Mahkemenin gerekçesine esas aldığı olaylar tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarından önce gerçekleştiği ve boşanma davası sırasında anne tarafından bilindiği gibi, davalı babanın ve küçüğün amcasının küçüğe yönelik olumsuz bir tutum ve davranışları da iddia edilmemiş ve ispatlanamamıştır. Kaldı ki davalı baba ...'da, cinsel saldırı suçundan yargılanan kardeşi ise ...'da yaşamaktadırlar. Mahkemece alınan 12.10.2015 tarihli bilirkişi raporu içeriğinde de müşterek çocuk ile babanın davanın devamı sırasında 30 gün yatılı kişisel ilişki kurduğu ancak çocuğun baba ile uzun süreli yatılı kişisel ilişki kurmak istemediğini beyan ettiği anlaşılmaktadır. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 1- Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara ve özellikle kişisel ilişkiye konu olan müşterek çocuk Ada'nın velayeti babada olan abisi Arda'ya duyduğu özlemin dosyaya yansımış bulunmasına, davalı baba ile davaya konu müşterek çocuk arasında kurulacak kişisel ilişkinin aynı zamanda kardeşler arasındaki bağı da güçlendirecek olmasına, dosyada bulunan sosyal inceleme raporlarında davaya konu müşterek çocuk Ada ile davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararına olduğunun bildirilmesine ve yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının önerilmiş bulunmasına ve koşulların değişmesi, küçük çocuk ile davalı baba arasındaki bağın güçlenmesi halinde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesinin her zaman talep edilebileceğinin anlaşılmasına göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun...
Hukuk Dairesi Başkanlığının 28.06.2016 tarih, 2016/11108 Esas ve 2016/12572 Karar sayılı ilamında belirttiği üzere, kişisel ilişkiye dair düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir ve re’sen dikkate alınır. Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....
Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md. 9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md. 4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....
Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Taraflar ve idrak çağında olan ortak çocuklar ile görüşülerek oluşturulan sosyal inceleme raporunda çocukların fiili ayrılıkta anne yanında kaldıkları, boşanma durumunda velayetlerinin anneye verilmesini istedikleri, uzman tarafından da velayetin anneye verilmesinin onların yüksek yararlarına olacağı belirtildiği dikkate alındığında velayet hakkının davacı anneye verilmesinin yerinde olduğu, davalının bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerektiği anlaşılmıştır. Çocukla ana-baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktadır. Ancak, kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-davalı, kusur belirlemesi, tazminatlar ve kişisel ilişki tesisi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı-davacı, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakası ile maddi ve manevi tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. GEREKÇE : Dava, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1- 2) hukuksal sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'ilerine, birleşen dava ise tedbiren kişisel ilişki düzenlenmesine ilişkin olup, ilk derece mahkemesi kararı taraflarca yukarıda belirtilen yönlerden istinaf edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı erkeğin eşine şiddet uyguladığı ve eşini ters ilişkiye zorladığı, erkeğin tam kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları gözetilerek babası ile yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerektiği gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocukla babası arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir, aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 8.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, birleşen kişisel ilişki düzenlemesi davasının kabulü ile ortak çocuk ve babası arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı ve kişisel ilişki yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat, kadın lehine takdir edilen tazminatlar ve nafakalar ile kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1 -Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi...
Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas alınmalıdır (TMK m. 182/3). Davalı baba ile çocuk arasında, her yıl 1-31 Temmuz tarihleri arasında 1 Temmuz günü sabah saat 9.00'dan başlayıp, 31 Temmuz günü akşam saat 17.00'de sona erecek şekilde kesintisiz olarak kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesi çocuğun menfaatine ve üstün yararına uygun değildir. O halde, çocuğun yaşına ve menfaatine uygun bir kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde kişisel ilişki kurulması doğru olmamıştır. Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velayet ve kişisel ilişkinin süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişki düzenlemesinde çocuğun menfaatleri yanında analık ve babalık duygularının tatmini de esastır. Bu tatmin duygusu ile çocuğun yüksek yararı birlikte değerlendirilerek, çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir.Velayeti davalı-karşı davacı anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişki yetersizdir....