Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda usulüne uygun bir temyiz başvurusunun bulunduğu kabul edilemeyeceğinden, HUMK’nın 432/4. maddesi uyarınca anılan vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı Banka ve TMSF vekilinin temyizine gelince; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı Banka ve TMSF vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 3-Dava, davalı mevduat hesabındaki paranın tahsili istemine ilişkin olup, dosya arasında bulunan hesap sözleşmesi, hesap ekstresi ve havale talimatı da gözetilerek davacı ile dava dışı ...’nin ortak hesap açtıkları anlaşılmaktadır....

    Birden fazla kimsenin bankada açtırdıkları ortak hesap, sözleşmeye dayanan müteselsil alacaklılık tipini oluşturmakta olup, hesap sahiplerinden herbiri diğerinin onayına gerek olmaksızın müşterek hesap üzerinde tasarrufta bulunabilir. Müşterek hesaptaki paylar, aksi iddia edilip kanıtlanmadıkça birbirine eşittir. Müşterek hesaptaki pay sahibi payından fazla çektiği miktarda diğer hesap sahibine karşı sorumlu olur. Somut olayda; banka kayıtları incelendiğinde, tarafların, dava dışı T1 ile birlikte ortak olarak açtıkları 23419738 numaralı ortak hesapta bulunan 97.043,16 TL'yi davalının 13.08.2010 tarihinde, davacı ile birlikte ortak olarak açtıkları 25516478 numaralı ortak hesaba aktardığı ve bu üçlü hesabın kapatıldığı, aynı gün bu paranın aktarılmasıyla 300.000,00 TL olan olan bu hesaptan davalının parayı dava dışı Sumru Sezgin'in hesabına havale ettiği görülmektedir....

    davalı şirketten ve önceki adi ortaklıktan kendi payına düşen kazanç tutarlarını alamadığını, ortak------ haftanın iki günü davalı şirketin kliniğine geldiğini, geriye kalan günlerde kendisine ait ----klinikte çalıştığını, ortak -----adi ortaklıktan ve davalı limited şirketten kendisine pay bedelleri ödenmediği iddiasının tamamen asılsız olduğunu, üç ortağın ortak olduğu banka hesaplarından paraların bizzat ---- tarafından çekildiğini,------- İban numaralı ortak hesabın ekstrelerinin celbi halinde durumun görüleceğini, çekilen paraların ortaklar arasındaki paylaşımını bizzat----- yaptığını, müvekkilinin yaşanan olaylar yüzünden kendisine ait bir klinik açma çabasına girdiğini ve dava konusu klinikten kısmen de olsa uzaklaştığını, müvekkilinin kendisine yeni bir klinik açacağını diğer ortakları ile paylaştığını, bunun üzerine ---- İban numeralı ortak hesaptan-----tarafından 3.200.- Euro'nun müvekkilinin bilgisi dışında çekildiğini, ayrıca şirkete ait ----- İban numaralı hesaptan müvekkilinin...

      Paylaşma, kural olarak ya malın belli bir kesiminin paydaşlara aynen verilmesi ya da satılarak satış sonunda elde edilecek paranın dağıtımı şeklinde yapılır. O halde ortak miras bırakandan kalan ve terekeye dahil olduğu iddia olunan para veya alacakta ayni hak söz konusu olmadığından ve para misli eşyadan sayıldığından ortaklığın giderilmesine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/654 Esas KARAR NO:2022/709 DAVA:Ticari Şirket ( Ortaklıktan Çıkarılması İstemli ) DAVA TARİHİ:07/09/2022 KARAR TARİHİ:19/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket ( Ortaklıktan Çıkarılması İstemli ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı --- Şirketine ortak olduğunu, müvekkilinin şirkete ortak olduktan sonra iki ortaklı şirketin müdürü ve şirketin diğer --- payına sahip ortağı davalı---müvekkilinin bilgisi dışında---sonunda annesi olan ----şirketin gayrimenkullerini satma yetkisi de içeren müvekkilinden habersiz bir vekaletname verdiğini,--- tarihinde yapılan genel kurul şirketin---adına olan münferit imza yetkisinin kaldırılarak --- ve müvekkili davacı----- birlikte imzası ile temsil edilebilecek hale geldiğini, ancak iş bu vekaletname neticesinde diğer davalı ---- annesi --- şirketin tek imza yönetildiği döneme ait --- ve...

          Dosya içeriğinden somut olayda; İhsan Türkcan'ın 01/07/2018 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak; kardeşi davacı Nezaket ile davalı kardeşi Nizamettin'in kaldığı, davalının abisi İhsan ile müşterek banka hesabının bulunduğu anlaşılmakla, davalı, müşterek hesaptaki paranın yarısı kendisine ait olup, paranın diğer yarısından dolayı davacılara karşı sorumlu olacaktır. Mahkemece yapılacak iş, davalı ile murisin ortak hesaplarına ilişkin tüm bilgi ve belgeler dosyaya kazandırılarak, alanında uzman bilirkişiden hesaplar üzerinde inceleme yapılarak şahsi hesap ve ortak hesap bilgilerinin tespiti ile miras payları gözetilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar dikkate alınmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır....

          aleyhine açmış olduğu manevi tazminat istemli dava da ise tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kazanın meydana geliş şekli ve kusur oranı, paranın satın alma gücü nazara alınarak takdiren 1500 TL sinin kabulü ile kaza tarihi olan 12/07/2015 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Yapılan incelemede; davacı şirketin 18/05/2016 tarihinde 11 ortak olarak kurulduğu, bir kısım hissedarların hisse devriyle ortaklıktan çıktığı, bu ortaklık yapısına göre davacının 1.677 payının dava dışı diğer ortak ... ...'ün 18.333 payının bulunduğunu, davacının sermayenin %25'lik kısmını ödemiş olduğu tescilden itibaren 24 ay içerisinde de kalan %75'lik kısmını 24 ay içerisinde ödenmesi gerektiği, ancak şimdiye kadar ödenmediği, ancak diğer ortak ... ......

              Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dosyaya delil olarak sunulan düğün CD'lerinden bir kısım ziynet ve nakit paranın davacı geline, bir kısım ziynet ve nakit paranın ise davalı damada takıldığının tespit edildiğini belirterek her iki tarafa takılan ziynet eşyaları ile paralar ayrı ayrı gösterilmiştir. Düğün sırasında kadına (geline) takılan ziynet ve paranın kadına ait olduğu kabul edilmekte ise de, erkeğe (damada) takılan ziynet ve nakit paraların da kadına hediye olarak takıldığı ya da kadına bağışlandığı kanıtlanamamış ise bu ziynet ve paranın erkeğe ait olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, erkeğe takılan ziynet ve paraların da davacı kadına takıldığı ya da sonradan bağışlandığının kanıtlanıp, kanıtlanmadığı üzerinde durulmadan, erkeğe takılan ziynet ve paranın da davacı kadına aitmiş gibi hüküm kurulması doğru değildir....

                un banka hesabında bulunan paranın mirasçılık belgesine göre paylaştırılması suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi üzerine hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mahkemece mevcut deliller takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Türk Medeni Kanunu'nun 699. maddesi paylaşma biçimi başlığını taşımakta olup bu maddeye göre paylaşma, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir. Paylaşma, kural olarak ya malın belli bir kesiminin paydaşlara aynen verilmesi ya da satılarak satış sonunda elde edilecek paranın dağıtımı şeklinde yapılır....

                  UYAP Entegrasyonu