“velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, c-Sanık ... hakkında davanın suç eşyasını bilerek almaktan dava açılmasına karşılık güveni kötüye kullanma suçundan açılan bir dava bulunmadığı halde sanık hakkında CMK'nın 225 maddesine aykırı şekilde ek savunma hakkı verilerek mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/06/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
yoksunluklarının uygulanmasına ilişkin bölümün, "Hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı Yasanın 53/1. maddesinin a, b, c, d, e bentlerinde belirtilen haklardan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar ve TCK'nın 53/3. maddesine göre 53/1-c maddesinde yer alan kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili haklardan da koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmasına" şeklinde değiştirilmesi, mahkemenin takdiri de gözetilerek hüküm fıkrasına "suçun TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi nedeniyle anılan Yasanın 53/5. maddesi uyarınca takdiren 1 yıl 15 gün süreyle cezasının infazından sonra işlemek üzere 53/1-a maddesinde sayılan hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Sanık hakkında ...'...
ın, güveni kötüye kullanma suçundan yargılanarak hakkında mahkumiyet kararı verildiği ve bu suretle vekalet görevinin kötüye kullanıldığına ilişkin iddianın sübut bulduğunun anlaşıldığı, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur. İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı ve davalı arasında 24.03.2015 tarihinde adi ortaklık kurulduğu, dava konusu olayla ilgili davacı ...’in şikayeti üzerine davalı ...’ın yargılandığı ve Beyşehir 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/520 E, 2020/74 K. sayılı kararı ile ... hakkında güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet kararı verildiği, anılan kararın derecattan geçerek kesinleştiği, kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile de davalı ...’ın vekalet görevinin kötüye kullandığının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle hile iddiası bakımından 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, kaldı ki taksim sırasında iradelerinin fesada uğratıldığı iddiasının kanıtlamadığı gibi davacılardan yaşları küçük olanların akitten kısa bir süre sonra ergin olmalarına rağmen, velayet görevinin kötüye kullanılması iddiasını uzun süre sonra ileri sürdükleri ayrıca bu iddianın da kanıtlamadığı gözetilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması bu gerekçe ile ve sonucu itibariyle doğru olduğuna göre, davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 0.90.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun koşullu salıverme tarihine kadar, 53/1. maddesinde yazılı diğer hak yoksunluklarının ise, 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, kurulan hükümlerde altsoy ayrımı yapılmaksızın TCK'nın 53/1. maddesinde düzenlenen haklardan sanıkların hapis cezasının infazı süresince yoksun bırakılmasına karar verilmesinin infazda tereddüte sebebiyet vereceğinin gözetilmemesi, Suçun 5237 sayılı TCK'nın 53/1-a maddesindeki kişinin yerine getirdiği kamu görevinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine rağmen, sanıklar hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrası gereğince cezaların infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı, sanıklar müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin sanıkların kazanılmış...
Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır (HMK m. 166/4) Bu duruma göre; dosya kapsamından anlaşıldığı üzere davacı tarafından yine aynı mahkemede açılan ve temyiz üzerine Dairemizin 2016/12760 esas ve 2017/9019 karar sayılı ilamı ile eksik inceleme sebebiyle bozulmasına karar verilen yine Saray (Tekirdağ) Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin bozma öncesi 2013/196 Esas ve 2015/423 Karar numarasında kayıtlı, davacının miras bırakan babasından kalan Saray ilçesi Göçerler Köyü 1467, 3031, 3024 ve 3027 parsel sayılı taşınmazlara yönelik açtığı tapu iptali ve tescil davasının da derdest olduğu anlaşılmakla, bu dava ile temyize konu davanın (3022 ve 3023 nolu parseller) ve yine davacı tarafından velayet görevinin kötüye kullanılması sebebiyle açılan ve henüz kesinleşmeyen başkaca tapu iptali ve tescile yönelik davaların bulunması halinde tüm bağlantılı davaların birleştirilerek...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SEVK : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve hırsızlık HÜKÜM : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan hükümlülük Gereği görüşülüp düşünüldü: Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık ... hakkında TCK.nun 58. maddesinin uygulanmaması ve sanıklar hakkında hırsızlık ve banka veya kredi kartla- rının kötüye kullanılması eylemlerini gerçekleştirdikleri iddiası ile kamu davası açılma- sına rağmen, sanıkların hırsızlık ve kredi kartının kötüye kullanılması eylemlerinden ayrı ayrı hüküm kurulması yerine, 5237 sayılı TCK.nun 44. maddesi hükümleri uygulanarak sadece banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
hüküm fıkralarındaki "a fıkrasında yazılı kamu görevinin kötüye kullanılması" şeklindeki ibarenin çıkarılarak "d fıkrasında yazılı hak ve yetkinin kötüye kullanılması" ibaresinin eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......
e satış suretiyle temlik edildiğini, vekâlet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescil olmazsa tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar vekili, gerçekte taşınmazın tamamının 3. kişiden bedeli ödenmek suretiyle davalı ... tarafından satın alındığını, davacının taşınmaz sahibi olmasını sağlamak amacıyla 1/2 payın bedelsiz olarak davacı adına tescilinin sağlandığını, ancak davacının borçları sebebiyle taşınmazdaki payını satmak istemesi üzerine ...'nin 30.000,00-TL davacıya ödeyerek çekişmeli payı satın aldığını, vekâlet görevinin kötüye kullanılmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satışın davacının rızası ile gerçekleştiği, satış bedelinin davacıya ödendiği, bedeller arasındaki farkın tek başına vekalet görevinin kötüye kullanıldığını göstermeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince, vekalet görevinin kötüye kullanıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF 1....