Açıklanan bu nedenlerle somut olayda takip sonucunda karşı tarafa tahmili gereken vekalet ücreti, bilfiil tahsil edilmiş olmasa da, davalı müvekkilin karşı tarafla anlaşması ve sonrasında da davacıyı azletmesi ne-deniyle, tahsili davalının kusuru ile imkansız hale geldiğinden, davacı avukatın Avukatlık Kanunu'nun 164/son maddesinde düzenlenen yasal vekalet ücretine de hak kazandığının kabulü gerekir. O halde mahkemece davacının talebi gözönünde bulundurularak, takip etmiş olduğu takip nedeniyle, Avukatlık Kanunu'nun 164/son maddesine göre davacı yararına hasma yükletilmesi gereken vekalet ücretine de karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözardı edilerek, karşı taraftan tahsil edilmediği gerekçesiyle bu istemin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
nin talebi halinde yatırana iadesine, peşin yatırılan 21,15-TL. harcın da davalı ...’ndan alınarak davacı tarafa verilmesine,) cümlesinin yazılmasına, b) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin 6. bendinin hükümden çıkarılmasına, yerine (Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden 1.200,00-TL. maktu vekalet ücreti ile bu dava için davacı tarafça yapılan toplam 903,55-TL. yargılama giderinin davalı ...’ndan alınarak davacı tarafa verilmesine) cümlelerinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı ...’ndan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Fakat mahkeme davalıdan tahsili yönünde hüküm kurmuş, bu karara yönelik davalı istinafa gelmemiştir. İstinafa gelenin sıfatına göre arabuluculuk ücreti yönünden kazanılmış hak kapsamında arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olmakla bu noktada karara dokunulmamıştır. (Davacının hukuki yararı yok) Vekalet ücreti yanlış olmakla birlikte bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacının vekalet ücreti yönünden istinaf talebi kabul edilerek ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak yeniden karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)-------- MADDİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN; Davanın feragat nedeniyle reddine, 1-Tarafların vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA, B)BAKICI ÜCRETİ YÖNÜNDEN; -----bakıcı ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.484,27 TL karar ve ilam harcından 20,50 TL peşin harç ile 286,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.177,77 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 2-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan 330,80 TL harç ile 700,00 TL bilirkişi ücreti ve 350,90 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.050,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine...
Sonuç: Hüküm fıkrasına 8 numaralı bent olarak; “ 8- Davacının 42.323,42 TL. fazla çalışma ücreti talebi reddedildiğinden, karar tarihindeki AAÜT. si uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 4.955,57 TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile vekille temsil edilen davalıya verilmesine, “ bendinin eklenmesine, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 03.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Açıklanan nedenlerle, İİK ' nun 195. maddesinde iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masraflarının ana paraya ekleneceği, vekalet ücreti alacağının takip masrafı kalemi olarak kabul edilmediği, dolayısıyla takip dosyasında kapak hesabında yer alan icra vekalet ücreti alacağının masaya kaydı gereken alacak kalemlerinden olmadığı, yukarıda değinilen ve yerleşik uygulama haline gelen içtihatlarda, vekalet ücreti alacağının takip masrafı olmadığı için masaya kaydı talep edilemeyecek alacaklardan olduğunun açıkça ifade edildiği, bu itibarla icra vekalet ücreti İİK 195.maddesi kapsamında bulunmadığından raporda tespit edilen toplam 49.416,69 TL alacaktan, icra vekalet ücreti olarak hesaba dahil edilen 4.901,08 TL vekalet ücreti mahsup edilerek / düşülerek, neticede masaya kaydı gereken alacak tutarının 44.515,61 TL olduğu belirlenmiş bu miktar üzerinden davanın kısmen kabul kısmen reddi yönünde karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Hükmün sanık tarafından temyiz edilmediği ve katılan vekilinin de, sadece katılan kurum lehine vekalet ücreti verilmemesi hususunu temyiz ettiği, hükmün diğer yönleriyle ilgili herhangi bir temyiz isteminin bulunmadığı anlaşılmakla; Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2012/11-1322 E., 2013/421 K. sayılı ve 22.10.2013 tarihli kararında açıklandığı gibi, hükmün yalnız katılan ya da vekili tarafından vekâlet ücretine hükmedilmediğinden bahisle temyiz edilmesi durumunda, temyiz incelemesi de yalnızca vekâlet ücreti ile sınırlı olarak yapılacağından, katılan vekilinin “vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine” ilişkin talebi ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca, kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine, tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde...
O halde, Dairemizin düzeltilerek onama ilamının kaldırılarak Mahkemenin kararı davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden bozulmalıdır. SONUÇ: 1-Açıklanan nedenlerle davalı Kurum vekilinin maddi hata dilekçesindeki talebi yerinde bulunduğu anlaşıldığından, Dairemizin Mahkemenin anılan kararının düzeltilerek onanmasına ilişkin 17.12.2018 tarih 2018/3498 E 2018/10701 K sayılı ilamının kaldırılmasına; 2-Davalı Kurum vekilinin davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden yaptığı itirazlarının incelemesinde; Davacı tarafın davası reddedildiği halde, mahkemece davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalı kurum lehine vekalet ücreti verilmemesi hatalı olup bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır....
O halde, Dairemizin düzeltilerek onama ilamının kaldırılarak Mahkemenin kararı davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden bozulmalıdır. SONUÇ: 1-Açıklanan nedenlerle davalı Kurum vekilinin maddi hata dilekçesindeki talebi yerinde bulunduğu anlaşıldığından, Dairemizin Mahkemenin anılan kararının düzeltilerek onanmasına ilişkin 17.12.2018 tarih 2018/3498 E 2018/10701 K sayılı ilamının kaldırılmasına; 2-Davalı Kurum vekilinin davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden yaptığı itirazlarının incelemesinde; Davacı tarafın davası reddedildiği halde, mahkemece davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalı kurum lehine vekalet ücreti verilmemesi hatalı olup bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır....
Mahkemece davacının talebi kısmen kabul edilerek çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulduğuna göre kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti verilmesi gerekirken davalı lehine vekalet ücreti verilmesi doğru olmamış bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK md. 438/7)....