Sulh Hukuk Mahkemesinde vasiyetnamenin okunduğunu, vasiyetname tarihinde murisin fiili ehliyetinin bulunmadığını, vasiyetnamenin düzenlenme tarihi, murisin ölümünden 54 gün öncesi olduğunu, murisin kanser tedavisi gördüğünü, vasiyetnamenin düzenlendiği 05/11/2021 tarihinde murisin fiil ehliyetinin bulunmaması nedeniyle, mutlak butlanla batıl olan vasiyetnamenin öncelikle bu yönden iptaline karar verilmesini talep ettiklerini, vasiyetnamenin şekil şartına aykırılık nedeniyle de geçersiz ve hükümsüz olduğunu, murisin, davalı tarafından vasiyetname yapmaya zorlanmış ve aldatıldığını belirterek vasiyetnamenin iptalini ve dava konusu taşınmazlara teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmişlerdir....
Diğer davacı T2 ise davayı takip etmemiştir, onun yönünden açılmamış sayılması kararı, davacı T1 yönünden ise vasiyetnamenin iptalini gerektirir bir durum mevcut olmadığından" gerekçeleri ile; 1- Davacı T1 tarafından açılan davanın esastan REDDİNE, dair karar verilmiştir. Dairemizce verilmiş olan 13/10/2021 tarih ve 2021/1676 esas 2021/1987 karar sayılı kararımız "Davacı ehliyetsizlik nedenine dayalı vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. Hemen belirtmek gerekir ki; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.4.1990 gün ve 1990/1–152, 1990/236 sayılı kararında vurgulandığı gibi, davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Hukuki sebeplerden bir tanesinin diğer hukuki sebebin incelenmesine olanak verir niteliği bulunduğu sürece önem ve lüzum derecesine göre birden fazla hukuki sebep aynı davada inceleme ve araştırma konusu yapılabilir....
Az önce açıklanan Yasa maddesindeki şekil şartı ispat şartı olmayıp geçerlilik koşuludur. Mirasçılar arasında yazılı olarak yapılmayan miras taksim sözleşmelerine hukuki sonuç bağlanamaz. Taraflar arasında 118 ada 23 parselin taksimine ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığından şekil şartı eksikliği nedeniyle geçersiz olan sözleşmeye dayalı olarak açılan tapu iptali tescil davasının reddine karar verilmesi gerekirken, tanık delili esas alınarak taraflar arasında miras taksim sözleşmesinin yapıldığı benimsenerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenle davalıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde davalı ... ile ...'...
önce vasiyetçinin yaşı ve sağlık durumu göz önüne alınarak tam teşekküllü bir devlet hastanesinden bu tür hukuki işlemler yapabilmek için hukuki ehliyeti olup olmadığına dair rapor aldırılması gerektiğini, murise ait tedavi evrakları getirilerek Adli Tıp Kurumundan vasiyet ve hukuki işlem ehliyeti bakımından rapor alınması gerektiğini, vasiyetnamenin Borçlar Kanunundaki ehliyetsizlik, yanılma, korkutma veya zorlama, şekil şartlarına uymama ve muvazaa konusundaki genel hükümlere göre vasiyetnamenin iptali gerektiğini beyan ederek; diğer her türlü dava ve talep hakları saklı tutularak davanın kabulü ile vasiyetnamenin iptaline, aksi durumda tereke mal varlığı tespit edilerek uzman bilirkişi marifetiyle yapılacak hesaplama sonucunda belirlenecek müvekkilin saklı payının, aynen; bu mümkün olmadığı takdirde parasal karşılığının en yüksek mevduat faiziyle birlikte ödenmek suretiyle TMK 560/1 ve 561/1 vd....
