Sayılı vasiyetnamenin iptali dava dosyasına konu olan Milas 1. Noterliğinin 13476 yevmiye no ile 16.12.2009 tarihinde tevdi edildiğini, Milas Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/330 E. Sayılı dosyasından açılmış olan Ali Arık'ın vasiyetnamesi şekil şartlarına uyulmamış olduğundan geçersiz olduğunu, Türk Medeni Kanunu'nun 538. Maddesinde el yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek, başından sonuna kadar miras bırakanın kendi el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olmasını zorunlu kıldığını, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesince hazırlanan 2018/117500 nolu ve 06.05.2019 tarihli raporunda inceleme konusu el yazılı vasiyetnamenin fotokopi olduğu tespit edildiğini, açılması istenen vasiyetname taslağı bir an için vasiyetname olarak kabul edilse dahi şekil şartlarına uygun olmadığı için yine geçersiz olduğunu, kaldı ki Türk Medeni Kanunu'nun 542....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/438 Esas 2017/1058 Karar sayılı dosyasında mirasçılardan T4 muris Sezer Özsezer'in 19/04/2017 tarihinde el yazılı vasiyetname düzenlediğini belirterek bu vasiyetin açılıp okunmasını talep ettiğini, mahkemece 19/04/2017 tarihinde imzalamış olduğu el yazılı vasiyetnamenin açılıp okunduğunu, mahkemece okunmasına karar verilen vasiyetnamenin hukuken geçerli olmadığını, TMK md.538'de ''El yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek başından sonuna kadar miras bırakanının el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur'' hükmünün yer aldığını, açıkça görüleceği üzere dava konusu vasiyetnamenin başından sonuna kadar miras bırakanın el yazısı ile yazılmadığını, bu kapsamda vasiyetname maddede belirtilen şekil şartını haiz olmadığından geçersiz olduğunu, iptali istenilen vasiyetnamenin içeriğinde murisin müvekkili davacıları mirasçılıktan çıkardığını beyan ettiğini, oysa murisin vasiyetnamesinde mirasçılıktan çıkarmaya ilişkin belirttiği sebep...
Dava konusu uyuşmazlık, hukuki ehliyetsizlik ve ikrah iddiasına dayalı vasiyetnamenin iptali talebine ilişkindir. TMK 557.maddesinde, vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması olarak dört tanedir. İkrah (korkutma), kişinin irade serbestîsini ihlal suretiyle onu gerçek isteğine uymayan bir beyanda bulunmak zorunluluğunda bırakan, hukukun caiz görmediği davranışlardır. İkrah, maddi ve manevi olmak üzere iki türlüdür. Bir kimseye o akdi yapmasını temin için maddi tazyik yapılmışsa, örneğin eli tutularak zorla sözleşmenin altı imzalatılmışsa bu halde maddi ikrah hali varsayılır....
Sağlık Bakanlığı Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu Raporu geçersiz olduğunu, müteveffanın rücu senedini düzenlendiği zamanda 82 yaşında olup, aynı zamanda davacı olan üçüncü eşi T1’in baskısı ve iradesini sakatlaması sebebiyle bu belgenin düzenlendiğini, tek başına hukuki hak ve menfaatlerini koruyabilecek düzeyde olmayan kişinin en yakınındaki kişi tarafından bu şekilde iradesini sakatlayacak şekilde yönlendirilebileceğinin açık olduğunu, tüm bu sebepler doğrultusunda geçersiz olarak düzenlenmiş olan rücu senedinin iptali ile daha önce düzenlenmiş olan vasiyetnamenin geçerliliği noktasında sayın istinaf mahkemenize başvurma zorunluluğu oluştuğunu bildirerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taraf, vasiyetnameden rücu edilerek dönüldüğü nedenine dayalı vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. Dosya arasında mevcut İstanbul 3....
Öte yandan, hâkim yukarıda değinildiği gibi davacının bildirdiği maddi olaylar ve son istekle bağlı ise de, HMK'nin 33.maddesi uyarınca ileri sürülen maddi olaylarda hangi hukuki sebebe göre karar vereceğini tayin ve takdir etmek durumundadır. Başka bir anlatımla, maddi olgu ve olayları (vakıaları) bildirmek yanlara, bildirilen bu olay ve olgulara göre hukuki nitelendirmeyi yapmak, uyuşmazlığı çözüme ulaştıracak kanun hükmünü bulup uygulamak hakime aittir. Öyle ki, hukuki sebep yanlış gösterilmiş veya hiç gösterilmemiş olsa dahi hakim tarafından en uygun hukuki sebebin bulunması ve ona göre karar verilmesi gerekir. Somut olayda, iddiaların ileri sürülüş biçimi ve tüm dosya içeriğine göre; dava, hukuki ehliyetsizlik ve irade fesadına dayalı vasiyetnamenin iptali, olmazsa tenkis, bunun da mümkün olmaması halinde tazminat isteğine ilişkindir....
Mahkemece; vasiyetnamenin açılması dosyasında mirasçılara henüz tebligatların yapılmadığı ve bu sebeple vasiyetnamenin tenfizi davası açılması için gerekli yasal sürelerin dolmadığı gerekçesiyle, usulüne uygun açılmayan davanın reddine dair verilen karar, davacıların temyizi üzerine Dairece verilen 19.11.2012 tarihli ve 2012/17795 Esas 2012/23824 Karar sayılı kararla; vasiyetnamenin yerine getirilmesi için gerekli olan vasiyetnamenin açılmasına ilişkin şartın gerçekleştiği, vasiyetnamenin davalıya okunduğu tarih ile işbu dava tarihi arasında vasiyetnamenin iptali için öngörülen sürenin dolduğu, davalı tarafça vasiyetnamenin iptaline yönelik dava açıldığının da ileri sürülmemiş olması nedeniyle davanın esasına girilerek taraf delillerinin usulünce toplanılıp değerlendirilmesi ve sonuca göre bir karar verilmesi gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyan mahkemece; davalı tarafça verilen cevap dilekçesinde vasiyetnamenin iptali ve tenkisi def'i olarak ileri sürülmüş ise de, vasiyetnamenin iptali...
Mahkemece; murisin vasiyetname yaptığı tarihte hukuki ehliyete haiz olduğu, davacı tarafın murisin baskı altında olduğuna dair iddiasını da ispatlayamadığı, gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava; hukuki ehliyetsizlik sebebine ve yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sebebine dayalı vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. Vasiyetçi 1926 doğumlu olup, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte 86 yaşındadır. Duruşmada dinlenen davacı ve davalı tanıkları murisin akıl sağlığının yerinde olmadığına dair beyanda bulunmadıkları anlaşılmaktadır. Ancak, hukuki ehliyet durumunun doktor raporu ile kanıtlanması esas olup, tanık beyanları bu durumun saptanmasında nazara alınabilecek birer veridir....
(Yargıtay 3 hukuk 2018/5856E-10138K) Somut olayda vasiyetnamenin TMK 535. Maddesine uygun olarak iki tanığın önünde vasiyetnamenin okunduğu ve tanıkların önünde murise okunduğu mirasbırakanının vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ederek vasiyetnamenin imzalandığı anlaşılmaktadır. Davacının bu yöndeki iddiasına itibar edilmemiştir....
Temyiz Nedenleri Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının eşi ve akrabası olan tanık beyanlarına itibar edilirken diğer davacı tanığının mirasbırakanın mallarını satmak istediğine ilişkin beyanının dikkate alınmadığını, davacı tanıklarının taraflı beyanda bulunduğunu, yapılan zabıta araştırması ile davalının alım gücünün bulunduğunun ortaya konulduğunu, davalıların dava konusu olmayan 1000 dönümün üzerinde arazide tarım ve ticaret yaptıklarını, mirasbırakanın temlik dışı taşınmazlarının bulunduğunu, vasiyetnamenin iptali davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davanın konusuz kalma ihtimalinin bulunduğunu, taşınmazlar vasiyetname ile davalıya bırakılmasına rağmen vasiyetname tarihinden sonra satılmasının gerçek bir ihtiyaç haline işaret ettiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1....
Noterliğinin 23/06/2004 tarih ve 04940 yevmiye nolu düzenleme şeklinde vasiyetname düzenlediğini, vasiyetname ile Kumlu İlçesindeki 95 parsel sayılı taşınmazı davalıya bıraktığını, vasiyetnamenin şekil şartlarına uyulmadan düzenlendiğini, murisin tasarruf ehliyetinin bulunmadığını ve akıl sağlığının yerinde olduğuna ilişkin doktor raporu alınmadığını, görme engelli olup, okuma yazmasının olmadığını, mal kaçırma saiki ile vasiyetname düzenlediğini, müvekkilinin saklı payının ihlal edildiğini savunarak; vasiyetnamenin iptalini, aksi takdirde saklı pay oranında iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, vasiyetnamenin yasanın aradığı şekil şartlarını taşıdığını, murisin okuma yazma bildiğinin açıkça vasiyetnamede belirtildiğini, tasarruf nisabına aykırılık bulunmadığını, vasiyetnamenin murisin gerçek iradesini taşıdığını savunarak, davanın reddini istemiştir....