılamayacağını, çekin kambiyo vasfında olmadığını, alacaklı şirketin taraf sıfatı bulunmadığını, İstanbul Anadolu icra müdürlüklerinin yetkisine itiraz ettiklerini, yetkili İcra Müdürlüğünün Ereğli Konya İcra Müdürlükleri olduğunu, yetkisizlik karar verilerek dosyanın yetkili Ereğli Konya icra müdürlüklerine gönderilmesini istediklerini söyleyerek takibin durdurulmasına ve iptaline, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
İcra Dairelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek Bursa icra dairesinin yetkisine, borca ve faize itiraz ettiği, mahkemece; yetki itirazının ve borca itirazın reddine, faize itirazın ise ksımen kabulüne karar verildiği görülmektedir.Dairemiz; ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yerin yargı çevresindeki icra dairesinde takip yapılmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı görüşünde iken, HGK'nun 15.01.2014 tarih ve 2013/12-476 Esas 2014/5 Karar sayılı kararı doğrultusunda içtihat değişikliğine giderek, İİK’nun 261. maddesinin ihtiyati haciz kararının infaz edilmesi gereken yeri belirlediği, icra takibi yönünden icra dairesinin yetkisinin anılan maddede belirlenmediği, yetki konusunda İİK’nun 50. maddesi atfı ile HMK’nın genel yetki kurallarının uygulanması gerektiği yönündeki görüş benimsenmiştir. İcra takibine konu 01.09.2009 keşide tarihli, 150.000,00 TL bedelli bono için ... 2....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/11/2021 NUMARASI : 2019/676 ESAS - 2021/2133 KARAR DAVA KONUSU : Yetki İtirazı|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı asil dava dilekçesinde özetle; aleyhine takip başlatıldığını, yetkiye, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, yetkili mahkemenin Gebze mahkemeleri olduğunu, söyleyerek takibin iptaline, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır. Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır(HGK’nın 28.03.2001 gün ve 2001/19-267 E., 2001/311 K.; 20.03.2002 gün ve 2002/13-241 E., 2002/208 K.; 25.04.2018 gün ve 2017/19-902 E., 2018/973 K.). Yapılan ilamsız icra takibinde borçlu, icra dairesinin yetkisi yanında borca veya faize itiraz etmiş ise açılan itirazın iptali davasında mahkeme, ilk iş olarak; icra dairesinin yetkili olup olmadığı yönünde bir inceleme yaparak bu hususta bir karar vermelidir....
S.Y. ve bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmelik dikkate alınmadan hatalı karar verildiğini, yönetmelikte borca itiraz durumunda ... S.Y. hükümlerinin uygulanacağının, yetkiye itiraz durumunda ise sistem üzerinden yetki itirazının kabul seçeneğinin seçileceğinin belirtildiğini, hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü ... olarak gösterildiğinden davanın ...'de açıldığını, sözleşmeden kaynaklanan yetkiye itiraz edilmediği takdirde takibin açıldığı icra müdürlüğünün yetkili hale geleceğini, davada kesin yetkinin söz konusu olmadığını, davalı şirketin cevap dilekçesi vermediğini ve yetki itirazında bulunmadığından davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geldiğini ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Sözleşmenin konusunun ticari iş olması gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; alacaklının franchise sözleşmesine ve teminat senedine dayanarak ilamsız takibe başladığı, sözleşmenin 18. maddesinde ve dayanak senette İstanbul mahkemelerinin (icra dairelerinin) yetkili kılındığı, sözleşmenin taraflarca imzalandığı, senette de alacaklının lehtar ve borçlunun keşideci olduğu, tarafların ticaret şirketi olduğu bu durumda, sözleşmede ve senette düzenlenen yetki anlaşmasının tarafları bağladığının kabulü gerekir. Aynı maddeye göre, taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa takibin yetki sözleşmesinde belirlenen yerde başlatılması gerekir. Borcun dayanağı olan sözleşme ve senette yetkili yer olarak İstanbul İcra mahkemelerinin belirlendiği ve kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili icra dairelerinin de yetkisini devam ettirmek istedikleri yönünde bir ibare bulunmadığı görülmektedir....