İlk derece mahkemesince alınan sosyal inceleme raporundan sonra davacı vekili davasını ıslah ederek, velayetin değiştirilmesi aksi takdirde müşterek velayet tesisi ile çocuk ile anne ve baba arasında birer haftalık dönüşümlerle şahsi ilişki kurulması ve şahsi ilişkinin bu şekilde düzenlenmesi talebinde bulunmuş, davacı vekilince verilen ıslah dilekçesindeki talepler yönünden uzmandan rapor alınmamıştır. Kişisel ilişki düzenlenirken gözönünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı"dır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Kişisel ilişki tesis edilirken ana ve babanın eylemleri, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları, çocuğun üstün yararını etkilediği ölçüde gözönünde tutulur....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 02/12/2014 NUMARASI : 2014/547-2014/886 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından çocuk ile davalı anne arasında yatılı kişisel ilişki kurulması yönünden davalı tarafından ise velayetin değiştirilmesi talebinin kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosya kapsamında davalı annenin müşterek çocuğa fiziksel şiddet uyguladığı, o tarihten itibaren çocuğun davacı baba yanında yaşadığı, alınan uzman raporlarına göre anne ile görüşmek istemediği, anneye gitme konusunda anksiyete geliştirdiği belirtilmiştir....
Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveyniyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Somut olayda, davacı babanın boşanma karar tarihinde Türkiye’de yaşadığı, yeniden evlendiği ve İsviçre’de yaşamaya başladığı, çocuğu yalnızca yaz aylarında görebildiği anlaşılmaktadır....
Öyle ise olaya uygun kanun hükmünün belirlenmesinde hata ile velayetin değiştirilmesi (TMK.md.183, 349) yerine, Türk Medeni Kanununun 348. maddesi sonuçlarını doğuracak biçimde velayetin kaldırılmasına (nez’e) karar verilmesi bozmayı gerektirir. 2-Müşterek çocuk Nehir'in velayeti kaldırılmak suretiyle davacı babaya verildiği halde, çocukla davalı annesi arasında kişisel ilişki kurulmaması doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.08.04.2015 (Çrş.)...
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; velayet taleplerinin reddedildiğinin ancak müvekkili ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki kurulduğunu, ancak buna rağmen davanın reddine yazıldığını ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin müvekkili üzerine bırakıldığını, bunun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müşterek çocuklarının otizmli olduğunu ve bir an önce tedavi olması gerektiğini, bulunduğu konum ve hastanelere yakın olunması sebebiyle velayetin müvekkiline verilmesinin çocuğun yararına olacağını ayrıca dosyada alınan sir raporunun da tek başına hüküm kurmaya elverişli olmadığını, terditli dava açtıklarını velayet talebi reddedilse de kişisel ilişki kurulması talebi kabul edildiğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesi gerektiğini, tüm bu nedenler ile birlikte yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından; velayet ve kişisel ilişki düzenlemeleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, boşanma davasının reddine karar verildiği, ortak çocukların velayetinin anne ve babada bulunduğu, kişisel ilişki için ise ayrı bir dava açılmadığı halde velayetin anneden alındığından bahisle anne ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlemesi usul ve kanuna aykırıdır. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....
Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir....
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özet ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda davalı tarafın adli yardım talebinin 30/09/2020 tarihli celsede kabulüne karar verilmesine rağmen davalın yargılama harç ve giderlerinden, vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece terditli açılan velayetin değiştirmesi, olmadığı takdirde müşterek çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulması davasında velayet talebinin reddi, müşterek çocuk ile baba arasında kurulan kişisel görüş günü düzenlenmesine ilişkin kararın usul ve yasa uygun olduğu, ancak davacının terditli açılan velayet davasının reddine karar verilmesi nedeni ile davalı aleyhine takdir edilen yargılama harç ve giderinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, talep olmasa da müşterek çocuk ile baba arasında resen kişisel görüş günü düzenlenmesinin gerekli olduğu, davalı aleyhine takdir edilen yargılama harç ve vekalet ücretinin usul ve yasa aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesince verilen kararda...
(TMK md.348) Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velayetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm iştirak nafakası miktarı ile kişisel ilişki süreleri yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı baba ile velayeti anneye verilen Kübranur arasında kurulan kişisel ilişki süresi az olduğu gibi, velayet hakkı babada bulunan diğer kardeş ile Kübranur'un görüşmesini engelleyecek şekilde aynı tarihlerde kurulması usul ve yasaya aykırı ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....