Davalı vekili, davacının daha önce müvekkili hakkında 3.250,00 TL. asıl alacak ve %10 işlemiş faiz miktarı 3.682,00 TL. olmak üzere toplam 6.932,00 TL. alacak için takip başlattığını, işlemiş ve aylık %10 işleyecek faiz talebine itiraz ettiklerini ancak bakiyesi ve takip masrafları ile birlikte 3.677,00 TL'sini 29.03.2006 tarihinde dosyaya ödediklerini, davacının bu parayı itirazi kayıt ileri sürmeden aldığını, aidat borcunun tamamı bu şekilde ödendiğinden aidat borcu kalmadığını, davacının talebi faize ilişkin ise müvekkilinin temmerrüde düşürülmediğini, bu nedenle faiz talep hakkı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan 6.383,50 TL. faiz alacağı bulunduğu, davanın bu alacağa ilişkin olduğu, faize faiz talep edilse de faize faiz işletilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 6.383,50 TL. nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 30/10/2017 tarih ve 2017/235-2017/859 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan sistem kullanım anlaşması'nın 10. maddesi uyarınca davalı tarafça, her bir trafo merkezi için reaktif sınırların aşıldığı gerekçesiyle müvekkiline Mayıs 2010 dönemi için cezai şart faturası düzenlendiğini, müvekkilince itirazi kayıtla cezai şart faturasının ödendiğini, cezai şart uygulanması şartlarının bulunmadığı gibi hesaplamanın hatalı ve fahiş olduğunu ileri sürerek, davalı TEİAŞ'ın 212.648,88 TL'lik ceza faturasının hukuka aykırı olduğunun tespiti ile bu miktarın ödeme tarihinden itibaren faiziyle...
Şu halde yapılması gereken iş; 01/03/2006-16/05/2014 tarihlerinde ölüm aylıkların ödendiği belirtilmesi karşısında, davacı tarafından ibraz edilecek kayıtlar ile anılan ödemeye ilişkin ilgili kayıt ve belgeler usulünce celbedilip incelenerek, itirazi kaydın varlığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2- Kabule görede; Mahkemece, süresinde ödenmeyen ölüm aylıkları nedeniyle, faizin başlangıç tarihi belirlenmesinde, Kuruma tanınan 5510 sayılı Yasa'nın 42. maddesinde yazılı üç aylık işlem süresinin varlığı karşısında; Kurum'un, ölüm aylığı tahsis tarihini takip eden 3 aylık sürenin sonundan itibaren faiz alacağı ile sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde, fazla yasal faize hükmolunması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Söz konusu şartnamenin 37 ve 38.maddelerinde yüklenicinin geçici ve kesin hakedişlere itirazı olduğu takdirde karşı görüşlerin neler olduğunu ve dayandığı gerekçelerini bankaya vereceği ve bir örneğini de hakediş raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunu “bankaya verilen ... tarihli dilekçemde yazılı itirazi kayıtla” cümlesini yazarak imzalaması gerekir. Müteahhit itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılır, hükmü getirilmiştir. Bu hüküm HUMK’nın 287.maddesine göre delil sözleşmesi niteliğinde olduğundan mahkemelerce görevi gereği kendiliğinden gözönünde tutulur. Somut olayda; davacı yükleniciye daha önce haksız yere ödendiği ileri sürülen nakliye bedeli 09.11.2001 tarihli 7 nolu hakedişle kesilmiş kesin hakedişte de bununla ilgili ödeme yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, 26.10.2007 tarihli sözleşmeden kaynaklanan fiyat farkı alacaklarının tahsili istemiyle açılmış, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Taraflarca imzalanan sözleşmenin eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi'nin 40. maddesinde yüklenicinin ara hakedişlere itirazı olduğu takdirde hakedişi “idareye verilen ... tarihli dilekçemde yazılı itirazi kayıtla” cümlesini...
İşleri Genel Şartnamesi'nin 40. maddesinde yüklenicinin ara hakedişlere itirazı olduğu takdirde hakedişi “idareye verilen ... tarihli dilekçemde yazılı itirazi kayıtla” cümlesini yazarak imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin hakediş raporunu imzalamasından sonra tahakkuk işlemleri yapılıncaya kadar yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en geç 10 gün içinde bu itirazını idareye bildirmek zorundadır. Aksi takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılır. Somut olayda 30.06.2008 tarihli 3 nolu hakedişin 2. kez düzenlendiği, önceki düzenlenende yer alan fiyat farkının tahakkuk aşamasında mı, yoksa düzenleme sırasında mı kesildiği anlaşılmadığından yukarıda açıklanan şartname hükmünce değerlendirilmesi yapılmamıştır....
Mahkemece davacının alt yapı hizmetlerini yerine getirmediği bu durumda BK. nın 81. maddesi gereğince karşı tarafın edimini yerine getirmesini talep edemeyeceği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. 12.11.1998 tarihli sözleşmenin 3. maddesinde yapılacak olan değil, yapılan alt yapı hizmetleri için ücret ödeneceği kararlaştırılmış olup, yer teslim tutanağında bu hizmetlerin yapılmadığına dair itirazi kayıt bulunmamaktadır. Ayrıca davalının bu konuda herhangi bir uyarısı bulunmadığı gibi yanlar arasındaki sözleşme hala geçerliliğini korumakta olup, davalının sözleşme hükümlerine göre bir kısım katılım payının ödendiğinin davacı tarafından bildirilmiş olmasına göre, davalı alt yapı katılım payını ödemekle yükümlüdür. O halde mahkemece davadaki istem bu şekilde değerlendirilerek gerekirse ek rapor alınmak suretiyle dava sonuçlandırılmalıdır. Yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddedilmiş olması doğru olmamış kararın bozulması uygun görülmüştür....
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirketin Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu içinde bulunduğunu ve sanayi sicil belgesi sahibi olduğunu, 1997 yılından itibaren de kullandıkları elektrik enerjisinin fiyatlandırılmasında sanayi tarifesinin uygulandığını, ancak davalının 2006 yılına ait bazı faturalarda birim fiyatı ticarethane tarifesini kullanarak belirlediğini, enerjinin kesilmemesi için faturaları itirazi kayıt ile ödediklerini iddia ederek fazlaya dair haklarının saklı tutulması kaydıyla 8.900 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında, davacı şirket tarafından kuruma sunulan sanayi sicil belgesinde 2006 yılına ait vizenin bulunmadığını, 29.12.2008 tarihli yazı ile onaylı belgenin ibrazının istenmesine rağmen verilmediğini ve ticarethane tarifesinin uygulandığını beyan ederek davanın reddini istemiştir....
Davalı vekili, ödenen faturalar için itirazi kayıt ileri sürülmediğinden istirdadının istenemeyeceğini, yargılamanın idari yargının görevine girdiğini, kaçak su kullanımından dolayı düzenlenecek 3.010.770.000.TL'lik fatura tahakkukunun da yerinde olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, ödenmiş faturalar yönünden yapılan tahakkuk usulüne uygun olduğundan istirdat talebinin reddine, kaçak su kullanımı ispatlanamadığından henüz ödeme yapılmamış 3.010.77 YTL'lik faturadan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Kaçak tespit tutanakları aksi sabit oluncaya kadar resmi belgelerden sayılır. Somut olayda İSKİ görevlileri tarafından düzenlenen kaçak tespit tutanağının zabıt mümzileri tutanağın doğru olduğunu beyan ettiklerine göre, bunun aksinin kanıtlanması gerekir....
Davacı vekili; müvekkili ile davalının murisi arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirerek daireleri davalıya teslim etmesine rağmen davalının taraflar arasındaki sözleşme gereğince ödemesi gereken lüks daire vergisini ödemediğinden bu bedelin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının borca itirazi üzerine durduğunu iddia ederek itirazın iptali ve asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dairelerle ilgili KDV bedellerinden müteahhidin sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir....