yasada zorunlu bir koşul olarak belirtilmemiş bulunmasına göre velayetin değiştirilip babaya verilmemesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiş olmakla, davalı tarafın istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak, aşağıdaki hükmün kurulması uygun görülmüştür....
Buna göre; çocukla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi, çocuğun fiilen velayet hakkı olmayan annede ya da babada bırakılması veyahut çocuğun üçüncü kişinin yanında bırakılması, çocuğun menfaatinin gerektirdiği nedenler (örneğin sağlık, eğitim, ahlâk, güvenlik gibi...), velayeti kendisinde bulunan annenin ya da babanın yeniden evlenmesi, velayet hakkı kendisine verilen tarafın bir başka yere gitmesi, ölüm veya velayet görevinin kullanılmasının engellenmesi velayetin değiştirilmesi sebepleri olarak sayılabilir. Velayetinin değiştirilmesi istenilen müşterek çocuk Duru 23/10/2013 doğumlu olup dava tarihinde idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir....
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve özellikle sosyal inceleme raporlarındaki tespitler ve tüm dosya kapsamı itibari ile; babanın velayetten kaynaklanan görevlerini ihmal ettiğinin ve velayetin değiştirilmesi koşullarının oluştuğunun ispatlanamadığı özellikle 23.02.2021 tarihli sosyal inceleme raporu içeriğindeki annenin velayet konusundaki görüşleri ve mevcut düzeni ile ilgili bilgiler kapsamında, velayetin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmesinde, Çocukla, velayet kendisine bırakılmayan ebeveyn arasında düzenli kişisel ilişki kurma ve bu ilişkiyi sürdürmenin çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişkiyi elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir hak olduğu, bu hakkın sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği taktirde, kısıtlanabile ceği veya engel olunabileceği (Çocuklarla Kişisel İlişki Tesisine Dair Avrupa Sözleşmesi m. 4), dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre; anne ile çocuk arasında kişisel ilişkininin kaldırılması veya değiştirilmesini gerektirir...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava konusu çocuk yararına verilen nafakanın dava tarihinden hükmün kesinleşmesi tarihine kadar tedbir nafakası niteliğinde bulunduğunun anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma kararı ile velayeti babaya verilen 2003 doğumlu ... ile velayeti değiştirilen 2007 doğumlu ...'nin birbirlerini göremeyecek şekilde kişisel ilişki düzenlenmiştir. Tarafların müşterek çocuklarının velayet hakkı farklı ebeveynlere verildiğine göre, kişisel ilişki düzenlemesinin, kardeşlerin de birbirini görecek şekilde yapılması zorunludur....
Kardeşlerin kişisel ilişki dönemlerinde birbirleriyle görüşmesini engelleyecek şekilde, aynı tarihlerde kişisel ilişki kurulması usul ve kanuna aykırı olduğundan, davalının bu yöne değinen istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 2.bendinin kaldırılmasına ve müşterek müşterek çocuk Yağmur ile baba arasında yeniden kişisel ilişki kurulmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davacının velayetin değiştirilmesi talebinin REDDİNE, Davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin KABULÜ İLE; Foça Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2018/7 Esas ve 2018/59 Karar sayılı ilamıyla verilen kişisel ilişkinin değiştirilerek müşterek çocuk 26/11/2007 doğumlu TC kimlik nolu İREM DEMİREL ile davacı anne arasında şahsi münasebet tesis edilmesine," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı, kişisel ilişki kararı ile vekalet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Bu eksiklikler giderildikten sonra, davacının velayet ve kişisel ilişki kurulması hususundaki isteminin incelenmesi gerekir iken; bu usuli eksiklikler giderilmeden, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. Kabule göre de; davacı vekili velayetin değiştirilmesi, olmadığı takdirde müşterek çocuk ile şahsi ilişki tesisi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Açılan dava, terditli isteme dayalıdır. 6100 Sayılı Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu Madde:111- ( 1) Davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik ferilik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır. (2) Mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer'i talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz. Davacının ilk istemi haklı görülmediği takdirde terditli, 2.istemi hakkında değerlendirme yapılmak suretiyle tek hüküm kurulmalıdır....
kalması sureti ile kişisel ilişki kurulmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Bütün bu hususlar değerlendirildiğinde davacı-karşı davalı anne ve ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişki annelik duygularının tatmini bakımından yetersiz olmuştur. Çocuk ile anne arasında annelik duygularını tatmin edecek ve bu hakkın rahatça kullanılmasına engel olmayacak ölçüde daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Öte yandan davalı-karşı davacı erkeğin çocuk ile anne arasındaki kişisel ilişkinin sınırlandırılması davasının da koşulları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerekirken erkeğin davasının kabulüne hükmedilmesi de hatalı olmuştur....
Ayda dört gün, dini bayramların ikinci ve üçüncü günleri ve yaz tatillerinde onbeş gün süreyle kişisel ilişki fazladır. Daha uygun sürelerle kişisel ilişki kurulması, bundan beklenen amacı tesis eder ve çocuğun menfaatine uygun düşer. Bu sebeple hükmün bozulması gerektiğini düşünüyorum....