Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yetki itirazını kabul eden avukatın, icra dairesinde takibe devam edebilmesi için; MTS üzerinden “Yetki İtirazının Kabulü” seçeneğini seçerek işlem yapması gereklidir. Davacı vekili yetki ile birlikte borca itiraz edilmesi halinde MTS ekranında bu şekilde işlem yapılmasına imkan olmadığını iddia etmekte ise de, davacı vekilinin takip başlatırken icra dairesinin yetkisine veya borca , yada her ikisine birlikte itiraz edilebileceğini, yetkiye ve borca birlikte itiraz olunması halinde ekranda yapılabilecek işlemleri bildiği, bilmesi gerektiği halde yetkisiz icra dairesinden takip başlattığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilince yetki itirazının kabulü yönüne icra müdürlükleri aracılığıyla fiziksel olarak sunulmuş bir dilekçe de bulunmamaktadır....

Borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile, takibin şekline göre yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine, süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını ve şikayetlerini sunabilir. Bir başka deyişle, yetkili icra dairesince, borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine borçlu tarafından yapılacak itiraz ve şikayetler, o icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenerek değerlendirilir. Mahkemece, yetki itirazının kabulüne karar verildiğine göre bu aşamadan sonra artık borca itiraz ve İİK.nun 170/a maddesi uyarınca yapılan şikayet hakkında karar verilmesi mümkün değildir. Buna rağmen borçlu tarafın, İİK.nun 170/a maddesi uyarınca yapılan şikayet hakkında inceleme yapılıp karar verilmediğine yönelik istinaf kanun yoluna başvurmasında hukuki yararı bulunmadığının kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

- K A R A R - Davacı vekili, irsaliyeli faturalara dayanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini, yetki itirazının yerinde olmadığını, para alacakları kanun gereği götürülecek borçlardan olduğu için alacaklının merkezinin bulunduğu yer icra dairesinin yetkili olduğunu, işlemiş faize ve borca itirazın da yerinde olmadığını ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap dilekçesi vermediği gibi ön inceleme duruşmasına da gelmemiştir. Mahkemece, davalı borçlunun ikametgahının.. olması, davalının takip dayanağı faturalara itiraz etmiş olması nedeniyle alacağın varlığının nizalı hale geldiği, hal böyle olunca götürülecek borçtan söz edilemeyeceği, ... İcra Dairesinin yetkisiz olduğu gerekçeleri ile davalının yerleşim yeri itibarı ile yetkili icra dairesi......

    YETKİYE VE FAİZE İTİRAZ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 68 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 16 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 50 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklının genel haciz yoluyla Kadıköy İcra Dairelerinde başlattığı takibe karşı borçlu, yasal süresinde icra dairesine Kadıköy İcra Dairelerinin yetkisine ve takipte istenen faize itiraz etmiştir. Alacaklı tarafça borçlunun yetki itirazı kabul edilerek, dosya yetkili İstanbul İcra Dairesine gönderilmiş ve yetkili icra dairesince de borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edilmiştir. Kural olarak yetkili icra dairesine gelen icra dosyası ilk takip dosyasının devamıdır....

      İcra Müdürlüğünün 2018/32662 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibine gidildiği, 02/10/2018 tarihinde ödeme emrinin davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı vekilinin süresinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde "müvekkilin alacaklıya likide edilmiş herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Takibe, yetkiye, borca, işlemiş faize, faiz oranına, cezai şarta ve tüm ferilerine itiraz ettiğimizden takibin durdurulmasına" beyanı ile takibin durdurulmasına istemiştir....

      İcra dosyasında birden fazla borçlu bulunmakla diğer borçlulara ödeme emri gönderilmiş ancak takibin henüz kesinleşmemiş olduğu gözetilerek, davacının süresinde yapılan haklı ve USULÜNE UYGUN yetki itirazının kabulüne, davacı borçlular T2 ve GÜRER TURİZM TAŞIMACILIK yönünden İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün YETKİSİZLİĞİNE,SAİR İTİRAZ VE ŞİKAYETLER HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde 2 haftalık süresi içinde dosyanın davacı borçlular yönünden DOSYANIN TEFRİK EDİLEREK yetkili ve görevli KEMALPAŞA İCRA MÜDÜRLÜĞÜNE GÖNDERİLMESİNE, " karar verildiği görülmüştür....

      -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin 13.000,00 TL aidat ve 4.500,00 TL gecikme faizi borcundan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki, görev ve borcun esasına ve faize itiraz ederek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile 11.000,00 TL asıl alacak yönünden davanın kabulüne ve itirazın bu miktar için iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

        CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takiplerinde itiraz merciinin icra mahkemeleri olmadığını, görev ve yetki itirazında bulunduğunu, senedin geçerli olduğunu ve takibin kesinleştiğini, pandemi sürecinde Bakanlık kararıyla online eğitim ve telafi eğitimlerinin tüm resmi ve özel okullarda devam ettiğini, davacının iddialarının soyut ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        HD 2019/2439 esas sayılı dosyasında verilen karar ile yetkisizlik kararı kesinleşmeden yetkili icraya gönderildiğinden bahisle ödeme emrinin iptal edildiği, yetkisizlik kararının kesinleşmesi üzerine aynı icra takip dosyasında yeniden ödeme emri gönderildiği, bu nedenle ödeme emrinin iptali talebinin yerinde olmadığı, ayrıca vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiğinden ödeme emrinin davacının vekiline tebliğ edilmesinin de yasaya uygun olduğu, İİK 169/a maddesi kapsamında davacının borca itirazlarına yönelik delil ibraz edemediği, faize yönelik itiraz ile ilgili alınan kapsam ve sonucu itibariyle hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre davacının faize yönelik itirazları da yerinde olmadığı görülmekle istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        İcra Müdürlüğü’nün 2015/8098 esas sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe davalı borçlunun borca ve yetkiye itiraz edildiğini ve takibin durduğunu,yetki itirazının reddine, borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilere yönelik yapılan itirazın iptaline, başlatılan icra takibinin devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, yetki ve görev itirazında bulunmuş ve davanın reddini dilemiştir Mahkemece, dava dilekçesinin yetki yönünden usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. HMK'nin 6.maddesi hükmü uyarınca kural olarak yasada aksine hüküm bulunmadıkça davanın açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesi yetkili ise de, icra takibine konu ödemeler, davalı tarafından inkar edilmemiş ve bu kapsamda icra takibi yapılmış olup, davacının istemi para alacağı olduğuna göre Türk Borçlar Kanunu 89....

          UYAP Entegrasyonu