Maddesi uyarınca yardım nafakası taktirinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak tarafların sosyal ekonomik durumları, davacının ihtiyaçları, giderleri, nazara alındığında hükmedilen yardım nafakası miktarı düşük olup aylık 1250 TL yardım nafakasının dosya kapsamına ve hakkaniyet uygun olduğu değerlendirilerek davacın istinafının kabulüne, davalının istinafının reddine, aylık 1250 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Davanın kısmen kabulü ile; TC Kimlik Numaralı T1 için dava tarihinden itibaren aylık 700 TL yardım nafakasının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmiştir....
Buna göre yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez.Nafaka ödemekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenecek nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK'nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....
Aile Mahkemesinin 2017/368 Esas 2017/963 Karar sayılı ilamı ile 21/04/2017'den itibaren arttırılarak hükmedilmiş aylık 400,00 TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren artış talebinin kısmen kabulü ile aylık 700,00 TL yardım nafakası olarak davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine..." karar verilmiştir....
Davacı erkek vekilinin istinaf başvurusuna ilişkin olarak; davacı tarafça açılan davaların davalı Ayfer için bağlanan tedbir nafakası ile davalı T5 bağlanan yardım nafakasının kaldırılması davasına ilişkin olduğu, davalı Ayfer için boşanma kararı ile hükmedilen yoksulluk nafakasının bulunmadığından burada TMK'nun 177. maddesinin uygulanamayacağı, davalı Ayfer yönünden TMK'nun 201. maddesinde düzenlenen yetki kuralının geçerli olduğu, bu maddeye göre evlilik birliğini koruyucu tedbirlerden olan tedbir nafakasına ilişkin davaların eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceğinin düzenlendiği, davacının davalı Ayfer yönünden yerleşim yeri mahkemesinde dava açmasının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı Fatma Nur yönünden açılan yardım nafakasının kaldırılması davası yönünden ise; TMK'nun 365/6. maddesinde yetkili mahkemenin taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesi olduğunun düzenlendiği, bu durumda davacının yardım nafakasının kaldırılması talebi yönünden yetkili mahkemede...
Zira; icra hukuk mahkemesi dar yetkili bir mahkeme olup, kanunda kendiliğinden sona ereceği belirtilen nafakalar dışında (TMK'nun 328/1. maddesi gereğince reşit olma halinde iştirak nafakasının, TMK'nun 176/3. maddesi gereğince yeniden evlenme yada ölüm halinde yoksulluk nafakasının kendiliğinden sona ermesi gibi), nafakanın kaldırılmasına ilişkin bir mahkeme kararı olmadan takip dayanağı nafaka ilamının gerekçesinin yorumlanması suretiyle takibin iptaline karar verilemeyeceği tabiidir. O halde mahkemece, şikayetçi borçlu tarafından açılan takip dayanağı yardım nafakasının kaldırılmasına ilişkin davanın, ... ... 11. Aile Mahkemesi'nin 02.02.2016 tarih ve 2015/128 E. - 2016/54 K. sayılı dosyasında reddedilmiş olduğu da nazara alınarak, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; davacı için aylık 700,00 TL olarak bağlanmış bulunan yardım nafakasının aylık 1.500,00 TL'ye yükseltilmesini ve bu nafakanın gelecek yıllarda ÜFE-TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın KISMEN KABULÜ ile; Konya BAM 2. Hukuk Dairesi'nin 2021/1745 Esas 2021/1455 Karar sayılı ilamı ile; Davacı T1 ) yararına aylık 700,00TL hükmolunan yardım nafakasının dava tarihi 14/01/2022 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 600,00TL arttırılarak, aylık 1.300,00TL'ye yükseltilmesine, yardım nafakasının her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakanın her yıl üfe oranında artırılmasına, karar verilmiştir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
Her ne kadar davacı, yardım nafakası koşullarının ortadan kalktığını belirterek müvekkilinin ekonomik durumu da göz önüne alınarak yardım nafakasının kaldırılmasını talep etmiş ise de; mahkemece davalının eğitimine devam edip, ihtiyaçlarının bulunması ve hakkaniyet nedeni ile davanın reddine karar verildiği, ülkenin çalışma koşulları, kalıcı ve düzenli gelir getiren bir iş bulmanın zorluğu, davalının üniversiteden yeni mezun oluşu, eğitiminin uzaktan yüksek lisans şeklinde devam etmesi, iş deneyiminin olmayışı karşısında davacı babanın şimdilik yardımına muhtaç olduğu, davalının çok kısa süreli ve zaman zaman düzensiz olarak çalışmasının yardım nafakası koşullarını ortadan kaldırmadığı, bu aşamada davalının düzenli bir gelirinin olmayışı, davacının kayden emekli maaşı dışında bir geliri gözükmeyip, dinlenen tanık beyanları ile başka bir işte çalışmadığı, zaman zaman kardeşinin börekçi dükkanında ona yardım etmek üzere bulunduğu ifade edilmiş ise de, davalıdan başka eğitim çağında 3 çocuğu...
Ayrıca, dosya kapsamına göre davacı ortak çocuk lehine hükmedilen yardım nafakasının miktarı, bu davacıya ait giderlerin büyük bölümüne annenin katlanmasına neden olacak denli azdır. Mahkemece yoksulluk ve yardım nafakalarının davacıların ihtiyaçları ve karşı davacının gelirleri değerlendirilerek hakkaniyete uygun olacak şekilde yeniden belirlenmesi için kararın bozulması gerekmiştir. Ayrıca, dava tarihi itibari ile reşit olan ortak çocuk lehine yardım nafakası takdir edilmesi gerektiği halde, mahkemece, hukuki nitelemede hata yapılarak iştirak nafakasına hükmedilmesi de isabetli bulunmamıştır. ./.. -3- SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......