Kontrolü yükümlülüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle müvekkiline Mart 2013 dönemi için idari para cezası uygulandığını, müvekkili şirket tarafından 130.262,97 TL'nin itirazi kayıtla 13.05.2013 tarihinde ödendiğini, uygulanan cezanın yasaya ve mevzuata aykırı olduğunu ileri sürerek, ödenen miktarın faizi ile davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili tarafından yapılan tüm işlemlerin mevzuata uygun olduğunu, davacı şirkete Yönetmeliğin 16. maddesi uyarınca 16.04.2013 tarihli uyarı yazısının gönderildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili; müvekkilinin borcu olmadığı ve tarafınca düzenlenmeyen senet nedeniyle iş yerindeki eşyaların haczini önlemek amacıyla itirazi kayıt düşülerek 9.500,00 TL ödemek zorunda kaldığını, borcun icra tehdidi altında kapatıldığı süreçte Bursa 3. İcra Mahkemesi'nin 2014/37 esas sayılı dosyası ile imzaya itirazın karara bağlandığını ve imzanın borçlu vekil edene ait olmadığının saptandığını ileri sürerek icra takibi baskısı ile dosya borcunu ödeyen müvekkilin ödediği paranın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte istirdatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; öncelikle davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmadığını ,müvekkilinin takip konusu senetten dolayı meşru hamil olduğunu ,bonolardaki ciro silsilesinin düzgün olduğunu savunarak ,davanın reddini ve davacının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir....
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dava dosyası incelendiğinde, yargılama safhasında davacı işyeri tarafından 6552 sayılı Yasa kapsamında yapılandırmada bulunularak taksitlerini ödemeye devam etmesine karşılık, mahkemece, itirazi kayıt konulmadan ödemeler yapılarak borcun zımnen kabul edilmesi ve ödemelerin devam etmesi gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmış ise de, yapılandırma sebebiyle; Kurumun, davacı aleyhine yürütülmesine karşın yapılandırmaya konu icra takiplerinden vazgeçtiğini ortaya koyması nedeniyle, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-6552 sayılı Yasa gereği, davanın esası hakkında...
Uyuşmazlık dönemi itibarıyla yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa'nın Ek 24. maddesinin L bendi uyarınca, davacı kuruluşa ait işyerine ilişkin 01.01.1999-2006 yılı 1.ay arası muhtelif dönemlere ilişkin eksik bildirim nedeniyle tahakkuk ettirilen ve ödeme yazısı üzerine 21.06.2007 tarihinde itirazi kayıtla ödenen 3.218,45 TL'lik sosyal yardım zammının, ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte istirdatı istemine ilişkin olan davada; hükme esas bilirkişi raporuyla iadeye konu yapılabilecek davacı alacağı 604,42 TL olarak belirlenmesi suretiyle, anılan tutarın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken ve esasen Mahkeme kabulünün de bu yönde bulunmasına rağmen, "davalı kurumun 604,42 TL alacağı bulunduğunun kabulüne" şeklinde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Davacı üçüncü kişi tarafından, işyerlerinde yeniden haciz yapılmasını engellemek için 110.000,00 TL itirazi kayıtla teminat olarak icra dosyasına yatırılmıştır. Bu kapsamda, dava konusu mallar üzerinden kaldırılan haciz, yatırılan bu bedel üzerine geçmiştir. Hal böyle olunca, dava konusuz kalmamıştır. Ne var ki, Mahkemece; yargılama giderlerinden kimin sorumlu olacağının tespiti bakımından, yargılama yapılmış ve davacı üçüncü kişinin davasında haksız olduğu tespit edilmiş olup, bu tespit yerindedir. (Aynı doğrultuda Daire'nin 2014/19534 Esas sayılı dosyası ile Mahkeme'nin 2013/154 Esas ve 2014/488 Karar sayılı dosyası incelenmiştir.)....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01...2010 gün ve 2009/326-2010/445 sayılı kararı onayan Daire’nin 18.09.2012 gün ve 2011/6665-2012/13532 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin genel müdür olarak çalıştığı dava dışı anonim şirkete bilahare %5 hisse ile ortak olduğunu, ücret alacağının ödenmemesi sebebiyle iş akdini haklı olarak fesheden müvekkiline, bedelinin ödeneceği belirtilerek sahibi olduğu hisseleri davalıya devretmesi için belge imzalatıldığını, belgeyi itirazi kayıt ile imzalayan müvekkiline hisse devri bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, şimdilik ....000,00 TL hisse bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava...
da unutularak yolculuk sonrasında kendisine itirazi kayıt ile teslim edildiği, 6098 sayılı BK'nın 58 maddesine göre şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir saldırıya uğrayan kişinin uğradığı zarara karşılık manevi tazminat talep edebileceği, somut olayda davacının şahsiyet haklarına yönelik kusurlu bir eylem bulunmadığı, manevi tazminat şartları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 30/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tutanakta, davacı yanca herhangi bir itirazi kayıt veya fazlaya dair hakların saklı tutulduğuna dair beyan veya ibare de bulunmamaktadır. Şu halde; borcun ödendiği sabit olmakla davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bu durum bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, teslimin yapıldığını, davacı tarafından itirazi kayıt ileri sürülmediğini savunarak, davanın reddi ile %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir. Mahkemece, gecikme tazminatı miktarının 6.833,33 TL olduğu, sözleşmede açıkça her daire için bir otopark alanı bulunması gerektiği yazılmadığından bu yöndeki istemin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, %40 icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı vekili, dava konusu dükkanın, kooperatif inşaatlarının bitmesinden sonra 2001 yılında ortaklara teslim edilirken davacı ve davacının dükkanı devraldığı eşinin herhangi bir itirazi kayıt ileri sürmeksizin teslim aldıklarını, dükkanı 11 yıl kullandıktan sonra olması gerektiğinden küçük olduğu iddiasının zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu dükkanın kooperatif yönetim kurulunun 20.09.1993 günlü 16 sayılı kararla 45 m² olarak 135.000,00 TL bedelle davacının eşi...'a satıldığı ve yine yönetim kurulunun 25.01.2001 tarihli kararı ile dükkanın, davacının eşi ve aynı zamanda kooperatif yönetim kurulu başkanı ...'...