WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda davacının hak etiği ücret alacağı ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Davacının istifa etmediği gibi azledilmediği de çekişmesiz olduğundan, davacının talep ettiği ancak halen devam eden dosyalar açısından alacak muaccel olmadığından ücret alacağına hükmedilemez. Muaccel alacaklar yönünden ise, davacının, ikinci vekilin vekalet sunmasından önce biten dosyalar açısından akdi ve karşı yan vekalet ücretinin tamamına hak kazandığı açıktır. İkinci vekilin vekalet sunup bu aşamadan sonra biten davalarda ise davacı, akdi vekalet ücretinin tamamını karşı yan vekalet ücretinin ise yarısını talep edebilir. Bu ilkeler ışığındaBilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir....

    Ş. hakkındaki davanın reddi sebebiyle 200,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 1.320,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. Sonuç: Yukarıda açıklanan sebeplerle hüküm fıkrasının 1. bendinin silinmesine, yerine; “1-Davalı .... A.Ş. aleyhine açılan dava hakkında; davanın reddine, Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 08.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacının vekalet ücreti alacağı belirlenirken her dava ve icra takibindeki davacı istemi ile bağlı kalınarak Avukatlık Kanunun 164/4 ve 5. maddelerine göre ücret alacağı belirlenmelidir Somut olayda , mahkemece sadece Avukatlık Kanunu madde 164/son gereği davacı avukatın ücret hakkının bulunduğu kabul edilmiş,hüküm buna göre kurulmuştur. Öyle ise mahkemece, Avukatlık Kanununun 164/4 maddesi gereğince davacı avukata AAÜT. uyarınca vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Müdürün ücret alacağı yönünden yapılan değerlendirmede şirket anasözleşmesi ve ticaret sicil müdürlüğü cevabi yazısı ile gönderilen genel kurul kararları nazara alındığında bu yönde anasözleşmede bir hüküm bulunmadığı gibi TTK 616/1-f uyarınca genel kurulda davalı lehine bu yönde bir karar alınmamıştır. Davalıya bu belirleme ile tutarlı olarak müdürlük yaptığı dönem boyunca yöneticilikten kaynaklanan ücret de ödenmemiştir. Davalının şirket ortağı olduğu da nazara alındığında anayasada belirlenen angarya yasağı kapsamında bulunmayan davalının genel kurulda karar alınmaksızın ücret alacağı bulunduğu kabul edilmemiştir. Bu alacak kalemi yönünden davalını alacağı bulunmadığı kanaatine varılmakla ret kararı verilmiştir....

          Davalılar, faks belgeyi kabul etmediklerini, bu belgedeki imzalarında kendilerine ait olmadığını, yapılan ödemenin de azilden önceki vekalet ücret alacağına ilişkin olduğunu, haklı nedenle davacıyı azlettiklerini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, azilden sonra davalılarla vekalet ücret alacağının ödenmesine yönelik mutabakata vardıklarını iddia ederek protokolden kaynaklı vekalet ücret alacağının tahsilini istemiş, yargılama aşamasında da açıkça azil hükümlerine dayanmadığını belirtmiştir. Davalılar ise faks belgeye itibar edilemeyeceğini, imzanın kendilerine ait olmadığını, yapılan ödemenin azil öncesi avukatın eksik ödenen ücret alacağı için yapıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

            Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekili temyiz dilekçesinde yerel mahkemece takdiri indirim nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirttiği, ancak zamanaşımı itirazı doğrultusunda bir kısım dönemler alacağa dahil edilmediği gibi, ödemelerin yapıldığı banka kayıtları vs. itirazlar ile davacının talep ettiği alacaklardan daha düşük bir oranda alacağa hükmedilmesi sebebiyle vekalet ücretine hak kazandıklarını belirtmiştir. Mahkemece reddedilen bölüm hakkaniyet indirimden kaynaklandığından davalı lehine vekalet ücretine hükmetmemiştir. Dosyanın incelenmesi neticesinde; 12.07.2013 tarihli ilk bilirkişi raporunda fazla mesai alacağı olarak 8972,52 TL, ulusal bayram genel tatili alacağı olarak 2118,50 TL ./.....

              Davacı avukat olup, imzaladığı sözleşmenin sonuçlarını bilebilecek bir kişidir.Taraflar arasında düzenlenen sözleşme hizmet-hukuk müşavirliği niteliğinde bir sözleme olup belirlenen ücretin,Avukatlık Kanununun 164. maddesinin 4. fıkrasının 1. cümlesinde belirtilen anlamda ve asgari ücret tarifesi altında ücret olduğu kabul edilemez.Bu nedenle taraflar arasındaki ihtilafın, tarafların serbest iradeleri ile yaptıkları sözleşme hükümlerine göre çözümü gerekir.Taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğu görüşüne ağırlık veren bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması yasaya aykırıdır.Mahkemece geçerli olan sözleşme hükümleri esas alınarak bu çerçevede bilirkişi incelemesi yaptırılması ve davacının alacağı vekalet ücretinin belirlenmesi gerekirken yerinde olmayan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

                Davacı avukat olup, imzaladığı sözleşmenin sonuçlarını bilebilecek bir kişidir.Taraflar arasında düzenlenen sözleşme hizmet-hukuk müşavirliği niteliğinde bir sözleme olup belirlenen ücretin,Avukatlık Kanununun 164. maddesinin 4. fıkrasının 1. cümlesinde belirtilen anlamda ve asgari ücret tarifesi altında ücret olduğu kabul edilemez.Bu nedenle taraflar arasındaki ihtilafın, tarafların serbest iradeleri ile yaptıkları sözleşme hükümlerine göre çözümü gerekir.Taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğu görüşüne ağırlık veren bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması yasaya aykırıdır.Mahkemece geçerli olan sözleşme hükümleri esas alınarak bu çerçevede bilirkişi incelemesi yaptırılması ve davacının alacağı vekalet ücretinin belirlenmesi gerekirken yerinde olmayan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, davacı kadın tarafından talep edilen ziynetlerin bedelinin davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiş, kadının kabul edilen boşanma davasında vekalet ücretine hükmedildiğinden ziynet davasında vekalet ücretine karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir. Ziynet alacağı davası boşanmanın fer'i niteliğinde olmayıp ayrı bir davadır. Yargılama giderleri haksız çıkan taraftan alınır (HMK m.326). Vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir (HMK m.323)....

                    Hüküm tarihindeki yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesine göre kira alacağı yönünden nisbi vekalet ücreti takdirine, tahliye istemi yönünden aynı Tarifenin 9/1.maddesi uyarınca bir yıllık kira alacağı tutarı üzerinden hesaplanacak vekalet ücreti verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalı yararına kira alacağı yönünden eksik, tahliye istemi yönünden hiç vekalet ücreti takdir edilmemiş olması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 09/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu