Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kişisel ilişki düzenlenmesinde çocuğun menfaatleri yanında analık ve babalık duygularının tatmini de esastır....

Davacı kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinde bulunmuş ise de, önceden verilen kişisel ilişki kararının uygulanabilirliği açısından mahkememizce bir sakınca görülmediğinden ayrıca müşterek çocukların eğitim öğretim hayatına devamının sağlık şekilde sağlanması gerektiğinden davacının bu yöndeki talebinin de reddine karar verilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "Davanın esastan reddine; Velayet Konusu Çocuklar Habip DEMİR ve Rukiye DEMİR’in zihinsel, psiko-sosyal, duygusal, kişilik gelişimlerini destekleyerek velayet anlamında ayrı yaşadıkları ebeveyn anne T1 ile kişisel ilişkiye duygusal olarak hazırlanmaları için çocuklara 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 51- a maddesi gereğince danışmanlık tedbiri uygulanmasına, Davalı baba T3 çocukların anne ile görüşmesi için destekleyici bir tutum sergilemesi, çocuklar ile ilgili konularda anne ile işbirliği yapılmasının önemi, etkili anne-baba tutumları, taraf olmaya zorlamama, sorun çözme ve baş etme teknikleri...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı tarafından, kişisel ilişki yönünden, davalı-karşı davacı tarafından ise kendisinin reddedilen velayetin değiştirilmesi davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, d avalı-karşı davacının tüm, davacı-karşı davalının ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı anne ile arasında kişisel ilişki tesis edilen müşterek çocuk Ekin 07.08.2006 doğumlu olup ilköğretim çağındadır....

    Aile Mahkemesinin 2015/335 esas sayılı dava ile boşandıklarını, boşanma haricindeki diğer hususlar yönünden kararın kesinleşmediğini, dolayısıyla velayet ve yoksulluk nafakası açısından derdestlik itirazında bulunduklarını, davalı kadının halen Konya'da gayri resmi olarak evlendiğini, çocuğun da anne yanında bulunduğunu, yeni eşinin çocuğu kabul ettiğini, davalı kadının kişisel ilişki konusunda zorluk çıkarmadığını, davacı erkeğin çocuğu kaçıracağını söylediğinden dolayı resmi yolla çocuğu babaya gösterdiğini, davacı erkeğin çocuğa ilgi alaka göstermediğini, kişisel ilişki günlerinde çocukla düzenli görüşmediğini, güvenlik görevlisi olarak geceli gündüzlü çalıştığından dolayı çocuğa anne ve yengesine baktıracağını, tüm bu nedenlerle yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik talebin kabulüne, velayetin tedbirine verilmesi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    baba ve müşterek çocuk arasında arasında kişisel ilişki tesisi kurulmasına karar verilmiştir....

    Mahkemece, "idrak çağındaki çocukların velayet, kişisel ilişki konusundaki düşüncelerinin önemi, velayet hakkına sahip annenin çocukların bakımı, gözetilmesi konusunda yeterli özeni, ilgi ve sokumluluğu ihmal etmesi, sosyal destek mekanizmasının olmamasının anlaşılması, davacı babanın velayet sorumluluklarını alma hususunda motivasyonunun yüksel olması, müşterek çocukların annesi ile ilgili anlatımlarında ihmal öykülerinin yer alması ve baba yanında yaşamak istemeleri nedeniyle çocukların yüksek yarar ve menfaatleri nazara alınarak, davanın kabulüne" karar verilmiştir. TMK'nun 183 ve 349.maddelerinde yere alan hükümlere göre; yeni olgunun zorunlu kılması ve küçüğün menfaatinin gerektirmesi halinde velayet sahibi değiştirilebilir. Taraflar, Karşıyaka 4....

    Bu haliyle davalı annenin velayetin değiştirilmesine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Velayeti davacı babaya verilen küçük ile anne arasında kişisel ilişki düzenlemesi yapılmış, kişisel ilişki düzenlemesinde yatısız, saatli düzenleme yapılmıştır. Çocuğun yargılama sırasında bir süre anne yanında kaldığı, bu sırada alınan uzman raporu kapsamında çocukla ilgili bir olumsuzluk belirlenmediği, o dönemde yatılı kaldığı dikkate alındığında küçük ile anne arasında yatısız, saatlik kişisel ilişki kurulması doğru görülmemiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Dinlenen tanık beyanlarından kadının velayet hakkını kötüye kullandığını gösteren somut bir delilin bulunmadığı, kadının velayet görevini gereği gibi yerine getirdiği, müşterek çocuğa gerekli ilgi ve alakayı gösterdiği, Velayetin değiştirilmesi şartlarının oluşmadığı, ancak müşterek çocuk Ahmet Hakan'ın hali hazırda okul çağına gelmiş olduğu, baba ile kişisel ilişkisinin arttırılması gerektiği belirtilerek davacının velayetin değiştirilmesine ilişkin talebinin reddine, küçük ile baba arasında her ayın ikinci ve dördüncü hafta sonları cuma günleri saat 17:00 dan pazar günü saat 21:00'a kadar, her yılın temmuz ayının 1. günü saat 09:00'dan ve 31. günü saat 17:00'e kadar, Ramazan Bayramı 1. günü saat 09:00'dan 3. günü saat 17:00'e kadar küçük ile baba arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir....

    yönünden HMK'nın 382/2- b-13 ve 362/1- ç maddesi gereğince kesin, kişisel ilişki yönünden HMK. 361. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi....

    Anayasasının 90. maddesi) Bu hali ile hukuk sistemimizde çocuğun velayet hakkının velayet kendisine bırakılan tarafa verilmesine ilişkin düzenleme, Ek 7 nolu protokolün 5. maddesinde düzenlenen ortak velayet hükümleri ile genişletilmiştir . Ancak unutulmaması gereken husus ortak velayetin karşılıklı rızaya dayanmasıdır. Başka bir deyişle eşler ortak velayet değil, velayetin taraflardan birine verilmesini isterler ise düzenleme de buna uygun yapılacaktır. Küçüğün üstün yararı da taraflar arasında ki uzlaşma kültürüne bağlıdır....

    UYAP Entegrasyonu