, resmi - dini bayram tatili alacağı, asgari geçim indirimi alacağı, izin ücreti alacağı ve ücret alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ancak; davacının ücreti net 3.000,00 TL tespit edilerek fazla mesai ve ihbar tazminatı alacaklarının hesaplanmasına rağmen, banka hesabına yatırılan ücretlerin bu miktarın altında kaldığı, davacının da çalıştığı süre içinde ücretlerinin eksik ödendiğine ilişkin iddiası dikkate alındığında yapılan ödemeler dikkate alınarak eksik ödenen ücretinin hüküm altına alınması gerekirken ücret alacağı talebinin tamamen reddi hatalı olup davacının bu hususa ilişkin istinaf talebi yerindedir. Dosyada mevcut banka kayıtlarına göre 07/06/2016 tarihinde maaş açıklaması adı ile 739,97 TL, 01/07/2016 tarihinde 1.300,99 TL, 05/08/2016 tarihinde 1.300,99 TL ödemenin yapıldığı, davacıya 2 ay 18 gün çalışması karşılığında 7.800,00 TL ücret ödenmesi gerekirken banka hesap ekstresi gereğince toplam 3.341,95 TL ücret ödemesi yapıldığı, bu durumda davacının net 4.458,05 TL bakiye ücret alacağının bulunduğu anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak davacının bakiye ücret alacağı hüküm altına alınmıştır....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, müvekkili ile onun müvekkilleri arasında imzalanan avukatlık ücret sözleşmesi gereğince hak ettikleri vekalet ücretinin tahsili için icra takibi yaptıklarını ve takibin kesinleşmesi üzerine Kadıköy 5. İcra Müdürlüğü'nün 2009- 25655 esas sayılı dosyasına haciz kararı gönderildiğini, İstanbul 8. İcra Müdürlüğü'nün 2008- 17300 esas sayılı dosyasında yapılan derece kararında hatalı olduğunu, zira müvekkilinin davalılardan sonra gelmek üzere son sıraya yazıldığını, yapılan sıra cetveli ile derece kararının yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin alacağı vekalet ücreti sözleşmesine dayalı ücret alacağı olduğu için Avukatlık Kanunu gereğince rüçhanlı alacak olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan ... vekili, müvekkilinin haczinin ilk haciz olması nedeniyle ilk derecede yer almasının doğru olduğunu savunarak, şikayetin reddini talep etmiştir....
KARAR Davacı, davalıların avukatı olarak Asliye Ticaret Mahkemesindeki davayı takip ettiğini, sözlü anlaşma uyarınca dava değerinin %10'u oranında vekalet ücreti ödeneceği kararlaştırıldığını, davanın aleyhlerine sonuçlandığını, yaptığı hiçbir masrafınında ödenmediğini ileri sürerek, masraf ve vekalet ücreti alacağı 30.000 YTL'nin faizi ile ödetilmesini istemiştir. Davalılar, davanın aleyhlerine sonuçlandığını davacının maktu ücret alacağını savunarak davanın reddini dilemiş, birleşen davada davalı ... , davacı aleyhine, icrada tahsil edilen paradan ödenmeyen 4.321.00 YTL'nin faizi ile tahsilini istemiştir....
İcra müdürlüğünün 2005/8247 Esas sayılı dosyasında davalının kendisine bilgi vermeden borçlu ile anlaştığını ve vekalet ücretini ödemediğini, ayrıca nisan, mayıs, haziran 2008 aylarına ait danışma ücretlerinin ödenmediğini, ihtarla bu ücretleri istediğini ve ödenmediğini bu sebeple 27.06.2006 tarihinde ihtarla sözleşmeyi feshedip takip ettiği dosyalardan haklı olarak istifa ettiğini, takip ettiği dosyalardan vekalet ücreti alacağı ve sözleşme sonuna kadar alması gereken danışma ücretinden hapis hakkını kullandığı 1402,00 YTL mahsup edilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 6000,00 YTL ücret alacağı ile 460,00 YTL masraf alacağının 27.06.2006 tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir....
DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 09/12/2014- 02/02/2017 tarihleri arasında davalı yanında bireysel bankacılık satış temsilcisi olarak çalıştığını, iş akdini yoğun satış baskısı, müşteriyi kandıran etikdışı satış stratejileri geliştirerek uygulatmak, zam ve sosyal yardım vaatlerinin uygulanmaması nedenleriyle haklı olarak fesih ettiğini ancak davalı tarafından müvekkilinin hak ettiği alacakların kendisine ödenmediğini beyan etmiş, müvekkilinin kıdem tazminatı, prim, fazla çalışma ücret alacağı, hafta tatili ücret alacağı ve yıllık izin ücret alacaklarının davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 205.63 TL ücret alacağı olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına reddedilen kısım üzerinden 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 323/ğ. maddesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesine göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi bozma sebebi ise de, yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....
Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12/2. maddesinde “Şu kadar ki asıl alacak miktarı 3.666,66 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, mahkemece reddedilen alacak miktarı bakımından davalı lehine hükmedilmesi gereken vekalet ücreti, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 100,00 TL iken 1.276,81 TL'ye hükmedilmesi isabetli olmamıştır....
Şirketinin alt işveren olduğunun anlaşılmasına, 2-Fazla mesai ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarından takdiri indirim yapılıp yapılmadığı Mahkeme gerekçesinden anlaşılamamakta ise de ileride açılabilecek ek davada bu hususun gözetilebilecek olması nedeni ile sonuca etkisinin olmamasına, 3-Mahkeme gerekçesinde davacının 6560 TL. ücret alacağı olduğu tespit edildikten sonra taleple bağlı olarak net 5395 TL.’nın ücret alacağı olarak hüküm altına alınmasının akabinde, hangi alacak kalemine ilişkin olduğu belirtilmeksizin genel bir ifade ile “fazlaya ilişkin talebin reddine” şeklinde hüküm fıkrasına geçen ifadenin bakiye ücret alacağının reddi anlamına gelmemesi, diğer yandan talep edilip de reddedilen sair bir meblağ bulunmaması nedeni ile davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde bir hata bulunmadığının anlaşılmasına göre davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün bu açıklama ile ONANMASINA, aşağıda yazılı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak (vekalet ücreti alacağı talebi) davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 6.2.1984 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi gereğince, davalıların murisleri ... ve ......