Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. İlk derece mahkemesince müşterek çocuk Pınar yönünden düzenlenen kişisel ilişkide her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü ile dini bayramların 2. günü kurulan kişisel ilişkinin yatısız kurulması, yaz ve yarı yıl tatili için kişisel ilişkinin başlangıç - bitiş gün ve saatlerinin belirtilmemesi doğru bulunmamıştır....
Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı 1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kabul edilen tazminat ve nafakalar ile miktarları, velâyet ve kişisel ilişki yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 2.Bölge Adliye Mahkemesinin 22.03.2022 tarih ve 2022/769 Esas, 2022/1106 Karar sayılı kararı ile kişisel ilişki tesisine yönelik kademeli kişisel ilişki kurulmuş ise de; değişen koşullara göre kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceği, kişisel ilişkiye yönelik hüküm kurulurken gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden şimdiden çocuklarla baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru olmadığı gibi davalının cezaevinde bulunması durumunda da görüş ve ziyaret imkanı araştırılmadan kişisel ilişki düzenlemesi yapıldığı, Mahkemece, açık görüş imkanıyla ilgili davalının bulunduğu ceza evine müzekkere yazılarak çocuklarla...
Dosya kapsamından kişisel ilişki kurulması talep edilen çocuk ...’ın anne ve babası arasında boşanma davasının devam ettiği ve çocuğun velayeti hakkında henüz bir karar verilmediği, babanın yurt dışında yaşadığı ve çocuk ile babanın kişisel ilişki kurmadığı, babaannenin 12.06.2013 doğumlu torunu ile kişisel ilşki kurmak istediği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 325. maddesinde "Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir" denilmektedir. Ortada davacıya kişisel ilişki hakkı tanınmasını gerekli ve haklı kılan olağanüstü bir durum bulunmamaktadır. O halde davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek; çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Bütün bu hususlar değerlendirildiğinde davalı anne ve ortak çocuklar arasında kurulan kişisel ilişki annelik duygularının tatmini bakımından yetersiz olmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm tazimnatlar, nafakalar ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların aynı yerde bulunmaları ve çocuğun yaşı gözetildiğinde düzenlenen kişisel ilişki yetersizdir. Ancak bu husus yeniden yargılama gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. (HUMK.md.438/7) SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.bentte açıklanan nedenlerle kişisel ilişkiye dair mahkeme hüküm fıkrasının 4.bendinde yer alan Kurban Bayramındaki kişisel ilişki düzenlemesinden sonra gelmek üzere "her ayın 1. ve 3....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 52. ve 58. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun 11 yaşını doldurmadan öncesi ve sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapıldığı gibi, kurulan kişisel ilişki infazda tereddüt yaratacak niteliktedir. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı, eğitim ve sağlık durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ileriki yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken, gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden ortak çocuk ile davacı- karşı davalı baba arasında kademeli bir şekilde ve infazda zorluk oluşturacak şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm kişisel ilişkinin süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Makemece velayeti anneye bırakılan küçük ile baba arasında her ayın 1. ve 3. haftası Pazar günü saat 13.00-17.00 arası kişisel ilişki kurulmuş ise de; kurulan kişisel ilişki babalık duygularını tatmin etmeyeceği gibi küçüğün bedeni ve fikri gelişmesine de engel olacak niteliktedir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK. md. 438/7)....
Değişen koşullara göre, çocukların yaşları ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi gelecek yıllarda her zaman istenebilir. Velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuklar ile baba arasında, uygun süreli ve yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki kurmak gerekir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden ortak çocuk ile davacı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm kişisel ilişki düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Çocukla ana-.baba arasında kişisel ilişki düzenlenirken; çocuğun yararı, analık ve babalık duygularının tatmini gibi hususların titizlikle irdelenmesi gerekir. Mahkemece, takdir edilen çocukla davacı baba arasında her hafta Pazar günü şeklindeki kişisel ilişki düzenlenmesi çocuğun yararına uygun düşmeyeceği gibi anneyi her hafta sonu eve bağımlı hale getireceğinden; doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuk ile davalı baba arasında "pedagog refakatinde kişisel ilişki" kurulması, somut olay açısından kişisel ilişkinin amacına uygun düşmeyeceği gibi babanın çocukla kişisel ilişki kurma hakkını sınırlar niteliktedir....