, annesinin sigortasız çalıştığını ve ölen babasının emekli maaşını aldığını, lüks içerisinde yaşadıklarını, yardım nafakası ödeme gücünün olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Gerekçede tedbir nafakası olarak değerlendirme yapılmasına rağmen hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinde "karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak aynen devamına" ve "yardım nafakası olarak aynen devamına" ibarelerinin kullanılması doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının emekli olup sağlık durumu nedeni ile serbest mesleğini kısmen icra etmekte oluşu, yine emekliliği nedeni ile döner sermayeden mahrum oluşu gözetilerek aylık 400 TL yardım nafakası miktarının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 200 TL ye indirilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, yardım nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. TMK.'nun 328/2.maddesinde; "Çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler", TMK.'nun 364/1.maddesinde; "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür", TMK.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DÜZİÇİ ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 06/11/2014 NUMARASI : 2013/530-2014/555 Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesi ile davacının öğrenci olduğunu, eğitim giderleri bulunduğunu belirterek 750 TL yardım nafakası talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile davanın reddini istemiştir. Mahkemece aylık 250 TL yardım nafakasının karar tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 328/1.maddesinde “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.”...
ekonomik ve sosyal durumlarına göre makul olduğu anlaşıldığından mezkur miktar yardım nafakası olarak belirlenmiş, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "Davanın kısmen kabulü ile; davacı için aylık 400- TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 650- TL tedbir nafakası karar kesinleştikten sonra yardım nafakası olarak davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine " karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece belirlenen nafakanın yüksek olduğunu belirterek karar kaldırılmasına davanın reddine veya nafakanın indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, eğitimi devam eden reşit çocuk tarafından açılan yardım nafakası davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
GEREKÇE : Davanın konusu yardım nafakası talebine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Hakim; tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez (HMK m.26). Dosyanın incelenmesinde davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkili lehine aylık 2.000 TL yardım nafakası talebinde bulunduğu, dava dilekçesinde nafakanın artırılmasına ilişkin talebinin bulunmadığı halde mahkemece talep aşılarak davacı için takdir edilen nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir....
Ancak; önceki iştirak nafakası çocuğun ergin olması ile yasa gereği (TMK. Madde 328/1) kendiliğinden son bulur. ... olan çocuğun eğitiminin sürmesi halinde ise, TMK’nın 328/2 ve 364. maddeleri kapsamında anne-babanın bakım yükümlülüğü yardım nafakası olarak devam eder. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde aylık 200 TL yardım nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece hükmün 1 numaralı bendinde davacı için reşit olmadan önce takdir edilen iştirak nafakasının artırılması şekilinde hüküm kurulmuş ve aylık 1.250.00 TL olan nafakanın 100.00 TL artırılarak 1350.00 TL çıkarılması ve bu miktarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece, talep iştirak nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, yardım nafakasının istemine ilişkin dava mahiyetindedir.Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez....
Dava; yardım nafakası istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; 20.03.1993 doğumlu öğrenci davacının, davalı babasından yardım nafakası talep etme hakkının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Kural olarak; anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba, durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür. (TMK m. 328/2) Diğer taraftan; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. (TMK m.364) Yardım nafakası aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Eğitime devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimi tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....