Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, manevî tazminatın reddi, maddî tazminatın ve iştirak nafakasının miktarı, yoksuluk nafakasının reddi, yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, maddî tazminat ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadın, temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtaya da yapılabilir ve 337/1. madde uyarınca da duruşma yapmaksızın talep hakkında karar verilebilir....

    Davacı, eşinden boşandığını, annesinden aldığı yetim maaşının yetmediğini ileri sürerek, aylık 350 TL yardım nafakasının davalı babasından tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, yaşlı ve Bağkur emeklisi olduğunu bildirerek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, aylık 250 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 364.maddesine göre "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". Yine aynı Kanunun 365/2.fıkrasında "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemesi yeralmıştır. HGK.nun 07.10.1998 gün ve 1998/656-688 sayılı ilamında da "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) eski bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların" yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır....

      Davacı vekili, ıslah dilekçesinde özetle; davacı yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yardım nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile davacı yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL yardım nafakasına hükmedilmiştir. Davacı vekili; adli yardım talepli istinaf dilekçesi ile; davacı yararına hükmedilen yardım nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili; istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir. Davacı vekilinin; hükmedilen yardım nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 336/3.maddesinde;kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebinin bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya yapılacağı belirtilmiştir....

      Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle yardım nafakasının, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olmasına, TMK'nun 364/son maddesinin yollamasıyla 328.maddesinde çocuk ergin olmasına rağmen eğitimi devam ediyorsa ana ve babanın bakım görevinin çocuğun eğitimi sona erinceye kadar devam edeceğinin hükme bağlanmasına, eğitimi devam eden ergin çocuğun çalışma yükümlülüğünün de bulunmamasına, dava dışı annenin gelirine, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, yardım nafakasının niteliğine, davalının gelir durumuna göre, davalının yerinde bulunmayan istinaf itirazının esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

      Türk Medeni Kanunun 365/2.maddesi '' dava davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir." şeklindeki düzenleme ile yardım nafakası davasını tanımlamıştır. Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 gün ve 1998/656- 688 sayılı ilamında da "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların..." yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir.Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....

      Türk Medeni Kanunun 365/2.maddesi '' dava davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir." şeklindeki düzenleme ile yardım nafakası davasını tanımlamıştır. Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 gün ve 1998/656- 688 sayılı ilamında da "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların..." yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir.Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından yardım nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne tarafından açılan iştirak nafakasının arttırılması davası davacı ...'nun ... olmasıyla birlikte yardım nafakası olarak görülmeye devam etmiş, yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne ve iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren arttırılmasına karar verilmiş, ayrıca davacı ...'nın ergin olduğu tarihten itibaren olan nafaka talebi de HMK 114/1-d maddesi ve HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddedilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir....

        Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava tarihi olan 01/10/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 500,00- TL. yardım nafakasının davalı T3 alınarak davacı T1 verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, yardım nafaka miktarının her yıl TEFE-TÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir....

        Aile Mahkemesinin 2014/1222 Esas 2015/1108 karar sayılı ilamı ile davacı lehine aylık 250 TL yardım nafakasına hükmedildiği, davacının Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğrenci iken yargılamada mezun olarak staja başladığı, çalışmadığı, davalının memur olduğu, 2019 yılı maaşının 5445,08 TL olduğu anlaşılmıştır. Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, nafakanın niteliği, davacının zorunlu ihtiyaçları, ilk açılan yardım nafakası davasından dava tarihine kadar geçen süre ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesince yardım nafakasının kısmen artırılmasına ilişkin verilen kararın isabetli olduğu anlaşılmakla usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davalının istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        UYAP Entegrasyonu