Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bankası ...şubesine ait 25.08.2009 keşide tarihli 16.200 TL bedelli, keşidecisi ... olan çalıntı çeki bu özelliğini bilerek bankaya ibraz ettiği sırada sahteliğin ortaya çıktığı, sanığın bu şekilde nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması, katılan beyanı ve dosya kapsamından; sanığın mahkumiyetine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın usul ve yasaya aykırı karar verildiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 27.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    İş sayılı “itirazın reddine” dair kararına yönelik temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 2- Katılan vekilinin sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince; ... adına gerçeğe aykırı olarak sanık tarafından düzenlenen 22.05.2008 tarih ve 087502 sayılı Yaşlılık/Malüllük/İKMH Güncelleme Formu ile yine aynı şahıs hakkında bankadan geri dönen icra kayıtları listesinde yer alan 133,00 YTL'lik alacağı için icra kesintileri işlemleri servisince düzenlenen 26.05.2006 tarih ve 88458 sayılı Yaşlılık/Malüllük/İKMH Güncelleme Formunun birlikte ödeme servisine intikal ettirilmesi üzerine, bir şahıs için aynı dönemde iki birikmiş talimatın getirilmesine programın izin vermemesi nedeniyle iki formun birleştirilmesine karar verildiği, bu aşamada sahteliğin anlaşıldığı sanığın tüm unsurları itibariyle oluşan suçtan mahkumiyetine...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet Dairemizin tevdi kararı üzerine dosyaya getirtilen suça konu nüfus cüzdanı aslı üzerinde heyetimizce yapılan gözlemde, üzerinde soğuk mühür bulunduğu, sahteliğin ilk bakışta dikkat çekmediği ve belgenin aldatma niteliği bulunduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür....

        İlk derece mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verilmiş ise de, öncelikle mirasın hükmen reddi davalarının vekil eliyle açılabilmesi için vekaletnamede mirasın reddi konusunda özel yetki verilmesi zorunlu olup, dosya içerisinde bulunan vekaletnamede mirasın reddi için özel yetki verilmediği görülmüştür....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet 1-Sanığın kendisine verilen 750 TL bedelindeki senedi başına 2 eklemek suretiyle 2750 lira olarak değiştirip icraya verdiği iddiasıyla açılan kamu davasında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, suça konu çek aslının duruşmada incelenerek, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının ve Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen zorunlu unsurları taşıyıp taşımadığının belirlenmesi; sanığın senedin 2750 TL bedelli olarak imzalandığını savunmasına rağmen alınan ekspertiz raporunda senetteki “2” rakamının senede sonradan eklendiğinin belirtildiği ancak, yazı ile de “iki bin yediyüz elli” yazılmış olduğunun görüldüğü senet metninde yazı ile yazılan “iki” kelimesinin sonradan eklenip eklenmediğiyle ilgili herhangi bir araştırma yapılmamış olduğunun anlaşılması karşısında gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti...

          Dairenin az yukarıda açıklanan bozma ilamında, kayıt maliklerinin mirasçılarının tespiti ve taraf teşkili açısından, kayıt maliklerinin veraset ilamlarının temini zorunluluğuna değinilmiş ve bu çerçevede bozma sonrasında yapılan yargılama sırasında, kayıt maliklerine ait olduğu belirtilen veraset ilamları dosyaya sunulmuş ise de, dosyanın incelenmesinden; dosya arasında bulunan 17.7.1967 tarih ve 2185 sayılı vekaletnamede, ... ... 1324 doğumlu görünmekte iken, nüfus kayıtlarında 1323 doğumlu göründüğü, aynı vekaletnamede ..., ... kızı olarak görünmekte iken veraset ilamında ... kızı olarak göründüğü, kayıt maliklerinden ..., 2185 numaralı vekalette 1321 doğumlu görünmekte iken, 2188 numaralı vekalette 1320 doğumlu olarak göründüğü, ...'ya ait veraset ilamında ..., ...'nın oğlu olarak görünmekte iken, ...'ye ait veraset ilamında ...'...

            vekil tayin edilmiş, vekaletnamede, "... ile aramızdaki oto alım satımından doğan veya bu şahıstan nakden almış olduğum para borcum sebebiyle ve en fazla da bu borcumun 35.000.000.000 TL Otuzbeşmilyar TL'lık miktarı ile sınırlı olmak üzere..." ifadesine de yer verilmiştir. Davalının savunmasına göre, davacının vekaletnamedeki bu beyanı borç ikrarıdır. Vekaletnameye konu vekalet akdi, davacı ile, dava dışı avukat ... arasında kurulmuş olup, davalı, akdin tarafı değildir. Vekaletnamede yer alan "oto alım satımından doğan veya bu şahıstan nakden almış olduğum para borcum.." şeklindeki ikili ve seçenekli ibare nedeniyle, vekaletnamedeki ifade kesin, kayıtsız ve şartsız bir borç ikrarı olarak kabul edilemez. Bu nedenle, vekaletnamedeki bu ifadeden lehine hüküm çıkaran taraf, alım satımdan kaynaklanan veya nakden verilen alacağı ispat etmekle yükümlüdür. Davacı, ... 24....

              Davalı vekili, vekaletnamede verilen yetkisinin dışında işlem yapıldığı iddiasını öne süren davacının vekalet verdiği dava dışı ...'e karşı dava açmasının gerektiğini, davacının vekaletnamede vekiline “ dilediği vade ve derecede, bedel, sıra ve şartlarla” ipotek tesisi konusunda ve ayrıca “ Leh ve aleyhinde her konuda ipotek tesis ve tesciline” yetki verdiği, dava dışı ...'in de vekaletnamede kendisine verilen bu yetki doğrultusunda resmi senet akit tablosunu imzaladığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının vekaletnamesinde dava dışı ...'e her konuda ipotek ve tescile yetki verdiğinin açıkça anlaşıldığı, dava dışı ...'...

                Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle; Sanık müdafinin 09/04/2010 tarihli duruşmada vekaletnamesini dosyaya sunmasına rağmen, sanık müdafinin ...olan soy isminin vekaletname içeriğinde ...olarak belirtildiğinin mahkeme tarafından tespit edilmesi üzerine, sanık müdafine belirtilen yanlışlığın düzeltilip vekaletnamesini sunması için bir sonraki celse tarihi olan 23/06/2010 tarihine kadar süre verildiği, ancak sanık müdafinin bir sonraki celseye gelmemesi üzerine, sanık ve müdafinin yokluğunda karar verildiği, her ne kadar 09/04/2010 tarihinde yapılan duruşmada dosyaya sunulan vekaletnamede sanık müdafinin soy ismi yanlış belirtilmiş ise, bu vekaletnamede sanık müdafinin TC kimlik numarası ve adres bilgilerinin yer aldığı, ayrıca hükümden sonra da müdafi tarafından dosyaya sunulan vekaletnamede belirtilen yanlışlığında düzeltildiği görülmekle; gerekçeli kararının sanık müdafii yerine sanığa tebliğ edildiği bu tebliğe hukuki...

                  Mahkemece; taraflar arasında geçerli bir satış sözleşmesinin bulunmadığı, vekaletnamede kamulaştırma bedelinin davacı tarafından alınması için davacıya yetki verilmediği, vekaletnamenin davacıya iş takibi konusunda verildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden; davalı tarafından davacıya, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak kamulaştırma işlemlerinin takibi konusunda noterden bir vekaletnamenin verildiği, bu vekaletnamede, mahkemenin kabulünün aksine, kamulaştırma bedelinin tahsili hususunda davacıya yetkinin verildiği, görülmüştür....

                    UYAP Entegrasyonu