Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İzmir mahkemelerinin yetkili olmadığını, yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin Aydın Aile Mahkemesi olduğunu, Yabancı Mahkeme kararlarının, Türkiye’de tanınabilmesi için MÖHUK’un 58. Maddesinin atfı ile 54. maddede (a bendi hariç) yer alan tenfiz şartlarını da taşıması gerektiğini, bu nedenle ilâmın Türk Mahkemelerinin Münhasır Yetkisine Giren Bir Konuda Verilmemiş Olması, kararın kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gerektiğini, Türk Kamu düzenine aykırılıklar içeren yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de hukuki sonuçlar doğurmasının mümkün olmadığını, tanınması istenen boşanma kararının nihai karar başlıklı bölümündeki 1. ve 2. Maddelerinde Emeklilik sistemi anlamında denkleştirme yapıldığını, bu hükümlerin müvekkilin aleyhine hükümler olduğunu, Türk Hukukuna ve kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

Mahkemece, ‘--verilen süre içerisinde apostil şerhi, mahkeme kararı sureti sunulmuşsa da bahsedilen mahkeme kararının kesinleştiğini gösterir yetkili makamlarca onaylanmış herhangi bir belge ve yazı bulunmadığı ve kesinleşmemiş mahkeme kararlarının MÖHUK maddeleri gereğince tenfizi mümkün olmadığı‘ gerekçesiyle ‘verilen kesin süreler içinde tanıma ve tenfizi istenilen yabancı mahkeme ilamının kesinleşme şerhi veya onaylı örneği sunulmadığından HMK 115/2 md gereğince ön şart yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE’ karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince ‘--Apostil şerhi mahkeme kararının kesinleşip kesinleşmediğini göstermez. ---Tanıma ve tenfizi istenilen mahkeme kararının yetkili makamlarca onaylanarak kesinleştirilmesi gerekir....

    KARŞI OY Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup mahkemece dava konusu yabancı mahkeme kararında davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesinin de yabancı mahkeme kararının tenfizine engel olamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen yetkisizliğe dair olan hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ilişkin kararlar, kendisine karşı tanıma kararı istenen davalının Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer, Türkiye'de yerleşim yeri veya sakin olduğu yer yoksa,...veya ... Mahkemelerinden birinden istenebilir (MÖHUK m. 51). Bu kural kamu düzenine ilişkin olmayıp kesin yetki kuralı değildir. Basit yargılama usulüne tabi olan bu tür davalarda ilk itirazlar, ilk oturuma kadar en geç ilk oturumda davanın esasına girilmeden önce ileri sürüldüğü takdirde dikkate alınabilir (MÖHUK m. 39/1. HMK m. 19). Davalının mahkemenin yetkili olmadığına dair ilk itirazı söz konusu değildir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen hüküm, duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhkameleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde; yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ilişkin verilen kararların Yargıtay’da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi....

          Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.5718 sayılı MÖHUK 50/1. maddesi uyarınca ancak nihai hale gelmiş kesinleşmiş yabancı mahkeme kararlarına karşı tenfiz istemi mümkün olup, geçici himaye kararlarının tenfizine karar verilmesi mümkün değildir. Davacıların......

            TMK.nun 225/2 . maddesi hükmü yabancı mahkeme boşanma kararlarının tanıma ve tenfizinde de uygulanır. Bir yabancı mahkeme kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararının hukukî sonuçları, özellikle kesin hüküm etkisi Türk Hukuku açısından da geçerli hale gelmiş olur.12.12.2007 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 59. maddesinde “... Yabancı ilâmın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren hüküm ifade edeceği...” hususu belirtilmiştir. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınması gerekir. Tanıma ve tenfiz, sadece yabancı mahkeme kararının icra ve infaz edilebilmesi içindir. Oysa anılan 59. maddedeki kesinleşme tarihi tanıma tarihi değil, kararın kesinleşme tarihidir....

              Buna karşın eldeki dosyada olduğu gibi yabancı ülkede açılan ve karara bağlanan aynı tür davalarda verilen ortak olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesine ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tenfizine karar verilmesi halinde Türkiye’de açılan davalar ile yabancı ülkede açılan davalarda tamamen zıt sonuçlara ulaşılacak, ayrıca Türk Mahkemelerinin emredici yasal düzenleme sonucu verdikleri çok sayıdaki karara tezat teşkil edecek yabancı mahkeme kararlarına Türkiye’de icra kabiliyeti kazandırılacak ve netice olarak bu durum MÖHUK’un 54/1-c maddesinde düzenlenen Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edecektir....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, hukuk davalarına yönelik olarak yabancı mahkemelerden alınmış olan ilamların tenfiz edilebilmesi için 5718 sayılı MÖHUK'un 50. maddesi gereğince ilamın yabancı mahkemenin kanunlarına göre kesinleşmesi, 5718 sayılı MÖHUK'un 54. maddesi gereğince kararın verildiği devlet ile Türkiye arasında karşılıklılık bulunması, kararın münhasıran Türk mahkemelerinin yetkisine giren bir konudan verilmemiş olması, yine kararın Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması, 5718 sayılı MÖHÜK'un 55/2. maddesi gereğince yabancı mahkeme kararının kısmen veya tamamen yerine getirilmiş olmaması veya yerine getirilmesine engel bir sebebin ortaya çıkmamış olmasına bağlı olduğu, tenfiz kararları hakkında görevli mahkemenin asliye mahkemesi olduğu, yabancı mahkeme kararlarının tenfizinin belli bir süreye bağlı olmadığı, davaya konu yabancı mahkeme ilamının kamu düzenine aykırı olmadığı, kararın aslı ile tamamının onaylı tercümesinin sunulduğu, yabancı mahkeme ilamının davalı yana...

                Bölge Müdürlüğüne söz konusu ihaleye yabancı bir firmanın katılıp katılmadığı, katılmış ise teklif verip vermediğinin sorulduğu ve cevaben gönderilen yazıdan ihaleye yabancı firmanın katılmadığının belirtildiği, bu durumda; 488 sayılı Yasa'nın Ek 2. maddesinde sayılan şartların dava konusu olayda gerçekleşmediği, böylelikle davacının söz konusu istisnadan yararlanmasının mümkün olmadığı" gerekçesiyle "davanın reddine" karar verildiği ve söz konusu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun Dairelerinin 07/03/2019 tarih ve E:2018/9990, K:2019/840 sayılı kararı ile reddedildiği anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık, aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu