Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL faturaya dayalı hesap alacağının bulunduğu anlaşıldığından davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20'si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; davalının Büyükçekmece .........

    görevini kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil davalarında pay oranında açılan davanın dinlenme olanağının bulunmadığı, murisin terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, davacılar dışında başkaca mirasçıların da olduğunun veraset ilamı ile sabit olduğu, davanın tereke adına açılmamış olması nedeniyle terekeye mümessil atanarak yargılamaya devam edilmesinin pay oranında açılan davanın dinlenilmesini olanaklı hale getirmeyeceği gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir....

      O halde; öncelikle "hile kullanılmak suretiyle alınan vekaletin kötüye kullanıldığı" iddiasının irdelenmesi, daha sonra sırasıyla muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde tenkis isteğinin değerlendirilmesi gerektiği açıktır....

        Esas sayılı takip talebinde “32.175,42 TL alacağı takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yıllık %19,50 avans faizi ve değişen oranlardaki faizi” ile talep etmiş ise de huzurdaki itirazın iptali davasını açan dilekçesinde faiz talep etmediği, Davaya esas takip talebinde öngörülen faiz istemi gözetilerek, Sayın Mahkeme'nin alacağın varlığına hükmetmesi durumunda, davacının asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari işlerdeki avans oranında faiz isteyebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği belirtilmiştir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/72 Esas KARAR NO : 2022/42 DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/02/2022 KARAR TARİHİ : 08/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesinde; Müvekkili bankanın--------- imzalandığını, davalı borçluların ----- müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, söz konusu sözleşme uyarınca borçlu şirkete ticari çek kredisi ve ticari kredi kartı kullandırıldığını, davalı borçlulardan ---- serbest ----- ile borcun tamamına, ----- olduğunu, borçluların imzalanmış olan sözleşmelere aykırı davranarak müvekkili bankadan kullandığı kredi borçlarını geri ödememesi nedeniyle davalı--- ihtarnameleri keşide edildiğini, borcun ödenmemesi nedeniyle borçlular hakkında ------- haciz yoluyla ilamsız takibe geçildiğini, borca ilişkin itiraza karşı borçlular tarafından...

            Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiasının tanık dahil her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı olduğu, tarafların gösterdiği tanıkların açıklanan ilkeler çerçevesinde dinlenmediği ve gerekli deliller toplanmadan yemin deliline başvurulmak suretiyle karar verildiği, kural olarak davada tanık vs. gibi delillere dayanıldığına göre önceliklebu delillerle neticeye gidilemiyorsa HUMK’nun 337 vd. maddeleri uyarınca en son olarak yemin deliline başvurulması gerektiği, gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda vekaletin hile ile alınması veya kötüye kullanılmasının sözkonusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı....

              nin sözleşme imzalandığı tarihteki tek ortağı ve yetkilisi olduğunu, davalının alınan kredi nedeniyle ortaya çıkan yararları elde ettikten sonra kendi yol açtığı şekle aykırılığa dayanarak sorumluluktan kurtulma çabasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu savunmuştur. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/9549 Esas 2017/2962 Karar sayılı 11/04/2017 tarihli ilamında da açıklandığı üzere; asıl borçlu şirketin ortağı ve yöneticisi olan davalının şekil şartına sığınarak kefalet sözleşmesinin hükümsüzlüğünü dile getirmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmadığı gibi iyiniyet kurallarına da aykırı sayılamayacağından borçlu şirketin ortağı ve yöneticisi olan davalının şekle aykırılık nedeniyle kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmadığından davacının bu savunması yerinde görülmemiştir. Anılan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiştir. İİK'nın 67/2....

              nin sözleşme imzalandığı tarihteki tek ortağı ve yetkilisi olduğunu, davalının alınan kredi nedeniyle ortaya çıkan yararları elde ettikten sonra kendi yol açtığı şekle aykırılığa dayanarak sorumluluktan kurtulma çabasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu savunmuştur. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/9549 Esas 2017/2962 Karar sayılı 11/04/2017 tarihli ilamında da açıklandığı üzere; asıl borçlu şirketin ortağı ve yöneticisi olan davalının şekil şartına sığınarak kefalet sözleşmesinin hükümsüzlüğünü dile getirmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmadığı gibi iyiniyet kurallarına da aykırı sayılamayacağından borçlu şirketin ortağı ve yöneticisi olan davalının şekle aykırılık nedeniyle kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmadığından davacının bu savunması yerinde görülmemiştir. Anılan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiştir. İİK'nın 67/2....

                CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının takip dayanağı yapabileceği güçteki belgeye takipte dayanmayarak, bunlara yönelik itirazı bekledikten sonra itirazın iptali davasında söz konusu belgeye dayanmasının hakkın kötüye kullanılması anlamında olduğunu, icra takibinde borcun sebebinin fatura olarak gösterilmesine rağmen, dava aşamasında sözleşme deliline dayanarak hak talebinde bulunulduğunu, bu durumun Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararında belirtilen “hakkın kötüye kullanılması” olduğunu, esasen, dayanak yapılan faturanın, kesilen iade faturası nedeniyle herhangi bir alacak hükmü bulunmadığını, davacının icra takibinde ileri sürdüğü borç sebebi ile iptal davasında borç sebebini farklı gösterdiğini, takip talebinde sözleşme ile ilgili iddialarını sakladığını, itiraz sonrası alacağın sözleşmeye dayandığını iddia ederek savunma kabiliyetlerini kötü niyetle kısıtladıklarını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, yasal şartlarını gerçekleştirmeyen davacının asıl talebine...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-ALACAK Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve danışıklı temlik nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmazsa alacak isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakan babaları ...'ın ... ada ... nolu parseldeki payının vekil kıldığı davalı yeğeni ... tarafından diğer davalı yeğeni ...'e aktarıldığını, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muvazaalı temlik nedeniyle işlemin geçersiz bulunduğunu ileri sürerek tapu iptali-tescile, aksi takdirde mirasbırakanlarının pay bedelinin vekil ...'dan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir....

                    UYAP Entegrasyonu