Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda "her iki ebeveynin yaşam alanlarında inceleme yapılıp, davalı -k.davacı erkeğin, annenin çocuğa şiddet uyguladığı iddiaları da değerlendirilip anne yanında olduğu anlaşılan ortak çocuk da gözlemlenerek" 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan heyetten alınacak rapora göre velayet hususunda bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile rapor alınmadan karar verilmesi doğru olmamıştır....

üzerine bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince, davalı-karşı davacı kadının gerekçe, nafaka ve tazminat miktarları ile erkeğin kusur tespiti, velayet, tedbir ve iştirak nafakası ve manevi tazminata ilişkin istinaf taleplerinin esastan reddine, erkeğin yoksulluk nafakası ile maddi tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ile maddi tazminata ilişkin kısmının kaldırılmasına, kadın lehine 400,00 TL yoksulluk nafakası ile 120.000 TL maddi tazminata karar verilmiştir....

    müvekkilinin yanında görüştürülmesine, tedbiren ve tensiben dava süresince kadın lehine aylık 750 TL, müşterek çocuk lehine aylık 750 TL toplam 1500 TL tedbir nafakasının davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine, tedbir nafakasının davadan sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....

    Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. İlk derece mahkemesince velayete ilişkin uzman raporu aldırılmamıştır....

    Her ne kadar çocuklar uzun zamandır babaanne yanında kalmışlar ise de; davalı annenin velayet görevini suistimal ettiği de usulünce ispatlanmış değildir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, davalı annenin yaşadığı ortam ve çocuğun yaşadığı ortamda ayrı ayrı inceleme yapılması, taraflarla ve çocukla görüşmek suretiyle velayet ve şahsi ilişki düzenlenip düzenlenmeyeceği, şahsi ilişkinin süresi konusunda ayrıntılı rapor alınması gerekli iken bu hususta rapor alınmadan karar verildiği görülmüştür....

    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Yapılan yargılamada toplanılan delillere, müşterek çocuğun beyanlarına, tarafların ESA'larına, dosya içine alınan tarafların ayrı ayrı nüfus kayıtlarına, tarafların belirlenen mali ve içtimai durumlarına, çocuğun eğitimi ile yaşına ve sağlık koşullarına göre Dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve müşterek çocuğun reşit olduğu tarihte sona ermek kaydıyla aylık 700,00- TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair isteğin reddine dair karar verilmesi gerektiği kabul edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle "Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, Dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve müşterek çocuğun reşit olduğu tarihte sona ermek kaydıyla aylık 700,00- TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair isteğin reddine," karar verilmiştir. Davalı, davanın kabulü ve nafaka miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

    Velayet görevi kapsamında, velinin kısıtlı adına nafaka davası açması konusunda veli sıfatı nedeniyle ayrıca husumete izin kararına gerek olmadığı, bu kapsamda velinin vesayet makamından husumete izin talebine de karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verildiği dikkate alındığında davalı tarafın husumete izin kararına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında usulüne uygun dayanılan vakıa ve deliller birlikte değerlendirildiğinde TMK 364.madde yasal şartları oluşmakla davacı lehine yardım nafakasına hükmedilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Tarafların ve davacıya karşı yardım nafakası yükümlüsü konumundaki velisi annesinin ekonomik, sosyal durumları, davacının rahatsızlıkları, ihtiyaçları, davalının diğer çocuğuna yaptığı masraf dikkate alındığında ilk derece mahkemesince belirlenen nafaka miktarı hakkaniyete uygundur....

    Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2012/269 esas sayılı dosyası üzerinden devamla, 25.4.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında, tarafların boşanma ve velayet hususlarında sulh olduklarından bahisle, "tarafların Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı-davalı anneye bırakılmasına ve müşterek çocuk ile davalı-davacı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına ve bu hususlarda dosyanın tefrikine, uyuşmazlığın kusur tespiti, maddi ve manevi tazminat ile iştirak nafakası yönünden mevcut dosya üzerinde devamına karar verilmiştir. Boşanma, velayet ve kişisel ilişki yönünden verilen karara ilişkin olarak ... Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesinin 2013/79 esas ve 2013/120 karar sayılı dosyası oluşturulmuştur. ......

      Bu bakımdan ortak çocukların mahkemece veya istinabe suretiyle eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihinin kendisinden sorulması ve psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan üç kişilik uzman heyetinden (4787 s. K m.5) ortak çocuğun anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilip, ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocuğun menfaatine olacağı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Bu hususlar nazara alınmadan eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

        Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Mahkemece; yaşları nedeniyle idrak çağında bulunan ortak çocuklar 2000 doğumlu ... ve 2002 doğumlu ...’in velayet konusunda görüşlerine başvurulmadan velayet düzenlemesi yapılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu