Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların baba kız oldukları, davacının ......

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yardım ve yoksulluk nafakasının kaldırılması isteminden ibarettir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Davacı hem yardım nafakasının kaldırılması hem de yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının reddini istinafa getirmiş, 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, ve 59,30 TL maktu istinaf karar harcı yatırmıştır. Davaların birlikte açılması onların bağımsız niteliğini ortadan kaldırmaz. Davacının yatırdığı 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, istinaf dilekçesindeki tüm talepleri kapsar. Ancak her iki dava için ayrı ayrı 59,30 TL maktu istinaf karar harcı yatırılması gerekirken tek bir dava için 59,30 TL harç yatırıldığı anlaşılmaktadır....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin( Aile Mahkemesi sıfatıyla) 2016/310 Esas ve 2016/370 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk 25/08/2006 doğumlu T4 için bağlanan aylık 500,00 TL iştirak nafakasının iş bu dava tarihi olan 19/01/2023 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.500 TL artırılarak toplam aylık 2.000 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacı Çiğdem Akkayadan'a verilmesine, bu nafakanın kararın kesinleşmesinden sonraki her yıl TÜİK tarafından açıklanacak ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacı T2 'nın yardım nafakası davasının KISMEN KABULÜ ile , dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 2.250,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacı T2'a verilmesine, bu nafakanın kararın kesinleşmesinden sonraki her yıl TÜİK tarafından açıklanacak ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,," karar verilmiştir....

    Tarafların sosyal ekonomik durumları, davacının ihtiyaçları, giderleri, annesinin ekonomik gücü ve katkısı da nazara alındığında hükmedilen yardım nafakası miktarı düşük olup aylık 700,00 TL nafakanın makul olduğu değerlendirilerek mezkur miktar yardım nafakası olarak belirlenmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

    Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; aylık 500 TL yardım nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmak suretiyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine hükmolunmuştur. Davacı vekili verilen kararı; takdir edilen nafaka miktarının günün ekonomik koşulları ve ihtiyaçlar dikkate alındında yetersiz kaldığını belirterek, kararın kaldırılmasını, talep gibi karar verilmesini talep etmiştir. Dava; eğitimine devam eden ergin birey yararına yardım nafakası istemine ilişkindir. TMK'nın 328.maddesi; "ana ve babanın bakım borcunu, çocuğun ergin olmasına kadar devam edeceği, çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve babanın durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlü olduklarını", TMK'nın 364/1. maddesi ise; "herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlü olduğunu" düzenlemektedir....

    DAVA KONUSU : Yardım Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; aylık 1.500,00 TL yardım nafakasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile; dava tarihinden itibaren aylık 1.500,00TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davanın reddi yönünden, müvekkilinin adli yardım talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. Davacının dilekçesinin adli yardım talepli olduğu anlaşılmaktadır. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 334- 340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Bölge Adliye Mahkemesine yapılabilir ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 337/1. maddesi uyarınca da duruşma yapılmaksızın talep hakkında karar verilebilir....

    Sınıf öğrencisi olduğunu, hem eğitim hem bakım ve temel ihtiyaçlarının çok fazla olduğunu, bunları annesinin tek başına karşılama imkanının bulunmadığını, davalı babanın da üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi için yardım nafakası talep etmek için iş bu davayı açtığını, davalının emekli olduğunu, en son bilindiği kadarı ile 4600- 4700 TL emekli maaşı aldığını, tüm bu nedenlerle davalının dava tarihinden itibaren aylık 1000 TL yardım nafakasının ödenmesini, gelecek yıllar için nafakanın ne oranda arttırılarak ödeneceğinin de kararda gösterilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Açılan davanın KABULÜ, ile '' dava tarihi olan 14/07/2021 tarihinden başlamak üzere aylık 1000,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, müteakip yıllar için ÜFE oranında artış yapılmasına'' karar verildiği görülmüştür....

      Oysa dairemizce getirtilen ve kesinleşen önceki nafaka ilamından da anlaşılacağı üzere dava iştirak nafakası niteliğinde değil yardım nafakasının artırımı niteliğindedir.Her iki nafaka farklı hukuki niteliklere sahip olduğundan ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin bu yönde düzeltilmesi gerekir. Öte yandan; TMK.nun 328.maddesinde" anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Ancak çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.", TMK.'nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemeleri yer almaktadır....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel Mahkemece, davacının davasının KISMEN KABULÜ ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 450,00- TL. yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, hükmedilen nafakının her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir....

      UYAP Entegrasyonu