WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; aylık 1.000.00 TL yardım nafakası takdir edilmiş, verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde ise Dairemizin 12.01.2015 tarih ve 2014/14251 E. 2015/328 K. sayılı ilamı ile ‘tarafların ekonomik sosyal durumları, nafakanın niteliği, davalının gelir durumu, davacının giderleri ve alınacak bilirkişi raporu da değerlendirilerek ve hakkaniyet ilkesi ( TMK 4. maddesi ) de gözetilerek uygun bir yardım nafakası takdir edilmesi gerekirken, anılan ilkeler gözardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile özel ve teknik bilgi gerektiren konu aydınlatılmadan karar verilmiş olması doğru olmadığından’’ bahisle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile 1750-TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin...

    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı yararına aylık 350 TL yardım nafakası takdirine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; mahkemece takdir edilen aylık 350 TL nafakanın, davacının ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek miktarda olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Kural olarak; anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba, durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür. (TMK m. 328/2) Diğer taraftan; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. (TMK m.364) Eğitimine devam eden reşit birey, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anne babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir....

      Bu açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; Davacının lise öğrencisi olduğu, annesi ile birlikte yaşadığı, davacının annesinin asgari ücretle çalıştığı, babasına ait evde 1.200,00 TL kira ile ikamet ettiği, yoksulluk nafakası aldığı, davalının ise güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, 1.200,00 TL kira ödediği, müşterek diğer çocuk için iştirak nafakası ve eski eşi için yoksulluk nafakası ödediği, gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, yardım nafakasının niteliği, davalının gelir durumu nazara alınarak TMK'nın 4. Maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun olarak davacı lehine hükmedilen nafaka miktarının yetersiz olduğu, 800,00 TL yardım nafakasının hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla davacının istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....

      Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Somut olayda; eğitimine devam eden ve kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun olan davacı ...'nin üst soyu olan annesinden yardım nafakası isteyebileceğinin kabulü gerekir. Ne varki yardım nafakasının miktarı takdir edilirken bunu ödemekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi gerekir. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçimine katkı olacak miktarda, davalının da geliri ile orantılı olarak Medeni Kanunun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden; davacı ...'nin Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi 3....

        18 yaşından büyük olup eğitimine devam etmesi nedeniyle nafaka taleplerinin yardım nafakası talebi olduğunun açıklanması sonucunda, davanın yardım nafakası olarak değerlendirilip karara bağlanmasında usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı babanın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun tüm yönlerden esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın hukuki mesnetten yoksun ve haksız olduğunu, davacının okuması için tüm çabayı gösterdiğini, halen okul taksitlerini ödemeye devam ettiğini, açılan davada yardım nafakasına hükmolunursa davacının sadece bu yardım nafakası ile okumasının mümkün olmadığını, 6 defadır burusella tedavisi gördüğünü ve artık eskisi gibi çalışmadığını, kazancının çok düştüğünü, taşınmazlarını satarak davacıyı okuttuğunu, davacının üzerine kayıtlı mal varlığı olduğunu, gücünü aşar nitelikte verilecek bir yardım nafakasını ödemesinin mümkün olmadığını, izah ettikleri diğer nedenlerle her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak üzere davanın esastan reddine, yargılama giderlerinin karşı taraftan alınmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; yardım edilmediği takdirde zaruret duruma düşüleceği anlaşılan davacı lehine tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözönüne alınarak aylık 500 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; hükmedilen nafakanın yetersiz olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kanuni gerektirici nedenler dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; Dava; yardım nafakası ( TMK'nın 364 vd maddeleri) isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı babanın istinaf başvurusu bulunmadığına göre yardım nafakası koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tartışılmasına gerek yoktur....

        Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Somut olayda; davacı kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun olduğundan üst soyu olan babasından yardım nafakası isteyebilir. Ne varki yardım nafakasının miktarı takdir edilirken bunu ödemekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi gerekir. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçimine katkı olacak miktarda, davalının da geliri ile orantılı olarak Medeni Kanunun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

          Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

            UYAP Entegrasyonu