e satış suretiyle temlik ettiğini, satış bedelinin kendisine ödenmediğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, vekilin eşi olan davalı ile el ve iş birliği içinde hareket ettiğini bildirerek, taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiş, dahili dava dilekçesi ile de aynı gerekçelerle vekil ...'i de davaya dahil etmiştir....
e satış suretiyle temlik ettiğini, satış bedelinin kendisine ödenmediğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, vekilin eşi olan davalı ile el ve iş birliği içinde hareket ettiğini bildirerek, taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiş, dahili dava dilekçesi ile de aynı gerekçelerle vekil ...'i de davaya dahil etmiştir....
Mahkemece, temlik işleminin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle yapıldığı gerekçesi ile davalı ...’ye karşı açılan davanın kabulüne, diğer davalılara karşı açılan davanın reddine ilişkin karar, Dairece; " … Nitekim mahkemece de, vekalet görevinin kötüye kullanılması yolu ile temlikin yapıldığı kabul edilmiş, ancak hükmedilen bedelden sadece davalı ... sorumlu tutulmuştur. Oysa toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden gerçekten vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, davalılar ... ve ...’un el ve işbirliği içerisinde davacıyı zararlandırdıkları açıktır....
yı vekil tayin ettiğini, ancak vekilin dava konusu taşınmazlardaki yasal miras paylarını muvazaalı bir şekilde diğer davalılara temlik ettiğini, herhangi bir bedelin ödenmediğini ve vekâlet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, aksi takdirde 60.000,00-TL bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığını, mirasbırakandan intikal eden yerlerin mirasçılar arasında paylaştırıldığını, davacıya ise daha önceden mirasbırakan tarafından temlik edilen taşınmazlar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır....
gerçekleşmesi içinde sanığın görevinin mağdure yönünden zorunlu ve icbar edici nitelik taşımasının zaruri olduğu, dolayısıyla sadece görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanarak eylemin gerçekleştirilmesi halinde nüfuzun kötüye kullanıldığının kabulünün mümkün olmadığı, 5237 sayılı TCK'nın 102/3-b maddesi gereğince yapılacak artırımın kamu görevinin, vesayet ve hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması haline münhasır olup, dosya içeriğine göre nüfuzun kötüye kullanılması durumunun söz konusu olmadığı, mevcut haliyle eylemin TCK'nın 102/1. maddesinde düzenlenen basit cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gözetilmeden, aynı Kanunun 102/3-b. maddesinin tatbiki suretiyle fazla ceza tayini, Hükümden sonra 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme...
-KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davacıların iddialarının sabit olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere, vekalet görevinin kötüye kullanılması davaları miras bırakan adına ona teban açılan dava türlerindendir. O halde vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı böyle bir davada tüm mirasçılar adına iptal ve tescil istenilmesi yasal bir zorunluluk olup, olaya bu açıdan bakıldığında pay oranında dava açılması mümkün değildir. Bu durumda, davanın reddine karar verilmiş olması bu gerekçe ile sonucu itibariyle doğru olduğuna göre, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün (6100 sayılı HMK.'nın geçici 3/2. maddesi gereğince) ONANMASINA, 14.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi tarafından; davanın vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olarak açıldığı, dava açılıp ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra ve davalının muvafakati olmadan hukuki sebebin değiştirilemeyeceği gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin karar gerekçesinin vekalet görevinin kötüye kullanıldığının davacı tarafça ispatlanamadığı şeklinde düzeltilerek HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi,duruşma isteği duruşma gideri (pulu) yokluğundan reddedildi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Hal böyle olunca, mahkemece vekaletsiz iş görme davalarında kabul edilen ilkeler uyarınca, iddia ve savunma doğrultusunda, tarafların tüm delillerinin toplanması, gerekli inceleme ve araştırma yapılması, ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin vekaletsiz iş görme ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmesi, miras bırakanın zararlandırılıp, zararlandırılmadığının, vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı kabul edildiğinde davalı ...'in ikinci el olduğu gözetilerek bu yönde de soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve hasıl olacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerektiği'' gerekçesiyle bozulmuş. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Görevi kötüye kullanma HÜKÜM : Beraat Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 07.01.2009 gün ve 2009/180 sayılı iddianamesi ile okul müdürü olan sanığın görevinin gereklerine uygun davranmadığından bahisle kişilerin mağduriyetine ve kamunun zararına yol açmak suretiyle 5237 sayılı TCK'nun 257/1. maddesinde öngörülen “görevi kötüye kullanma” suçu sevk ve tavsif edilerek kamu davasının açılması, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanununun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 4. Ceza Dairesine ait olduğu anlaşıldığından Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, Dairemiz ile Yüksek 4. Ceza Dairesi arasında ortaya çıkan görev uyuşmazlığının çözülmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine, 01.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....
ya satış suretiyle temlik edildiğini ileri sürerek, öncelikle gabin olmadığı takdirde vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeni ile tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tescili, bunun da mümkün olmaması halinde satış bedeli olan 21.400-TL.nın davalı ...’den tahsili isteğinde bulunmuşlardır. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, gabin ve vekalet görevinin kötüye kullanılması şartlarının oluşmadığı, ödememe iddiasının da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....