İNCELEME VE GEREKÇE: Dava; sigorta hukukundan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek, kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır. Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporları, tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde; Dava dışı sigortalı doktor ----gebelik takibinde davacı anneyi down sendromunu tespit eden testler, doğruluk oranları, alternatif tespit seçenekleri ve bunların reddedilmesi halinde ortaya çıkacak riskler konusunda usulünce aydınlatmaması nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur....
Somut olayda davacı, yanlış tedavi ve bel ameliyatı sonucu çeşitli sağlık sorunların yaşadığını ,bu şekilde maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açmıştır. B.K. nun 502. maddesi hükmü uyarınca, diğer iş görme sözleşmeleri hakkındaki yasal düzenlemelere tabi olmayan işlerde, vekalet hükümleri geçerlidir. Somut olayda olduğu gibi, özel hastane (ve onun tarafından istihdam edilen doktorlar) ile hasta arasındaki uyuşmazlıkların vekalet sözleşmesine ilişkin hukuksal düzenlemelere göre çözülmesi gerektiği konusunda, öğreti ve Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulaması arasında paralellik bulunmaktadır. (Öğreti ve uygulamaya örnek olarak: Prof. Dr. Haluk Tandoğan, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, Cilt: 2,Sevinç Matbaası, Ankara 1977, sayfa: 176 Ve devamı; Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 4.3.l994 gün ve 1994/8557-2l38 sayılı kararı ve aynı doğrultudaki birçok başka karar.)...
Davacı idare vekili; asıl davada davalı doktorların yanlış teşhis ve tedavileri nedeniyle sakat kalan dava dışı mağdur için idare mahkemesinde açılan tazminat davasında hüküm altına alınan ve Danıştay'ca onanarak kesinleşen maddi ve manevi tazminat miktarının, birleşen davada ise Danıştay'ın miktarı az bularak bozma kararı vermesi sonrasında idare mahkemesince kabul edilen tazminatın idarelerince ödendiğini, ödenen tazminattan davalıların hatalı muayene ve tedavi işlemleri nedeniyle sorumlu olduklarını belirterek, rücuen tazminat talebinde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı ile ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/12/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 08/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yanlış teşhis ve tedavi nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır.( TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan yaralanma sebebiyle maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu araç ile müvekkilinin kullandığı araca çarpması sebebiyle sol el bileğini kullanamayacak şekilde yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla 40.000,00 TL maddi tazminata ve sigorta şirketi hariç diğer davalılardan 25.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar, davacının aşırı hızlı araç kullanması nedeni ile kazanın meydana geldiğini, yaralanmasının da yanlış tedavi nedeni ile iyileşmediğini savunarak davanın reddini istemişlerdir....
Nitekim, Anayasa Mahkemesi'nin 2020/25329 Başvuru Numaralı ve 16/11/2023 tarihli kararında; "Tıbbi müdahale sonucunda vücutta sakatlık ya da maddi ve manevi varlığı zedeleyen diğer rahatsızlıkların meydana geldiği vakıalarda müdahalenin tıp biliminin güncel ve genel kabul gören kurallarına uygun olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin tespitinin büyük ölçüde teşhis ve tedavi sürecindeki kayıtların incelenmesiyle mümkün olabildiği, bu nedenle bu kayıtların tutulması, saklanması ve gerektiğinde yargısal mercilere ibraz edilmesinin büyük önem taşıdığı, teşhis ve tedavi sürecindeki verilerin kaydedilmesi ve makul bir süre saklanması sorumluluğunun, tıbbi müdahaleyi gerçekleştiren sağlık kuruluşuna ait olduğu" ifade edilmiştir. Hal böyle olunca; İdare Mahkemesince, davacıların maddi tazminat istemleri yönünden de bir değerlendirme yapılmak suretiyle karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur....
Davacıya cerrahi müdahale kırığın yanlış kaynaması tespit edildikten yani kırığın oluşumundan ve yanlış tedaviden aylar sonra yani cerrahi müdahale zorunlu hale geldikten sonra cerrahi tedavi davalı doktor tarafından önerilmiş bulunmaktadır. İşbu maddi - manevi tazminat davasının nedeni; davalı doktorun davacıya zamanında uygun şekilde müdahale etmemesi, yanlış tedavi uygulaması ve davacının sol el bileğinde oluşan yanlış kaynamasına sebebiyet vererek davacının uzun süre fiziksel acıya maruz kalması ve maddi anlamda zarara uğramasıdır. Davacının yaşı nedeni ile alçı tedavisinin sonuç vermeyeceği, yanlış kaynama olasılığı öngörülmeden direkt ameliyat yerine alçı yapılması nedeni ile uzun bir süre fiziksel ağrı ve acı çekmesine sebep olması yapılan ilk tedavi metodunun hatalı olduğunu göstermektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle maddi tazminat talebinin reddine, 5.000,00TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davacı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12/04/2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile karşı taraf vekili Avukak... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ......
mağdur olduğunu beyanla şimdilik 27.500,00- $ karşılığı 154.801,14 TL maddi tazminat ve davalı hekimin hatası sonucu yanlış tanı konması nedeniyle hastalığının ağırlaşmasından ötürü duyduğu üzüntü, elem, keder ve umutsuzluk nedeniyle 100.000,00- TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan alınmasını talep ve dava etmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalı ... kuruluşunda doğan müvekkilinin çocuğunun doğum sonrasında bu hastanede tedavi gördüğünü, tedavi bedelinin 1.500,-TL. olacağının söylenmesine rağmen bebeğin durumunun ağırlaşması üzerine tam teşekküllü bir devlet hastanesine nakledilmesi gerektiği belirtilerek 8.680-TL. tedavi masrafı istendiğini, müvekkilinin bebeğin bir an önce sevkinin sağlanması için 1.000,-TL. nakit ödediğini, 7.680,-TL. içinde senet vermek zorunda kaldığını, bebeğin sevkediliği hastanede davalının yanlış teşhis koyduğu ve yapılan tüm tedavilerin ters etki yaptığını öğrendiğini, senet ve nakit paranın müvekkilinden müzayaka halinde alındığını belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, takibe konu senedin iptalini, 1.000,-TL. nin iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının sağlık hizmeti bedeli konusunda önceden bilgilendirildiğini, bebeğe yanlış tedavi uygulanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....