Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e kadar yatılı olacak şekilde, küçüğün eğitimi süresince her yıl yarıyıl tatillerinin ilk haftası Cumartesi saat 10.00'da başlayıp ertesi hafta Cumartesi 18.00 saatleri arasında yatılı olacak şekilde ve küçüğün bulunduğu yerden teslim alarak süre sonrasında aynı yere teslim etmesi ve yanında bulundurduğu sürece ihtiyaçlarının kendisince karşılanması koşuluyla kişisel ilişki kurulmasına" şeklinde yeniden kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir....

    Çocuklar ile ana veya baba arasında düzenlenen kişisel ilişki ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve kişisel ilişki süresi yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, kendi yararına hükmolunan nafaka miktarları ile kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece ortak çocuk Duru'nun velayeti davalı-davacı anneye bırakılmış, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki düzenlenmiştir....

      Faize de bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren tazminatlara faiz yürütülmesi doğru olmamıştır. 3-Velayeti davacı anneye bırakılan 2005 doğumlu müşterek çocuk Aytekin ile davalı baba arasında, ayda sadece bir kez şahsi ilişki tesisi doğru olmadığı gibi, çocuğun yaşı nazara alındığında baba yanında yatılı kalmasına imkan verecek şekilde kişisel ilişki kurulmaması da isabetsiz olmuştur. Öte yandan her yıl Temmuz ayında kurulan kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş saatlerinin gösterilmemesi de infazda duraksamaya yol açacaktır. Hüküm bu yönüyle de usul ve yasaya yakırıdır. Ancak yukarıda ikinci ve üçüncü bentlerde sözü edilen kanuna aykırılıklar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümlerinin düzeltilmesi gerekmiştir (HUMK.438/7)....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından kişisel ilişki tesisi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların müşterek çocuklarından ...'nin velayeti anneye, ....nın velayeti ise babaya verilmiş; ancak kişisel ilişki dönemlerinde kardeşlerin birbirlerini göremeyecekleri şekilde, anne-baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenmesi doğru olmamıştır. Ne var ki bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7). SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda gösterilen sebeple, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 7. bendinin hükümden çıkarılmasına, yerine 7. bent olarak, “velayet hakkı anneye bırakılan müşterek çocuklar ...’nin, her ayın 1. ve 3....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, baba ile ortak çocuklar arasında kurulan kişisel ilişki, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır. 2....

            Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı -karşı davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı, anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir....

              Ne var ki bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından davalının kişisel ilişki yönünden karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 21.06.2016 tarih ve 2016/62 esas, 2016/12053 karar sayılı onama ilamının kişisel ilişki yönünden kaldırılarak hükmün bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davalının karar düzeltme isteğinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440-442. maddeleri gereğince kısmen kabulüne, Dairemizin 21.06.2016 tarih ve 2016/62 esas, 2016/12053 karar sayılı onama kararının kişisel ilişki düzenlemesi yönünden kaldırılarak, hükmün bu yönden BOZULMASINA, davalının diğer hususlara ilişkin karar düzeltme isteklerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, karar düzeltme harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 22.06.2017(Prş.)...

                Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesince asıl davanın reddine ve davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulüne karar verilmesi isabetli bulunmuş olup hatalı kusur belirlemesinin düzeltilmesi gerekmiştir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman islenebilir....

                Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK md.181/1- 2). Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....

                UYAP Entegrasyonu