Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden bozulmasına, temyize konu diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davalı-davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarları artırılarak karar verilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; İlk Derece Mahkemesi kararının davalı-davacı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir. Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir....
nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemeleri yer almaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar çerçevesinde davacı tarafın istinaf talebinin incelenmesinde; davacının üniversite öğrencisi olduğu, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacının yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, daha önce hükmedilen nafaka tarihinden, dava tarihine kadar geçen süre ile özellikle nafaka yükümlüsünün gelir durumu nazara alındığında davacı lehine hükmedilen nafaka artırım miktarının az olduğu anlaşılmakla davacı tarafın istinaf talebinin HMK.nun 353/1- b-2. maddesi uyarınca kabulü ile kararın kaldırılarak davacının yardım nafakası talebinin kısmen kabulü ile davacının yardım nafakası talebinin kısmen kabulü ile Dairemizce yapılan değerlendirme neticesinde davacı lehine aylık 750,00- TL. yardım nafakasına, hükmedilen yardım nafakasının takip eden her yıl TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında arttırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmetmek gerekmiştir....
nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemesi yer almaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir....
Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir( Yargıtay 3. HD 15.12.2015 tarih 2015/14097 Esas 2015/20323 K )....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin yıllardır boşandığı eski eşinden olan davalı kızına nafaka ödediğini, davalının reşit olduktan sonra da eğitimlerinin devam ettiğinden bahisle müvekkili aleyhine açtığı yardım nafakası davası sonucunda ...Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin ... sayılı ilamı ile davalıya yardım nafakası bağlandığını, bu nafakanın en son aynı mahkemenin ... sayılı ilamı ile aylık 250 TL 'ye yükseltildiğini, bu nafakanın müvekkilinin emekli maaşından haczen yıllarca tahsil olunduğunu, davalının üniversite eğitiminin 25/09/2009 tarihinde sona erdiğini ve ... olarak 18/05/2011 tarihinde işe girerek çalıştığını...
Dava; reşit açık öğretim lise öğrencisinin davalı babasından yardım nafakası istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 182/2. maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılması esası kabul edilmiştir. TMK'nın 328. maddesi gereğince, anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Bu hüküm uyarınca küçük reşit olmakla kendisine bağlanan iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Ancak, çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Somut olayda; 07/01/1993 doğumlu davacının, Milli Eğitim Bakanlığı Açık Öğretim Lisesi Müdürlüğü öğrencisi olduğu, eldeki dava ile davacının, eğitimine devam edebilmek için davalı babasından yardım nafakası talep ettiği anlaşılmaktadır....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının dava dilekçesiyle davalıdan aylık 1.500 TL yardım nafakası talebinde bulunduğu, davalının duruşmaya gelerek aylık 1.000 TL yardım nafakası ödemeyi kabul ettiğini beyan ettiği, davacının da davalı tarafından teklif edilen tutarı kabul ettiğini beyan ettiği, tarafların bu şekilde sulh oldukları ve mahkemece tarafların sulh beyanları doğrultusunda karar verildiği anlaşılmakla, davalının daha sonradan farklı gerekçelerle yaptığı ve yerinde görülmeyen istinaf isteminin esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Kocaeli 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin annesi ve babasının . Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müvekkilinin davalının kızı olduğunu, müvekkilinin 18 yaşını doldurduğunu ve üniversitede okuduğunu, davalının müvekkiline karşı maddi manevi bir katkıda bulunmadığını belirterek davanın kabulü ile müvekkili için aylık 1.000-TL. tedbir nafakası bağlanmasını dava sonuçlandıktan sonra da yardım nafakası olarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
in asıl davaya yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, asıl dava yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, Tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, ortak çocuğun ihtiyaçları ve paranın satın alma gücü ile hakkaniyet ilkesi gereğince asıl davanın kısmen kabulüne, ortak çocuk ... için 12.07.2019 tarihinden itibaren 7.500,00 TL iştirak nafakasının çocuğun ergin olduğu 16.04.2020 tarihine kadar her ay davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, yargılama aşamasında mahkemece hükmedilen 4.500,00 TL tedbir nafakasının mükerrerliğe neden olmaması için tahsil aşamasında dikkate alınmasına, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, ortak çocuğun ihtiyaçları ve paranın satın alma gücü ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında hükmedilen yardım nafakası miktarı az olduğu gerekçesiyle yardım nafakası miktarına yönelik davacı ...'...