WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olaya gelince; Müşterek çocuk Şevval Nur'un 2013 doğumlu olup idrak çağında olduğu, toplanan delillere özellikle sosyal inceleme raporu kapsamı ve müşterek çocuğun sosyal inceleme raporu düzenleyen uzmana verdiği beyanına göre, babanın velayet görevini ihmal ve istismar ettiğine ilişkin dosyaya yansıyan somut bir olayın olmadığı, müşterek çocuğun babası ile kalmak istediği, velayet değişimini gerektirir çocuğun üstün menfaatinin de ispatlanamadığı, her ne kadar davalı baba Afyonkarahisar ilinde çalışmakta ise de; Kütahya ili Altıntaş ilçesinde annesi ile yaşayan ortak çocukla irtibatının düzenli ve sürekli olduğunun anlaşıldığı, davalının velayet görevini fiilen annesine bıraktığının çocuğa karşı ilgisiz ve sorumsuz olduğunun kabul edilemeyeceği değerlendirildiğinden ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin karar ve gerekçesi doğru olmuştur. Belirtilen nedenlerle, davacı annenin istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Yapılan yargılamada toplanılan delillere, müşterek çocuğun beyanlarına, tarafların ESA'larına, dosya içine alınan tarafların ayrı ayrı nüfus kayıtlarına, tarafların belirlenen mali ve içtimai durumlarına, çocuğun eğitimi ile yaşına ve sağlık koşullarına göre Dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve müşterek çocuğun reşit olduğu tarihte sona ermek kaydıyla aylık 700,00- TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair isteğin reddine dair karar verilmesi gerektiği kabul edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle "Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, Dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve müşterek çocuğun reşit olduğu tarihte sona ermek kaydıyla aylık 700,00- TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair isteğin reddine," karar verilmiştir. Davalı, davanın kabulü ve nafaka miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

Velayet görevi kapsamında, velinin kısıtlı adına nafaka davası açması konusunda veli sıfatı nedeniyle ayrıca husumete izin kararına gerek olmadığı, bu kapsamda velinin vesayet makamından husumete izin talebine de karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verildiği dikkate alındığında davalı tarafın husumete izin kararına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında usulüne uygun dayanılan vakıa ve deliller birlikte değerlendirildiğinde TMK 364.madde yasal şartları oluşmakla davacı lehine yardım nafakasına hükmedilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Tarafların ve davacıya karşı yardım nafakası yükümlüsü konumundaki velisi annesinin ekonomik, sosyal durumları, davacının rahatsızlıkları, ihtiyaçları, davalının diğer çocuğuna yaptığı masraf dikkate alındığında ilk derece mahkemesince belirlenen nafaka miktarı hakkaniyete uygundur....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Davalının birden fazla kez suç işlemesi, cezaevine girmesinin davacı yönünden çekilmez hal aldığı, davacının şiddetten sonra davalı ile yaşamaya devam ettiği, en azından hoşgörü ile karşılandığı davalıya kusur olarak yüklenemeyeceği, davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, velayetin anneye tevdiine, kadının manevi tazminat talebinin reddine, kadın yararına 15.000,00 TL maddi tazminat ile 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuklar için 150,00’şer TL tedbir, iştirak nafakasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili cezaevinde olduğu halde tebligatların müvekkil ve vasisine yapılmadığını, ön inceleme duruşmasının bu sebeple usulsüz olduğunu, kadının sadakatsiz ve uyuşturucu bağımlısı olduğunu, maddi tazminat ve velayet yönünden kararın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir....

verilmesine, en az aylık 6.000,00 TL tedbir/ iştirak nafakasının davalı babadan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Asıl ve karşı davanın kabulüne yönelik hüküm taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmakla, asıl ve karşı davada verilen boşanma kararı ile buna bağlı velayet ve kişisel ilişki yönünden tarafların feragatleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Kadının asıl davadan feragati, erkeğin ise karşı davadan feragati asıl davanın ve karşı davanın fer'ilerini de kapsadığından, davacı-davalı kadının çocuk için istediği tedbir ve iştirak nafakası, kendisi için istediği tedbir ve yoksulluk nafakası, kendisi için istediği maddi ve manevi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine; davalı-davacı erkeğin ise velayet ile kendisi için istediği maddi ve manevi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadının ailesi ile olan iletişimini ve sosyal yaşamını kısıtladığı, ortak konutta birtakım aile fertlerinin ikamet etmelerine göz yumduğu, birliğin sarsılmasına sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 197 nci maddesi gereğince kadının tedbir nafakası talebinin kısmen kabulüne, ... olmayan çocuk ... ve ... yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, tedbiren velayet talebinin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davalı – davacı erkeğin boşanma davasının reddine, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kadının boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, ... olmayan ... ve ...’nın velayetinin anneye ortak çocuk Yusuf’un velayetinin babaya verilmesine, çocuklarla anne-baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ... olmayan çocuk ... ve .....

    Velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK md. 182/2). Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir (TMK md. 330/1). İştirak nafakasının miktarı tayin edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir karar verilmelidir. Diğer taraftan, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....

    Mahkemece psikolojik danışman tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda velayet hakkı babaya verilmiş ise de söz konusu raporda yer alan tespitlerin tek başına hüküm kurmaya elverişli olmadığı, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, her iki ebeveyn, ebeveynlerin birlikte yaşadığı kişilerle de görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip; tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığının araştırılması ve diğer deliller de gözönüne alınmak suretiyle velayet konusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

    Dava, TMK'nun 166/1- 2 m.lerinde düzenlenen genel geçimsizlik nedenine dayalı boşanma, velayet ve fer'i taleplerine ilişkindir. Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı incelenmesinde; Velayet kamu düzenine ilişkin olup, bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı, velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Dosya kapsamı ve toplanan delillere göre, ilk derece mahkemesince boşanma kararının ve istinaf edilen yönler dışında verilen kararların kesinleştiği anlaşılmaktadır....

    UYAP Entegrasyonu