Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kişisel kişi yönünden yapılan incelemede; İlk derece mahkemesince, ortak çocuk Zahide'nin velayeti anneye bırakılmış, ortak çocukla baba arasında tarafların aynı ve farklı yerlerde oturmaları halinde ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Kişisel ilişki düzenlenirken, öncelik çocuğun yararı olmakla birlikte, analık ve babalık duygusunun tatmin edilmesi de önemlidir....

Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır bir biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK m.348). Toplanan delillerle ortaya çıkan durum yukarıda açıklanan şekilde velayetin kaldırılması şartlarının varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar (TMK m.349). O halde, olaya uygun kanun hükmünün belirlenmesinde hataya düşülerek velayetin değiştirilmesi (TMK m.349) yerine, Türk Medeni Kanunu'nun 348. maddesi sonuçlarını doğuracak biçimde ortak çocuk Cengizhan'ın velayetin kaldırılmasına (nez'e) karar verilmesi doğru değildir. Ancak bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK m.438/7)....

    Çocukla ana-baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktadır. Ancak, kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 27/02/2023 NUMARASI : 2021/789 ESAS 2023/175 KARAR DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması|Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Konya 3. Aile Mahkemesinin 2019/1440 Esas sayılı dosyasında tarafların boşanmalarına karar verilirken velayeti davalıya verilen müşterek çocuk ile kurulan kişisel ilişki kararının değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; cevap vermemiştir. Birleşen dava dilekçesi: Davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; müşterek çocuk T1 geçici ve kesin velayetinin davalı babaya verilmesini talep etmiştir....

    Mahkemece, davanın kabulü ile müşterek çocukların davalı annede olan velayetinin değiştirilerek davacı babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, hükme karşı davalı tarafından kişisel ilişki süresi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırı gördüğü takdirde bunu re'sen gözetir. Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde; TMK'nun 335 ila 351. maddeleri arasında düzenlenen “velayet”e ilişkin hükümler kural olarak, kamu düzenine ilişkindir ve velayete ilişkin davalarda resen araştırma ilkesi uygulandığından hâkim, tarafların isteği ile bağlı değildir. Velayetin düzenlenmesine ve değiştirilmesine yönelik istem incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur....

    Dosya kapsamında alınan 24/02/2021 tarihli uzman raporuna göre, velayetin babaya verilmesi, anne ile düzenli kişisel ilişki kurulması yönünden görüldüğü, 04/06/2021 tarihli üçlü uzman heyet raporuna göre; velayetin babaya verilmesi, anne ile çocuk arasında her hafta yatılı kişisel ilişki kurulması yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır. Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md. 4/b)'dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur....

    Bu sebepler ile somut olayda tarafların ortak velayete ilişkin bir uzlaşı içerisinde bulunmadıkları da sabit olup, dosya kapsamı ve küçüğün yaşı ve sosyal inceleme raporları dikkate alınarak velayetin anneye verilmesinde yanlışlık bulunmamıştır. Tarafların kişisel ilişkiye yönelik istinaf istemlerinin incelenmesinde ; Mahkeme kararı ve istinaf tarihi dikkate alındığında, o tarihler için kurulan kişisel ilişkinin küçüğün yaş dönemine uygun olarak kurulduğu anlaşılmaktadır Müşterek çocuk istinaf incelemesi tarihi itibari ile 6 yaş içerisindedir. Küçüğün bulunduğu yaş dönemi dikkate alındığında, halen geçerli kişisel ilişkinin küçüğün üstün yararı ile çatışmadığı ve kişisel ilişki kararlarının değişen şartlara göre her zaman yeniden değerlendirilmesi olanağının da bulunduğu dikkate alındığında, dava taraflarının kişisel ilişkiye yönelik istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir....

    Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkının anne veya babaya verilmesinden sonra velayet kendisine verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenlerden ötürü velayeti alan anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ile çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan bir davadır. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin değiştirilmesine ilişkin şartlar TMK’da açıkça düzenlenmiştir. TMK’nın “Durumun Değişmesi” başlıklı 183....

    Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman islenebilir. Bu bakımdan ilk derece mahkemesince velayeti anneye verilen ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki tesis edilmediğinden davalının istinaf isteminin HMK'nin 353/1- b-2 maddesi gereğince bu yönden kabulü ortak çocuk ile baba arasında ortak çocuğun yaşı, kişisel ilişkiden beklenen amaç ve dosya kapsamı da dikkate alınarak kişisel ilişki konusunda karar verilmiştir....

    Bunun yanında velayeti, anneden alınıp babaya verilen ortak çocuk ile davalı anne arasında her ayın belirli hafta sonları ve dini bayramlarda yatılı olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken yazılı şekilde kişisel ilişki tesisi de doğru görülmemiştir. Ancak belirtilen bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümlerinin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....

      UYAP Entegrasyonu