Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 1- Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara ve özellikle kişisel ilişkiye konu olan müşterek çocuk Ada'nın velayeti babada olan abisi Arda'ya duyduğu özlemin dosyaya yansımış bulunmasına, davalı baba ile davaya konu müşterek çocuk arasında kurulacak kişisel ilişkinin aynı zamanda kardeşler arasındaki bağı da güçlendirecek olmasına, dosyada bulunan sosyal inceleme raporlarında davaya konu müşterek çocuk Ada ile davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararına olduğunun bildirilmesine ve yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının önerilmiş bulunmasına ve koşulların değişmesi, küçük çocuk ile davalı baba arasındaki bağın güçlenmesi halinde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesinin her zaman talep edilebileceğinin anlaşılmasına göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun...

Cumartesi günü saat 09.00 ile Pazar günü saat 17.00 arasında, dini bayramların 3.günü saat 09.00-18.00 arasında, ayrı yerde oturmaları halinde ise her yılın 1 Temmuz saat 09.00 ile 31 Temmuz saat 18.00 arasında ve dini bayramların 3. günü saat 09.00-18.00 arasında kişisel ilişki kurulmasına" karar verilmiştir. Kişisel ilişki kurulurken analık ve babalık duygularından önce çocukların yararı dikkate alınmalıdır. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalı-davacı baba alkol bağımlısıdır. Mahkemece ilişki sırasında davalı babanın “alkolsüz olması” koşulu belirtilmiş ise de, bu husus infazda tereddüt yaratacak niteliktedir. O halde velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk ile alkol bağımlısı olan baba arasında yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki tesisi, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini olumsuz etkileyeceğinin kabulü gerekir. Bu nedenle, müşterek çocuk ile baba arasında yatılı kalacak şekilde ve uzun süreli kişisel ilişki kurulması doğru değildir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm tazimnatlar, nafakalar ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların aynı yerde bulunmaları ve çocuğun yaşı gözetildiğinde düzenlenen kişisel ilişki yetersizdir. Ancak bu husus yeniden yargılama gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. (HUMK.md.438/7) SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.bentte açıklanan nedenlerle kişisel ilişkiye dair mahkeme hüküm fıkrasının 4.bendinde yer alan Kurban Bayramındaki kişisel ilişki düzenlemesinden sonra gelmek üzere "her ayın 1. ve 3....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek; çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Bütün bu hususlar değerlendirildiğinde davalı anne ve ortak çocuklar arasında kurulan kişisel ilişki annelik duygularının tatmini bakımından yetersiz olmuştur....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm kişisel ilişkinin süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Makemece velayeti anneye bırakılan küçük ile baba arasında her ayın 1. ve 3. haftası Pazar günü saat 13.00-17.00 arası kişisel ilişki kurulmuş ise de; kurulan kişisel ilişki babalık duygularını tatmin etmeyeceği gibi küçüğün bedeni ve fikri gelişmesine de engel olacak niteliktedir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK. md. 438/7)....

          DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velayet ve kişisel ilişkinin süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişki düzenlemesinde çocuğun menfaatleri yanında analık ve babalık duygularının tatmini de esastır. Bu tatmin duygusu ile çocuğun yüksek yararı birlikte değerlendirilerek, çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir.Velayeti davalı-karşı davacı anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişki yetersizdir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm kişisel ilişki düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Çocukla ana-.baba arasında kişisel ilişki düzenlenirken; çocuğun yararı, analık ve babalık duygularının tatmini gibi hususların titizlikle irdelenmesi gerekir. Mahkemece, takdir edilen çocukla davacı baba arasında her hafta Pazar günü şeklindeki kişisel ilişki düzenlenmesi çocuğun yararına uygun düşmeyeceği gibi anneyi her hafta sonu eve bağımlı hale getireceğinden; doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuk ile davalı baba arasında "pedagog refakatinde kişisel ilişki" kurulması, somut olay açısından kişisel ilişkinin amacına uygun düşmeyeceği gibi babanın çocukla kişisel ilişki kurma hakkını sınırlar niteliktedir....

                Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md. 9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md. 4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....

                Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Taraflar ve idrak çağında olan ortak çocuklar ile görüşülerek oluşturulan sosyal inceleme raporunda çocukların fiili ayrılıkta anne yanında kaldıkları, boşanma durumunda velayetlerinin anneye verilmesini istedikleri, uzman tarafından da velayetin anneye verilmesinin onların yüksek yararlarına olacağı belirtildiği dikkate alındığında velayet hakkının davacı anneye verilmesinin yerinde olduğu, davalının bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerektiği anlaşılmıştır. Çocukla ana-baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktadır. Ancak, kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır....

                UYAP Entegrasyonu