Davacı vekili dava dilekçesinde, öncelikle tenkis hukuksal nedenine dayalı saklı pay oranında tapu iptali ve tescil, uygun görülmemesi durumunda ikinci kademede tenkis hukuksal nedenine dayalı saklı pay oranında alacak talebinde bulunmuştur. 3. Tenkis davasını Türk Medeni Kanunu'nun 560 ıncı maddesine göre, saklı pay sahibi mirasçılar açabilir. Davacı ise, miras bırakan Sıtkıye Yüksel Karaer'in saklı pay sahibi mirasçısı değildir. Davacı vekili, tenkis davasını müvekkilinin babası ...'in saklı payına dayanarak açmıştır. Tenkis davası için öngörülen hak düşürücü süre dolmadan önce ölen saklı pay sahibi mirasçının, tenkis davasını açma hakkı kendi mirasçısına halefiyet yolu ile geçer (Ömer Uğur Gençcan, Miras Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara, 2021, 5. Baskı, sayfa 761). 4. Hâl böyle olunca, saklı pay sahibi mirasçı ...'in ölüm tarihi itibari ile tenkis davasını açması için öngörülen hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususu önem kazanmaktadır....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/1137 Esas, 2018/63 Karar sayılı dosyada vasiyetnamenin açılmış sayılmasına karar verildiğini, Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/487 Esas sayılı dosyasında vasiyetnamenin tenfizi davası açıldığını, dosyanın halen derdest olduğunu, murisin vasiyet düzenlediği tarihte temyiz kudretinden yoksun olduğunu, vasiyetname aslının arkasında Şanlıurfa ....Noteri tarafından vasiyet edenin hukuki ehliyeti bulunmadığına ilişkin dipnot düşüldüğünü, vasiyetnamenin hastanede düzenlendiğinin aşikar olduğunu ve birçok yönden hukuka aykırılık barındırdığını, mühendis olan murisin imza atamayacak kadar hasta durumda iken düzenlenen vasiyetnamenin geçerli olmadığını belirterek, kanuna aykırı vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/312 Esas sayılı dosyasında vasiyetnamenin iptali isteminde bulunmadığı, sadece tenkis talebinde bulunduğu halde vasiyetnamenin iptalini temyiz gerekçesi yapmasında hukuki yararının olmadığını, tenkis davasının davacı ... yönünden mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl içinde açılmadığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, vasiyetnamenin iptali yönünden dava reddedildiğinden reddedilen kısmı için lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin kabul/red oranına göre belirlenmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl ve birleştirilen Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/293 Esas sayılı dosyasında vasiyetnamenin iptali ile birleştirilen Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/312 Esas sayılı doyasında tenkis istemine ilişkindir. 2....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; vasiyetnamenin şekil şartlarına uyulmadan yapıldığından geçersiz olduğunu, adli tıp kurumu raporu alınmadan vasiyetnamenin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. C....
Noterliğince hazırlanan 12/02/2008 tarih ve 0001977 yevmiye nolu düzenleme şeklinde vasiyetname düzenlendiği tarihte müteveffa T1'in fiil ehliyetine sahip olup olmadığını değerlendirmesi gerekirken, vasiyetnamenin düzenlenme tarihinden yaklaşık 2 ay sonraki hastalık öyküsüne atıfta bulunarak fiil ehliyetinin olmadığı gerekçesi ile mahkemenin bu raporu hükme esas alması ve yargılama sonunda vasiyetnameyi iptal etmesi hukuka ve yasalara aykırı olduğunu bildirerek kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taraf, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkis isteğinde bulunmuştur. Bilindiği üzere, TMK.nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır....
Dava; hukuki ehliyetsizlik sebebine dayalı vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. Vasiyetçi 1336 doğumlu olup, vasiyetnamenin düzenlendiği 10.1.2003 tarihinde 83 yaşındadır. Hukuki ehliyet durumunun doktor raporu ile kanıtlanması esas olup, tanık beyanları bu durumun saptanmasında nazara alınabilecek birer veridir. Bu nedenle mahkemece davacı taraftan murisin vasiyetname tarihindeki sağlık durumunu gösterir hastane kayıtları, reçete, rapor, sağlık karnesi v.s gibi deliller re’sen sorulup istenmeli, vasiyetname tanzimine esas alınan sağlık ocağı raporu da celp edildikten sonra vasiyetname tanıklarından da bu konuda ayrıntılı bilgileride sorulduktan sonra dosyadaki tüm deliller değerlendirilerek vasiyetname tanzim tarihinde murisin hukuki ehliyete sahip olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak sonucu uyarınca bir karar verilmelidir. Belirtilen bu hususlar üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir....