Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu çerçevede belirtmek gerekirse Kurum kayıtlarına dayalı olarak davalıdan 01.01.2014- 20.11.2016 arası yersiz ödeme nedeniyle talep edilen 34.100,72- TL miktarına ve yanlış hesap edildiğine yönelik olarak taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı nazara alındığında, işyerinden gerçek dışı olarak bildirildiği saptanan 460 gün hizmet süresinin geçersiz sayılması/iptal edilmesi sonucu, geriye kalan 3779- 460= 3319 gün hizmet süresi, aylık bağlama yeterli gün sayısı olan 3600 günü karşılamadığı cihetle, kalan günlerinin emeklilik için öngörülen gün şartını doldurmaya yetmediğinden, emeklilik hakkını yitirdiği anlaşılmış olmakla, yaşlılık aylığı gelire girme tarihi olan 01.01.2014 itibariyle kesilmiş olmasına ve davalıya 01.01.2014- 20.11.2016 arasında 34.100,72- TL yersiz ödeme yapıldığına ve iş bu meblağın istirdadına ilişkin Kurum işleminin yasal mevzuata uygun bulunduğu kanaatine varılmıştır....

Somut olayda mahkemece, kararın gerekçe kısmında yargılamanın safahatı anlatıldıktan sonra herhangi bir açıklama yapılmaksızın, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun "Yersiz ödemelerin geri alınması" başlıklı 96/1-a maddesindeki düzenlemeler doğrultusunda hatalı işlemin tespiti tarihinden itibaren geriye dönük 10 yıllık süreye ilişkin fazla ödemenin davalıdan tahsil edilebileceğinin tespitine yönelik bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davaya konu uyuşmazlık dayanağı fazla ve yersiz ödemelerin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunundan kaynaklanmakta olup, fazla ve yersiz ödemeden kaynaklanan davacı kurum alacağına ilişkin miktarın ve bu bağlamda hatalı işlemin tespiti tarihinden itibaren geriye dönük olarak ne kadar süre için fazla ve yersiz ödemelerin istenebileceği konusunun 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunundan hareketle çözümlenmesi gerekmektedir...

    Murisin 1479 sayılı Kanun kapsamında hizmetleri nedeniyle davacıya bağlanan ölüm aylıkları nedeniyle Kurum tarafından yersiz ödeme borcu çıkartılması yerinde ise de, davacıya fazla ödeme yapılması Kurum hatasından kaynaklanmakta olup, yersiz ödeme borcunun hesaplanmasında 5510 sayılı yasanın 96/b maddesinin uygulanması gerekir. 1479 sayılı yasa kapsamında yersiz ödeme borcu olarak Kurumca talep edilebilecek 5 yıllık meblağ 44.531,45 TL'dir....

      Ne var ki, davacı Kurum alacağının ve yersiz ödemelerin kapsamının da belirlenmesi gerekecektir. Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın "yersiz ve yanlış ödemelerin tahsilini düzenleyen 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin kasıtlı kusurlu davranıştan veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir.Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa, geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır....

        ilişkin işlemin tesis edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 5434 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile, idareye, yersiz ve fazladan ödediği meblağları ilgilisinden herhangi bir yargı kararı olmaksızın re'sen istihkaklarından kesmek suretiyle geri alma yetkisi tanınmış olmakla birlikte, idareye tanınmış olan bu cebri icra yetkisi, yapılmış bulunan yersiz ödemenin geri alınmasının ancak yersiz ödeme yapılan kişinin istihkakına yönelik olabileceği noktasında sınırlanmaktadır....

          O halde mahkemece; herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan ödemenin Sağlık Bakanlığına Bağlı Kurum ve Kuruluşlarda Görevli Personele Döner Sermaye Gelirlerinden Ek ödeme Yapılmasına Dair Yönetmelik hükümleri uyarınca yersiz bir ödeme olup olmadığı ve Borçlar Kanununun sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri istenip istenemeyeceği tartışılmadan yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            yapılmasına dair kurum işleminin TEDBİREN DURDURULMASINA; Müvekkilinin davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, Davalı kurumun 27/01/2020 tarihli, 03/02/2020 tarihli 1896369 sayılı, 06/02/2020 tarihli 2231177 sayılı 1.132,40 TL tutarlı yersiz ödendiği iddia edilen bayram ikramiyesi ödemesinin iadesi, 06/02/2020 tarih 2204091 sayılı 12.797,64 TL' lik yersiz ödeme işlemlerinin iptaline, Davalı kurum tarafından dava açılana kadar yapılan kesinti tutarlarının, davadan sonra yapılacak kesintilerin de bedelinin tespiti ile kesinti tarihlerinden itibaren yasal faiziyle kurumdan tahsili ile taraflarına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            yapılmasına dair kurum işleminin TEDBİREN DURDURULMASINA; Müvekkilinin davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, Davalı kurumun 21/01/2020 tarihli, 07/02/2020 tarihli 2258881 sayılı, 1.132,40 TL tutarlı yersiz ödendiği iddia edilen bayram ikramiyesi ödemesinin iadesi, 06/02/2020 tarih 2186216 sayılı 13.855,20 TL' lik yersiz ödeme işlemlerinin iptaline, Davalı kurum tarafından dava açılana kadar yapılan kesinti tutarlarının, davadan sonra yapılacak kesintilerin de bedelinin tespiti ile kesinti tarihlerinden itibaren yasal faiziyle kurumdan tahsili ile taraflarına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Dava hukuki nitelikçe, Kurumdan aylık almakta iken vefat eden murisin aylıklarının bankadan yersiz olarak çekilmesi nedeniyle, yersiz alınan 13.820,97 TL aylığın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline ilişkin olup; uyuşmazlığın, davacı Kurum ile banka arasında imzalanan protokol(sözleşme) hükümlerine aykırılıktan kaynaklandığı tartışmasızdır. Bu haliyle davalı banka yönünden, davanın yasal dayanağı Borçlar Kanunu olması nedeniyle, davanın İş Mahkemelerinde değil, genel mahkemede görülmesi gerekir. Şu halde, davalı Banka yönünden, davanın yasal dayanağının Borçlar Kanunu olması nedeniyle, mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı Banka vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi(Müstemir Yetkili) Davacı Kurum, davalı için yersiz olarak ödenen tedavi giderinin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Davacı, davalı sigortalıya yersiz olarak ödenen 2.463,95 TL tedavi giderinin yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile 2.463,95 TL Kurum zararının ödeme tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu