müvekkilinin yanında görüştürülmesine, tedbiren ve tensiben dava süresince kadın lehine aylık 750 TL, müşterek çocuk lehine aylık 750 TL toplam 1500 TL tedbir nafakasının davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine, tedbir nafakasının davadan sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....
Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. İlk derece mahkemesince velayete ilişkin uzman raporu aldırılmamıştır....
takdir olunan tedbir nafakasının kararın kesinleşmesiyle birlikte ve aylık 400- TL olacak şekilde İŞTİRAK NAFAKASI olarak davalı-karşı davacıdan alınarak velayeten davacı-karşı davalıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, Davacı-karşı davalının maddi-manevi tazminat talebinin REDDİNE, Davalı-karşı davacının davasının KABULÜNE; tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/1'inci maddesi gereğince BOŞANMALARINA, Davalı-karşı davacının velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat taleplerinin REDDİNE," karar verilmiştir....
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkânları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....
Davalı erkeğin istinaf talebinin velayet, kişisel ilişki, tedbir ve iştirak nafakası yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, velayet, kişisel ilişki, iştirak nafakasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, tedbir nafakasının çocuğun ergin olduğu tarihe kadar verileceğinden kaldırılmasına , davalı erkeğin sair istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Her ne kadar çocuklar uzun zamandır babaanne yanında kalmışlar ise de; davalı annenin velayet görevini suistimal ettiği de usulünce ispatlanmış değildir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, davalı annenin yaşadığı ortam ve çocuğun yaşadığı ortamda ayrı ayrı inceleme yapılması, taraflarla ve çocukla görüşmek suretiyle velayet ve şahsi ilişki düzenlenip düzenlenmeyeceği, şahsi ilişkinin süresi konusunda ayrıntılı rapor alınması gerekli iken bu hususta rapor alınmadan karar verildiği görülmüştür....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28/01/2015 NUMARASI : 2014/829-2015/113 Uyuşmazlık; tedbiren velayet ve tedbir nafakası istemine ilişkin olup; hüküm; davalı tarafından her iki isteme yönelik olarak temyiz edilmiştir. Davanın niteliğine göre, inceleme görev Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 20.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2012/269 esas sayılı dosyası üzerinden devamla, 25.4.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında, tarafların boşanma ve velayet hususlarında sulh olduklarından bahisle, "tarafların Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı-davalı anneye bırakılmasına ve müşterek çocuk ile davalı-davacı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına ve bu hususlarda dosyanın tefrikine, uyuşmazlığın kusur tespiti, maddi ve manevi tazminat ile iştirak nafakası yönünden mevcut dosya üzerinde devamına karar verilmiştir. Boşanma, velayet ve kişisel ilişki yönünden verilen karara ilişkin olarak ... Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesinin 2013/79 esas ve 2013/120 karar sayılı dosyası oluşturulmuştur. ......
Bu bakımdan ortak çocukların mahkemece veya istinabe suretiyle eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihinin kendisinden sorulması ve psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan üç kişilik uzman heyetinden (4787 s. K m.5) ortak çocuğun anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilip, ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocuğun menfaatine olacağı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Bu hususlar nazara alınmadan eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayet-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Müşterek çocuklar ...11.09.2005, ....ise 15.09.2006 doğumlu olup yargılama sırasında idrak çağında oldukları anlaşılmaktadır. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6., Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi de mümkündür....