Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Toplanan delillerden davalı kadının çalıştığı, yeterli, sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşullarının davalı kadın lehine oluşmamıştır. Davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece verilen 19.07.2016 tarihli hüküm Dairemizin 14.10.2015 tarihli ilamı ile mahkemece ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkide aynı şehir-ayrı şehir ayrımına gidilmeksizin babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisini ve şefkatini tatmasına yeterli, yaz tatilinde de uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerektiğinden bahisle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuştur. Bozma ilamına uymakla bozmaya uygun karar tesis edilmesi zorunludur. Mahkemece bozmadan sonra yine ortak çocuk ile baba arasında aynı şehir-farklı şehir ayrımına giderek kişisel ilişki kurulmasına karar vermiştir....

    Açıklanan nedenlerle her ayın belirli hafta sonları şeklinde kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil ise de bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden sadece boşanma ilamındaki dini bayramlar, okulların yarı yıl tatili ve yaz tatiline ilişkin kurulan kişisel ilişkinin kısmın onanmasına, her hafta sonu görüşmesine ilişkin kişisel ilişkinin ise hükümden çıkartılarak hükmün bu şekilde düzeltilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438/7) SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının A-1. paragrafından “her hafta Cumartesi saat 18: 00 ile Pazar 18:00 arası” cümlelerinin kaldırılarak yerine "Ortak çocuk ile baba arasında her ayın 2. ve 4....

      Kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Velayet kendisine verilmeyen baba ile çocukların aynı şehirde yaşadıkları gözetilerek her ayın belirli hafta sonlarında yatılı kalacak şekilde ve yılda bir defa da uzun süreli olmak üzere kişisel ilişki kurulması gerekirken sadece ayın belirli günlerinde ve dini bayramların 2. günü yatılı kalmayacak şekilde kişisel ilişki kurulması doğru değildir. Ancak bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçmış olup, davalı kocanın karar düzeltme talebinin bu yönden kabulüne, Dairemizin onanma kararının kişisel ilişki yönünden kaldırılmasına ve kişisel ilişkiye yönelik bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Kişisel İlişki Taraflar arasındaki boşanma davası ile bağımsız olarak açılan "çocukla kişisel ilişki tesisine"dair davanın birleştirilerek davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, koca tarafından, davacı-davalı kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı (kadın)'ın da eşine hakaret ettiği, kayınvalidesi ve kayınbabasını evden kovduğu gerçekleşmiş ise de, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kocanın mahkemece tespit edilen ve gerekçede yer verilen kusurlu tutum ve davranışlarının daha ziyade etkili olduğunun anlaşılmasına göre davalı-davacı (koca)'nın bu yöne ve diğer yönlere ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, kişisel ilişki yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, velayet, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı-karşı davalı kadının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Boşanma kararı ile birlikte velayeti davacı-karşı davalı anneye bırakılan ortak çocuklar ile davacı-karşı davalı baba arasında, kişisel ilişki "aynı il”, "farklı il" ayırımı esas tutularak farklı düzenlenmiştir. Davacı-karşı davalı kadın ile ortak çocukların ...'da, davalı-karşı davacı babanın ise İzmir'de oturdukları anlaşılmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı ve kişisel ilişki yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat, kadın lehine takdir edilen tazminatlar ve nafakalar ile kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1 -Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi...

              Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas alınmalıdır (TMK m. 182/3). Davalı baba ile çocuk arasında, her yıl 1-31 Temmuz tarihleri arasında 1 Temmuz günü sabah saat 9.00'dan başlayıp, 31 Temmuz günü akşam saat 17.00'de sona erecek şekilde kesintisiz olarak kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesi çocuğun menfaatine ve üstün yararına uygun değildir. O halde, çocuğun yaşına ve menfaatine uygun bir kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde kişisel ilişki kurulması doğru olmamıştır. Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....

                İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili kusur belirlemesi, kişisel ilişki ve tazminat miktarları yönünden, davalı erkek vekili ise kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 08.12.2022 tarihli ve 2021/1563 Esas, 2021/1938 Karar sayılı kararıyla; tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A....

                  olmayacak şekilde davalı ile şahsi ilişki tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen anlaşmalı boşanma davasında, velayeti anlaşma uyarınca anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasında taraflarca düzenlenen kişisel ilişki mahkemece değiştirilmiştir. Hakim tarafların ve çocukların menfaatlerini gözönünde tutarak anlaşmada gerekli gördüğü değişikliği yapabilir ise de, bu durumda yapılacak iş, kişisel ilişki konusunda taraflara bir öneride bulunmak, öneri kabul edildiği takdirde buna göre karar vermek, kabul edilmediği ve taraflarca anlaşmaya varılarak mahkemenin de uygun bulacağı yeni bir düzenleme de yapılmadığı takdirde, dava Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca çekişmeli boşanma olarak sürdürülüp sonucu uyarınca karar vermekten ibarettir....

                    UYAP Entegrasyonu