WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine ilişkin davalarda, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesinin dilekçeye eklenmesi zorunludur (5718 s. MÖHUK m. 53/1). Dilekçeye eklenmemişse, dava sırasında bu eksikliğin tamamlanmış olması gerekir. Dosya içerisinde yapılan incelemede ise Deventer Başkonsolosluğu tarafından onaylanan 25.07.2011 tarihli çevirmen onayı belgesinin, hangi yabancı mahkeme kararına ait olduğunun anlaşılmadığı, bu belgede.... asıl metninin ekli olduğu belirtilmiş ise de, bu ilamın dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yine dosya içerisinde tanınması ve tenfizi istenen 29.07.2011 tarihli yabancı mahkeme ilamında yer alan apostilin, Türkçe tercümesi evraka ekli olmadığı gibi dosya içerisinde bulunan apostilin türkçe tercümesinin hangi ilama ait olduğu da anlaşılmamaktadır....

    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde, tenfiz talebine konu yabancı mahkeme kararının ek karar niteliğinde olduğu ve tek başına tenfiz talebine konu olamayacağı, ayrıca tenfiz talebine konu kararın davalıya tebliğ edildiğine ve kesinleştiğine ilişkin delil sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen karara ilişkin dava dilekçesinin davalıya usulünce tebliğ edildiği, ancak itiraz süresi, karşı delillerin ibraz süresi gibi savunma usul ve süresiyle varsa yaptırımını içeren bir uyarının yapılmadığı, davaya konu kararı veren yabancı mahkemenin kendi usul kanununu tam olarak uygulamadığı ve davalının savunma hakkını kısıtladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dosyaya sunulan 06.08.2008 tarihli tebliğ tebellüğ belgesinde, tebliğ evrakında belirtilen süre içerisinde cevap ve itirazların doğrudan yabancı mahkemeye gönderilmesi gerektiği hususunun hatırlatıldığı yazılı bulunmaktadır....

        Davalı şirket vekili, derdestlik itirazında bulunmuş, davanın esasına ilişkin olarak da yabancı mahkeme ilamının usulünce tebliğ edilmediğini, tenfiz şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, dava dilekçesi ekinde yabancı mahkeme ilamının tebliğine dair belgeler olmadığı gibi tenfizi istenen ilamda da taraflara tebliğ edildiğine dair şerh bulunmadığı, dosya kapsamında tebliğe esas ipucu niteliğindeki belgelere/bilgilere rastlanmadığı, tenfiz şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir....

          GEREKÇE: Talep; yabancı mahkeme kararının tenfizi istemiyle açılan davada verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması isteminin reddine dair verilen kararın kaldırılmasına ilişkindir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Davacı tarafça İran İslam Cumhuriyeti'nin Tahran Adalet Sarayı Genel Hukuk Mahkemesinin 105. Şubesinin 08.02.2020 tarih ve ... sayılı kararının tenfizi istemiyle dava açılmış olup mahkeme kararı dosyada sunulu vaziyettedir. İlk derece mahkemesince 24/10/2023 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz kararı verilmiş, davalı tarafça tenfize konu yabancı mahkeme kararının kesinleşmediği, kendilerince yabancı mahal mahkemesine yargılamanın kendisine haber verilmeden yapıldığı ve kesinleştirme işlemlerinin de usulsüz olduğuna dair itirazda bulunduklarını belirterek ihtiyati haczin kaldırılması talep edilmiştir....

            Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. Yabancı bir mahkeme kararının tenfizine karar verilebilmesi için yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olarak kesinleşmiş olması gerekmektedir. 1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair Lahey Sözleşmesi'nde sözleşmeye taraf olan ülkeler arasında yapılacak tebligatların hangi makam tarafından ve hangi usul çerçevesinde yerine getirileceği belirlenmiş olup, hem Türkiye Cumhuriyeti hem de Almanya anılan sözleşmeye taraftır. 1965 tarihli Lahey Sözleşmesi ile kabul edilen istisnai tebligat yöntemlerinden biri de doğrudan posta yolu ile tebligattır. Bu yönteme, sadece sözleşmenin 10. maddesine çekince koymayan ülkeler açısından başvurmak mümkündür. Türkiye, 10. maddedeki tebligat yöntemini kabul etmeyeceğini bu maddeye koyduğu çekince ile belirtmiştir....

              Yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi 10 Haziran 1958 Tarihli Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizine ilişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesini göre yapılır. Anılan sözleşme 30 Eylül 1992 tarihinde Türkiye tarafından onaylanmış ve yürürlüğe girmiştir. ... Federasyonu da bu sözleşmenin tarafıdır. ... Federasyonu ile Türkiye arasında karşılıklılık ilkesinin bulunup bulunmadığı birinci koşuldur. Bu koşul bulunmadığı takdirde tenfize karar verilemeyecektir. Yasa koyucu 54. Maddenin 1/a bendinde karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut yasa hükmü veya fiili uygulamanın bulunmasını aramıştır. Yapılan yazışmalardan böyle bir anlaşmanın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bunu sağlayan mevcut bir yasa hükmü de bulunmamaktadır. Bu durumda karşılıklılığı sağlayan fiili uygulama bulunup bulunmadığı tartışılmalıdır. Türkiye'de verilen çoğu mahkeme kararları ve İstinaf Mahkemesi kararları dikkate alındığında tenfiz hususunda fiili durumun bulunduğu kabul edilmektedir....

                Kamu düzeni, tarafların uymak zorunda oldukları kamu ve özel hukuktan doğan ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri kuralların bütünü olarak anlaşılmalıdır. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 54/c maddesinde, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması hali tenfiz şartları içinde sayılmış olup, buna göre, yabancı mahkeme kararının verilmesinde uygulanan hukuk ve bunun hangi ölçütlere göre uygulandığı değil, yabancı kararın Türkiye’de icra edilmesi halinde meydana gelecek sonuçların Türk kamu düzenini ihlal edip etmeyeceğinin araştırılması gerekir. Anılan maddede yer alan “Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması” ifadesinden, yabancı mahkeme kararının esasına uygulanan hukukun Türk kamu düzenine aykırılığının incelenemeyeceği, sadece hükmün tenfizi neticesinde ortaya çıkan hukukî sonuçların kamu düzenine aykırı olması halinde yabancı mahkeme kararının tenfizi isteminin reddedileceği sonucuna varılmalıdır....

                  Bu nedenle dairemizce dosya üzerinden yapılan incelemede: Dava vesayet kararına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkindir. 5718 sayılı MÖHUK’da yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi için uyulması gerekli usulî işlemlere ilişkin olarak, 50 ilâ 53. ve 55 ilâ 57. maddeler arasında esas itibarıyla tenfiz usulünün kapsamlı olarak düzenlendiği, tanımaya ilişkin usulî işlemlerin ise tenfize ilişkin hükümlere tabi tutulduğu anlaşılmaktadır (MÖHUK m. 58/1)....

                  Hukuk Dairesinin 2-12 O 384/09 numaralı dosyasında verilen 12/08/2011 tarihli kararının ve yargılama masraflarına dair masraf tespit kararının Türkiye'de tenfizine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, yabancı mahkemede açılan davadan haberdar olmadığını, bu konuda kendilerine herhangi bir tebligat yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın ve kararın 1965 tarihli Adli ve Gayrı Adli evrakın yabancı memleketlerde tebliğine ilişkin sözleşme uyarınca Adalet bakanlığı aracılığı ile usulüne uygun şekilde davalı yana tebliğ olduğu, kesinleşme ve Apostille şerhli aslı ve usulüne uygun olarak onaylanmış gerekçeli, kesinleşme şerhli Türkçe tercümesinin dava dosyasına sunulduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne ... ... Cumhuruyeti ... ... ... Eyalet Mahkemesi 12 Hukuk dairesinin 02/12O38409 nolu 12/08/2011 tarihli kararın tenfizine karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz etmiştir. 1-Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu