Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esasen yukarıda da değinildiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında mirasbırakının gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Bir başka ifade ile murisin iradesi önem taşır....

    Davalılar; dava konusu vasiyetnamenin açılması dosyasında vasiyetnameyi kabul etmediklerini, dava açacaklarını beyan ettiklerini, vasiyetnameden rücu edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; vasiyetnamenin yerine getirilebilmesi (tenfizi) için de her şeyden önce vasiyetnamenin açıldığının ve iptali için yasada öngörülen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerektiği, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/242 esas 2015/293 karar sayılı dosyasının henüz kesinleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, murise ait resmi vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Vasiyetnamenin tenfizi davasında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, diğer şartların yanı sıra vasiyetnamenin ayakta kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir....

      Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili dilekçesi ile; müvekkillerinin babası muris ... 22.09.2008 tarihinde vefat ettiğini, 19.06.2000 tarihli el yazılı vasiyetnamesinin Ankara 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/1385 E. sayılı dosyasında açılıp okunduğunu; vasiyetnamede taşınır ve taşınmaz, tüm malvarlığını eşi ...ve kızı .... ile oğlu ... eşit şekilde paylaştırarak vasiyette bulunduğunun anlaşıldığını; sözkonusu vasiyetnamenin gerek şekil koşullarını taşımaması ve gerekse vasiyetname düzenlendiği tarihte murisin hukuki ehliyetinin olmaması ve lehine mal vasiyet edilenlerin etkisi altında düzenlemiş olması nedenleriyle iptalinin gerektiğini ileri sürerek; 19.06.2000 tarihli vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; haksız ve kötü niyetle ikame edilen davanın reddini istemiştir....

        Davacı vasiyetnamenin iptali istemine dayanak olarak murisin tasarruf ehliyetinin bulunmamasını, vasiyetnamenin yasal şekil şartlarını taşımadığını ve irade sakatlığını göstermiş ise de alınan kanaat verici Adli Tıp Raporu ile murisin tasarruf tarihi itibariyle tasarruf ehliyetinin bulunduğu anlaşıldığı gibi davaya konu vasiyetname asgari yasal şekil koşullarını taşımakta olup toplanan kanıtlardan murisin iradesinin fesada uğratıldığına ilişkin bir sonuca da varılmadığına göre vasiyetnamenin iptaline yönelik talebin reddinde yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır. Öte yandan tenkis yönünden yapılan araştırma ve alınan bilirkişi raporlarına göre (İstanbul Sultanbeyli Battalgazi Mahallesi 144 ada 4 parseldeki üç katlı binadaki muris hissesi de dahil edildiğinde) saklı paya tecavüzün de söz konusu olmadığı açıkça ortadadır. Bu durumda tenkise yönelik talebin reddedilmesinde de yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır....

        CEVAP Davalı-karşı davacı .... cevap ve karşı dava dilekçesinde; vasiyetnamenin tenfizine yönelik açılan davayı kabul etmediğini, miras bırakan babasının kendisinden ve diğer kardeşlerinden mal kaçırma amacıyla bu vasiyetnameyi düzenlediğini, babasının davacı kardeşini zenginleştirme çabasında olduğu, dava konusu vasiyetnamenin kendisinin miras hakkını ortadan kaldıran ve mafhuz hisseyi de aşar mahiyette bir hukuki işlem olduğunu ileri sürerek davanın reddini, karşı dava olarak vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir. III....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/426 esas sayılı davasında verilen kararın 23.10.2018 tarihinde kesinleşmesi ile davalının mirasbırakan ... ve ...’in mirasçısı olmadığının ortaya çıktığı, dava açıldığı tarihte davalının kayden mirasçı olduğu, bu nedenle mirasçılar arasında payları oranında tapu iptali ve tescili talebinin mümkün olduğu, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davanın da payı oranında açılabileceği dikkate alınarak davanın esasının değerlendirilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı talebin eldeki davanın açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilmesi gerektiği ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı talebin de üçüncü kişilere karşı dahi miras payı oranında ileri sürülebileceği gözetilerek davanın esası incelenip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....

            Hemen belirtmek gerekir ki; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.04.1990 gün ve 1990/1-152-1990/236 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Diğer taraftan maddi vakıayı bildirmek taraflara, hukuki nitelendirme yaparak olayı çözümlemek hakime aittir. Eldeki dosyada iddianın içeriğinden ve ileri sürülüş biçiminden davada ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali - tescil, vasiyetnamenin iptali ile terditli istek olarak tenkise dayanıldığı açıktır. Ne var ki, mahkemece ehliyetsizlik iddiası yönünden bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Ehliyetsizlik iddiasının kamu düzeniyle ilgili olması ve ehliyetsizliğin saptanması halinde diğer nedenlerin incelenmesine gerek kalmayacağı hususları gözetildiğinde, anılan isteğin öncelikle ele alınması gerekir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ehliyetsizlik nedeniyle vasiyetnamenin iptali ve tapu iptali-tescil ile muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmazsa tenkis isteklerine ilişkindir....

                Vasiyetnamenin amacının sağ kalan eşin evin tamamına sahip olmakla mağdur hale gelmesini önlemek olduğunu, 3. Vasiyetnamenin geçerli olduğunu, 4. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararına gerekçe yaptığı kısmın vasiyetnamede zaten bulunduğunu belirterek kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, vasiyetnamenin iptali aksi halde tenkis istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 532, 533, 534 ve 535. maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2....

                  Mahkemece; 19.11.2013 tarihli ilamla, davanın vasiyetnamenin tenfizine ilişkin olduğu, vasiyetname olduğu bildirilen belgenin TMK'nın 538.maddesinde düzenlenen el yazılı vasiyetnamenin şekil şartlarını içermediği, sadece "sene 1999 1. ay" yazıldığı, ayrıca altında imza bulunmadığı, vasiyetname olarak düzenlendiğini gösterir ibarenin bulunmadığı, bu nedenle geçerli bir vasiyetname olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu